Yaşar Yeşilyurt

Yaşar Yeşilyurt

MODERNİTEYİ AŞMAK

Modernite Batı entelijensiyasının ürettiği bizimde aynen iktibas ettiğimiz sosyolojik bir kavram. Ancak kavrama yüklenen anlam içinde doğduğu batıda farklı bizde farklı bir biçimde anlaşılmaktadır. Her kavram çoğu zaman etnosantriktir. Yani içinde doğduğu toplum açısından değerlendirilir. Bir batılı ona ne anlam veriyor ise o bakış açısıyla ele alınır.

Modernite bir sosyal olgu olarak tanımlanırken, batılı toplumların eriştiği düzeye ulaşmak olarak tanımlanır. Dolaysıyla zaten böyle bir tanım doğal olarak etnosantriktir. Çünkü otomatik olarak diğer toplumlar için bir geç kalmışlık düzeyini anlatır ve ilk fırsatta batının eriştiği seviyeye erişmekle ancak modern bir toplum olunabilecektir. Ancak neyin modern olduğu ve hangi sosyal olgunun modernite olduğunu siz tanımlayamazsınız. Çünkü kavram, içinden çıktığı toplumun damgasını taşır. Modernite sadece batı dünyası için değil İslam dünyası içinde dinden bir kopuşu, kaçışı ifade eder. Bu anlamda modernite, gelenekten ve önceki bütün tarihsel geçmişten bir kopuştur. Aslında bu, bir batılı için oldukça önemli ve temeli olan bir tarihsel olgu olarak kabul edilebilir. Çünkü ortaçağın sonlarına doğru din üzerinde başlayan tartışma, dinin sosyal hayatta başarısız olması ve dinin sosyal hayatın gereklerine cevap verememesi, ilerlemenin önünde bir engel olarak görülmesine yol açmış ve dinin sosyal hayattan sürgün edilmesine kadar bir dizi süreci batı toplumları yaşamıştır. Ancak İslam dünyasında böyle bir süreç en azından kısmen yaşanmış ve İslam dininin bu türden sosyal başarısızlığı en azından teorik olarak mümkün olmamıştır.

Ancak ne hikmetse batıda din üzerinde oluşturulan olumsuz cereyan doğuda benzer etkilenmelere yol açmış ve dine karşı tepki modernitenin bir koşuluymuş gibi anlaşılmıştır. Modernite öncesi dönemde kendi yaşama biçimlerini, kendi değerlerini, kendi ilişkilerini, kendileri üretiyorlar ve bunlar doğrultusunda yaşamlarını sürdürüyorlardı. Dolaysıyla ürettikleri yaşam biçimleri sistemleri kendi bünyelerine uygun olduğu için ciddi problemler yaşanmamıştır. Moderniteyle birlikte tarihsel çizgiden kopuş birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Bunların en başında da kimlik krizi gelmektedir. Modernitenin dayattığı değerler insanları derin bir anlamsızlığın ve kaosun içine sokarak kendi değerlerine yabancı bireyler oluşturmuş ve kimlik krizi özellikle Batı dışı toplumlarda oldukça derinleşmiştir. Yeryüzü cenneti kurma iddiasıyla ortaya çıkan modernite teknolojinin getirdiği her türlü lüks ve konfora rağmen insanoğlu gerçek mutluluğu yakalayamamıştır.

Bütün bunların yanı sıra modernite İslam coğrafyasında farklı biçimlerde içselleştirildi. Batının eriştiği seviyenin ancak her şeyi ile birlikte takip edilerek gerçekleşebileceğini söyleyenlerin yanında, batının sadece teknolojisini alıp kendi kültürümüzle yoğurarak yeniden üretmek gerektiğini söyleyenler bir yanda, farklı biçimlerde modernite içselleştirildi. Fakat moderniteye alternatif bir yaşama biçimi ve dünya algılayışı üretilemedi. Sonuçta modernite etrafında oluşturulan ama moderniteden kopmayan farklı düşünceler üretildi ki post modernite de bunlardan biridir, her ne kadar modernite karşıtı bir düşünce gibi algılansa da modernitenin bir devamından başka bir şey değildir.

                                                                                                                            Devam edecek.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yaşar Yeşilyurt Arşivi
SON YAZILAR