Semiha Sandıkçı

Semiha Sandıkçı

MODERN ÇARPIK KENTLEŞME

Gitgide çoğalan , yükselen, göz açıp kapayıncaya kadar biten binalar salgın hastalık gibi hızla sardı şehirlerimizi.Betonlar arasında yabancı, kalabalıklar içinde yalnız, maneviyattan çok maddiyatçı insanlar olduk.

Modernleşme adına yüzyıllardır biriktirdiğimiz kültürümüzü,geleneklerimizi,edebimizi, insanlığımızı yitirdiğimiz gibi doğamızı,bereketli topraklarımızı ve o samimi eski şehirlerimizi yitirdik.

Eskiden evlerimiz dört beş katlıydı,birbirini tanıyan kollayan komşularımız vardı.Penceremizi açtığımızda burnumuzun dibinde bir beton görmezdik.Yüzümüze vuran güneşi görürdük,mis gibi temiz havayı solurduk.

Şimdi dağlar taşlar bina doldu.Tarım alanlarına bile sıra sıra siteleri dizdiler.Yeşillik alan ya parklarda ya da mezarlarda kaldı.

Kuş sesleri duyulmaz oldu artık bu beton şehirlerde.Onlara yuva yapacak ağaç bırakmadık ki.Samsun orman işletmeyi bilirsiniz.Orman demeye insanın dili varmıyor ama...Siteler arasında bir avuç ağaç kaldı.O da" dostlar alışverişte görsün ''hesabı.

Güneş girmez oldu odalarımıza, karardı evlerimizin içi karabasan gibi üstümüze çöken koca binalar yüzünden.Güneş girmeyen eve doktor girerdi degil mi?Ama onun yerine antidepresanlar girdi birçok haneye.

O bilmem kaç haneli binalarda tanımadığımız insanlarla yaşayıp, komşuluğu asansör önündeki merhabalarla sınırlamasaydık, komşu hakkı gözetmeyen insanların gürültüsüyle uyanmasaydık, beş çaylarını öksüz bırakmasaydık ,kendi kendimizle konuşan ,sanal arkadaşlıklar edinen mutsuz insanlar olmazdık.Antidepresanlara da ihtiyaç duymazdık.

Sosyal hayatımıza kara bir sayfa açtığı gibi bu beton bloklar iklimleri de şaşkına çevirdi. Yağmuru, karı küstürdük ,iklimler de değişti bu küresel şehirler gibi. Ekosistemi dumura uğrattık, çomak soktuk o koca binalarla kalbine.

Şehir ısı adası diye birşey duydunuz mu?

Doğal örtünün yerini alan binalar, asfalt yüzeyler, özellikle büyük şehirlerde hızla artan cam giydirme binaların yansıtma özelliği ile şehirlerde ısı adaları oluşuyor.Bu da gitgide havanın ısınmasını mevsimlerin değişmesini sağlıyor.Bizler yaptık bunu,yani dünyaya bir karmaşa daha hediye ettik.

Üç- dört sene önce Trabzon sahil yolundan geçerken tam sahil tarafında otuzdan fazla katlı birkaç bina yapıyorlardı.Görünce çok şaşırmıştım ve üzülmüştüm.Bir burası kalmıştı.Denizin o güzel görüntüsünü ve esintisini kesen beton bloklar nasıl bir soğukluk ve mahrumiyet vermişti o sahile.Hangi ranta,kimin çıkarlarına hizmet ettiyse artık o bencil gökdelenler...

Bu kadar lükse neleri feda ettiğimizi bir anlasak.En çok da geleceğini mahvettiğimiz çocuklarımıza üzülüyorum.Onlar dört mevsimi bilmeyecekler mesela.Kar topu oynayamayacaklar.İki kışdır biz de görmedik.Onlar küresel ısınmanın kıtlığını ve susuzluğunu görecekler.

Onların elinden oyun alanlarını,nefes alıp koşturacak yerlerini de aldık. Betonların içinde kreşlere  ve tabletlere esir ettik.Dar alanda kısıtlı,oksijen kıtlığında agresif oldu çocuklar.Hiperaktif dedik çıktık işin içinden.

O çarpık kentleşme gecekondulardan çok modern şehirlerimizde gerçekleşti. Umarım çok geç olmadan birileri önemser ve bu gidişe,bu beton şehirlere dur der. Daha mutlu ve ferah yaşayabileceğiniz bir gelecek dileğiyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Semiha Sandıkçı Arşivi

KANIT

18 Aralık 2023 Pazartesi 13:57
SON YAZILAR