Burun ameliyatında yeni dönem

Burun ameliyatında yeni dönem
İster kadın ister erkek olsun burun yüzün en dikkat çeken bölgesi olarak kabul ediliyor.

Uzun, kısa, yamuk, geniş ya da küçük burunlar sadece kişinin yüz görünüşünü bozmakla kalmıyor çoğu zaman fıkralara, esprilere konu olarak sosyal hayatı da olumsuz yönde etkiliyor. Oysa artık yeni yöntemlerle burun ameliyatı olmak oldukça kolay. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Karaca kullandığı teknikle burun ameliyatı sonrası yaşanacak sıkıntıların en aza ineceğini belirtirken, güzel burun kavramının doğallıktan geçtiğini söylüyor. Yapılan araştırmalara göre ameliyatsız burunlar günde ortalama 200 kez burnuna dokunurken, ameliyatlı burunlar 10 kez korkarak temasa geçiyor. Yeni yöntemle burna dokumayı öneren Karaca, tedavinin en önemli ayaklarından birinin bu olduğunu belirtiyor.


En çok yapılan estetik operasyonların başını çeken burun ameliyatları her geçen gün gelişen tekniklerle daha da kolaylaşıyor. Fakat güzel bir buruna sahip olmak için yapılan bu ameliyatlar her zaman istenilen sonucu veremeyebiliyor. Bazen şekli bazen de sonrasında nefes alamama gibi sorunlar hastaları bu ameliyatlardan uzak tutabiliyor. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Karaca uygulanan yöntemleri şöyle anlatıyor; “Burnun iskeletinden itibaren bazı katmanları bulunuyor. İskeletin hemen üzerinde kıkırdağı saran perikondrium ve kemiği saran periosteum diye iki tane zar var. Bunların üstünde ise burnun yumuşak dokuları deri altı dokuları, kas dokuları ve sonrada cilt başlıyor. Damarlar ve sinirler de burada bulunuyor. Özellikle kıkırdağı saran zarın altında hiç damar veya sinir yok. Kıkırdak çok özel bir doku ve vücudumuzda kendi damarı ve siniri olmayan tek doku. Sadece üstündeki zardan besleniyor. Ameliyat sırasında kıkırdağın zarını kaldırıp perikondriumun alt seviyesine inmek ise çok zahmetli bir süreç. Sadece bu teknikle burnu açmak yarım saat ile 45 dakika arasında sürüyor. Klasik yöntemlerin uygulandığı, yani perikondriumun kaldırılmadığı operasyonlar sırasında kanama oluyor, bitiminde örtücü olacak bir dokudan mahrum kalınıyor, sinirlerin olduğu bir bölgede yapıldığı için müdahale sonrasında Ağrı olabiliyor, yine damarların olduğu bir bölgede yapıldığı için ameliyat sonrasında kanama ve morluk olma ihtimali artıyor. Halbuki damar ve sinirlerin bulunmadığı perikondrium altı seviyede ameliyat yaparsanız bunların çoğu olmuyor” diyor.

Op. Dr. Mustafa Karaca'nın uyguladığı yöntemle yaptığı ameliyat 2 buçuk ile 4 saat arasında sürüyor. Perikondrium kaldırılarak yapılan bu ameliyat uzun sürse de sonrasında ağrı ve morluk neredeyse olmuyor, şişlik ise diğer tekniklere göre çok daha az. Burun çok daha kısa sürede istenilen şekle giriyor.

Bu uygulama tekniğinin bir diğer şaşırtıcı yanı ise bilinenin aksine ameliyat sonrası buruna çok dokunmama ortadan kalkıyor. Yapılan araştırmalar ameliyat olmamış normal bir kişinin günde ortalama 200 kez burnuna dokunduğunu gösteriyor. Öte yandan operasyon geçirmiş hastaların tedirgin olmaları sebebi ile burunlarına dokunma sayıları günde 10'a kadar düşebiliyor. Op. Dr. Mustafa Karaca uyguladığı teknik sonrası hastalarına ödemin geçmesi için burunlarına dokunmalarını öneriyor. Yapılan burnun henüz iyileşme tamamlanmadan bile yeterince sağlam olduğunu, tedavi sürecinde de temasın çok önemli olduğunu belirtiyor. Karaca'ya göre kendi uyguladığı yöntemle yapılan ameliyat sonrası az dokunulan burunlar daha yavaş iyileşiyor. Milliyet

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.