Mide kanserinden Büyük Anadolu Hastanesi'nde kurtuldu

Mide kanserinden Büyük Anadolu Hastanesi'nde kurtuldu
Uzun süredir mide rahatsızlığı çeken Cemil Tan isimli hasta Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanlarının yaptığı başarılı operasyon ile şifa buldu

Sinop'un Ayancık ilçesinde ikamet eden 66 yaşındaki Cemil Tan, uzun süredir çektiği midede ağrı, yanma ve şişlik şikayetleri ile Büyük Anadolu Hastanesi'ne başvurdu.

Genel Cerrahi Uzmanları Opr.Dr.Kerim Güzel ve Opr.Dr.Muzaffer Al'un yaptığı muayene ve tenkitlerin ardından hastaya mide kanseri teşhisi koyuldu. Koyulan teşhis hasta ve yakınlarına anlatılarak ameliyat kararı alındı.
Hastaya Opr.Dr.Kerim Güzel ve Opr.Dr.Muzaffer Al tarafından halk arasında, kansız ameliyat veya kapalı ameliyat olarak bilinen laparoskopik yöntem ile operasyon yapıldı. Bu yöntem ile hem hasta, hastanede kalış süresi kısaldı, hem de normal yaşantısına daha az bir zamanda kavuştu.

Artık kanser hastalarının Samsun'dan başka şehirlere gitmesine gerek kalmadığını, gerekli bilgi donanım ve araç gereçlerin de ilimizde bulunduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanları Opr.Dr.Kerim Güzel ve Opr.Dr.Muzaffer Al, yapılan operasyon ve mide kanseri hakkında bilgi verdiler: "Mide kanserinin kalıtım ve gıda alışkanlıkları ile doğrudan ilişkisi vardır. Olguların % 90'ının nedeni bilinmez, % 10'u ailevi karakterdedir yani aynı anda birden çok aile bireyinde mevcuttur. Mide kanserlerinin sadece % 2-3'ü kalıtımsal (anne ve babadan çocuğa iletilme) gruptandır. Erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha fazla görülmektedir. Olguların % 6-7'si 50 yaşın altında ve % 2'si ise 40 yaşın altında yer almaktadır. Mide kanseri için günümüzde kabul gören risk faktörleri Helicobacter pylori enfeksiyonu, ileri yaş, diyet, atrofik gastritis, pernisiyöz anemi, sigara, menitrier hastalığı, adenomatöz polipler, familyal polipozis, radyasyon, aflatoksin,A kan grubu, Ebstein Barr virüsü Bunlar arasında en çok araştırılmış olanı diyettir. Özellikle konserve, tütsülenmiş aşırı tuzlanmış gıdalardan zengin diyetlerin mide kanseri riskini artırdığı bilinmektedir. Taze sebze ve meyveler,C vitamini mide kanserine karşı koruyucudur.
Mide kanserinin kendine özgü bir bulgusu yoktur. Hastaların %95'inde iştahsızlık ve zayıflama şikayeti vardır. Bazı hastalarda mide kanaması, kansızlık, büyük abdeste gizli kanama mide kanserinin belirtisi olarak ortaya çıkmaktadır. Kanserin ilerlediği hastalarda ı hastalarda midede ağrı, mide bölgesinde ele gelen sertlik, kusma ve karında asit birikimine bağlı şişlikler görülebilir." dediler.

Hastalığın teşhisinde temel tanı aracı üst gastrointestinal Endoskopi olduğunu ifade eden Opr.Dr. Kerim Güzel ve Opr. Dr. Muzaffer Al, "Bu yöntemle mide mukozası tümüyle görülür ve şüpheli alanlardan biyopsi alınarak hastalık teşhis edilebilir. Baryumlu grafilerde tanıda yardımcı olabilir. Tanı kesinleştirildikten sonra
yayılımı belirlemede en sık kullanılan tetkik Bilgisayar tomografidir.
Mide kanserinin tedavisi cerrahidir. Mide kanseri tedavisinde kemoterapi ve radyoterapinin yeri son derece sınırlıdır. Cerrahide Kanserin yerleşim yerine göre midenin bir kısmı yona göre da da tamamının çevredeki lenf bezleri ile bir bütün olarak çıkarılmaktadır. Açık cerrahi olarak yapılan bu operasyonlar günümüzde Laparaskopik (kapı) olarakta başarıyla yapılmaktadır. Bizde hastamıza Laparaskopik Radikal subtotal gastrektomi ve D2 lenf nodu diseksiyonu yaptık ve şifa ile taburcu ettik.
Laparoskopik cerrahinin avantajları nelerdir? Açık cerrahiye üstünlükleri nelerdir? Sorusunda ise; Deneyimli ellerde laparoskopik cerrahi karın açılarak yapılan ameliyatlardan iyi sonuçlar vermektedir. Laparoskopik cerrahinin başlıca en önemli avantajları;

Ameliyatların uzun kesiler yapılmadan gerçekleştirilebilmesi ve deri yüzeyinde estetik açıdan rahatsız eden izler kalmaması hem görsel hemde estetik bir avantaj sağlıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar, laparoskopik ameliyatların birçok ameliyat çeşidi için başta kanama ve enfeksiyon olmak üzere daha az yan etkiye neden olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca ameliyat alanında daha az doku hasarının olması, daha kolay ve hızlı iyileşme sağlamaktadır.
Açık ameliyatlardan sonra oluşan ve birçok hastada yaşamının sonuna kadar sıkıntı yaratan karın içi yapışıklıklar laparoskopik ameliyatlardan sonra daha az görülmekte; buda yapışıklıklara bağlı ileride gelişebilecek barsak dolanmasına bağlı barsakların tıkanıklığı, hastanın ikincil başka bir hastalığa bağlı gerekebilecek laparoskopi şansını yitirmesini minimale indirmektedir. Laparoskopik yöntemin en belirgin avantajlarından biri de ameliyat sonrası hastanın ağrısının daha az olması ve daha az ağrı kesiciye gereksinim duymasıdır. Laparoskopik cerrahide hastanede kalış süresi de daha kısadır. Hastanın normal fiziksel aktivitesine kavuşması ve işine dönebilmesi de daha kolay ve hızlı olur." diye konuştular. Süheyla Büyükkal

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum