Milli Şairimizin İstiklal Marşı

İstiklal marşımız, milli gururumuzdur… Kurtuluş savaşımızdan yorgun çıkan İslam milletinden Türk ırkının zafer bayramıdır.

Marş deyince benim ilk aklıma gelen şey, acaba Kur"an-ı Kerimde marştan söz eden ayet var mıdır? Meallerde ve tefsirlerde böyle bir konuya rastlamadım. Ama bütün müftüler ve vaizlerimiz kendisini dinleyen cemaate kürsüden aşağı milli şahlanış günlerinde ve 12 Mart 1920"deki kabul günündeki vaazlarında marşlardan söz ederler. Ama bir ilahiyatçı olarak Allah"ın cc Kur"an-ı Keriminde marşın karşılığı var mıdır diye düşünürüm?

İşte öteki müfessirler değil de sadece ben, marşın karşılığını Kur"an-ı Kerimden buldum ve tefsirime de kaydettim. Hamdetmek, marş söylemektir. Ama hiçbir Arapça sözlüklerde bu hamdetmenin karşısında “marş söylemek” yazmamaktadır. Bu nedenle de benim bu çıkışım çok tuhaf karşılanmaktadır. Siz okuyucularımın da haklı baş sallamalarınızı da düşünerek böyle bir şeye cesaret edemem ama, sırası gelmişken anlatayım dedim.

Çok düşündüm, hamdı tercüme ve tefsir ederken. Bütün meallerdeki açıklamalar ve yorumlar hiç gönlüme yatmadı. Zaten Hamde ilk verdiğim anlam, “kozmik kodlama”ydı. Ama arkadaşlarım ilk söylediğimde kahkahalara boğuldular ve bana karşı çıkışlarını kahkahalarıyla dillendirdiler. Ben aldırmadım ve yılmadım, daha iyisini bulmaya çalıştım. Halen de başka sonuçlanmamış Kur"an sözcükleri üzerinde düşünmelerim sürüyor. Ama hamd üzerindeki düşüncelerim sona erdi.

Nasıl bu sonuca vardığımı kısaca anlatayım; Arapça sözlüklerde “hamd”e bakıyorum; “bir şey sebebiyle övmek ve methetmek” karşılığını buluyorum. Biraz da tefsir kitaplarındaki yorumlara bakıyorum: “Hamd Allah"a mahsustur” veya “Hamd Allah içindir” veya “Hamd Allah"adır” gibi tercümelerle karşılaşıyorum. Ama beni tatmin etmediler.

Biraz daha araştırdım: Hamd, özel bir ekip tarafından koro halinde, makamlı ve ritimli söylenen övgülerdir. Düşündüm baktım: marşlar da aynı biçimde söylenmektedir. Bayrak törenlerinde milli marşımız söylenirken koro halinde ve herkes katılarak söyleniyor. Türk milletini simgeleyen bayrağımız bu coşkuyla göndere çekilirken özel bestesiyle söylenen marş da övgüsünü tamamlıyor.

Bayrak töreni ve milli marşın söylenmesiyle ilgili yasalar çıkmış. Marş teklif üzerine en son ayakta dinlendi. Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal marşı olarak kabul edildi. Akif: “Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim. Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım” dedi ve bu marşı Safahat"a almadı.

Marş deyip geçmeyin; 80 ihtilalında aşırı solcu ve sosyalist gençler, milli marşı okumamakta ve dinlememekte, gerekli saygıyı göstermemekte direniyorlardı.

Yeni ceza yasası bu konuda hâkime suçlunun kişiliğine uygun, farklı cezalar verebilme tercih etme yetkisi tanındı. Bu çağımızla bağdaşan bir uygulamadır. İstiklal Marşı bir anlamda Türk milletinin birliğini, bütünlüğünü; millet olma bilincini ifade eden bir marş. Kişinin işlediği suç, söylemiş olduğu bu sözler, milletin birliğine, birlikte yaşama arzusuna, isteğine zarar verdiği için İstiklal Marşı"nı yorumlama cezası çok da anlamsız bir ceza değil.

Her milletin bir Millî Marş"ı vardır. Milli Marşlar, o ülkenin bayrağı gibi kutsal bir simgedir; milletlerin doğuşunu veya büyük bir felaketten silkinip ayağa kalkışını  nesillerden nesillere aktarırlar. Millî marşlara saygı duymak gerekir. 

Milletçe saygı duyulan , ayakta dinlenen, yurt dışında da o milleti temsil eden bu marşların bir kısmı, hükümdarlara övgü mahiyetindedir. Bir kısmında dini öğeler ağır basar, bir kısmı da kahramanlık türküsü şeklindedir. Yeryüzündeki bütün  millî marşlarda hamasî ve millî söylemler vardır:

 “Dinleyin ey faniler, kutsal çığlığı: özgürlük, özgürlük.” Arjantin…

“Tanrım, toprağımı kutsa, her şeye kadir ellerinle bizi koru.” Jamaika…

 “Ey Tanrı, ey evrenin yaratıcısı, halkımızı ve vatanımızı koru ve esirge...” Kenya…

“Macar"ı takdis et, ey Tanrım.”

“…kendi kanları yıkadı onların pis ayaklarının kirini./ Hiçbir barınak koruyamaz parayla tutulan ve köleyi.” ABD…

“İleri kardeşler vatan için ileri! / Şan şeref günü geldi çattı işte! / karşımıza geçmiş kanlı sancağını /  …Haydi vatandaşlar sıklaştırın safları silahları kapın! / …Yürüyün ki şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!” Fransa… 

İşte birkaç ülkenin milli marşlarından ilginç bölümler. Kimisi din adına ve kimisi millet adına söylenmektedir. İşte hamd da Allah adına ezan biçimindeki marş olarak övgüdür ve kutsaldır.

    Her ulusun kendine ait bir marşı ve bayrağı vardır ve bu bayrak ve marşa saygı, o ulusa, millete de saygı olarak kabul edilmektedir.

Bu iki değer kolay kazanılmamıştır, bağımsızlık savaşlarını, ulusal kurtuluş savaşlarını düşünürseniz ve bu savaşların ne kadar emekle, kanla ve canla kazanıldığını hatırlarsanız, bağımsızlığın simgesi olan bayrağımıza ve marşımıza da saygı göstermenin önemini anlayabilirsiniz.

Kur"an-ı Kerimin vitrinindeki ilk: “Bütün Hamd Allah"ındır” âyet-i kerimesini okurken: ezan gibi, salat-selam ve tekbir getirmek gibi marşlar ve övgüler Allah"ındır demekteyiz.

Demek ki marşlar söylenirken Türk Milletine ve Bayrağımıza saygı nasıl yasalarla koruma altına alınmışsa ezan okunurken de aynı saygıyı yapmak da farzdır. Kahvehanede çayımızı yudumlarken, kazmamızla tarlamızda tarım işleriyle uğraşırken, sokakta yürürken, örse çekici vururken ezanlar okunuyorsa ayakta saygı yerine, oturarak veya bir kenara çekilerek gerekli dualar sonunda ellerimizi yukarı kaldırıp “rebbe hazihi d-da"vet;i-tâmme…” duasını okuyacağız veya okuyana amin diyeceğiz. O dini tören de sona erecek.

İstiklâl Marşı, sıradan bir marş ve şiir değildir. O, milletimizin varlığı hürriyeti ve istiklâli demektir. Onda bu yüce milletin imanı, destanlaşmış kahramanlığı, bağımsızlığı ve bağımsızlığının şanlı tarihi yatmaktadır.

İstiklâl Marşı söylenirken ayakta selam dururuz. Bunun için İstiklâl Marşı"mıza saygı duymak, onu gönlümüzde ve hayatımızda yaşatmak görevlerimizdendir. Bayrağımız ve İstiklâl Marşı"mız, milletimizi tek fikir ve tek amaç etrafında birleştiren millî değerlerimizin biri ve en başta gelenidir.

İşte aynı duyguyu, müezzin minarenin şerefesinde ezanı okurken Allah adına duyacağız. Fatiha suresinde aynı duyguyu sık sık yinelemekteyiz. Eğer oturma odasında koltuğumuzda otururken ezan sesini duyarsak, hemen yere diz çökmemiz de Allah"a cc duyacağımız en büyük edeplerdendir. Bunu terk etmek de Allah adına edepsizliktir.

Evet, istiklal marşımızı söylemekle bağımsızlığı dillendiriyoruz. İstiklal savaşında “Sarıklı Mücahidler” adıyla cami-cami, köy-köy gezerek milli mücadeleyi din adına camilerden bayraklaştıran büyüklerimiz ve yazdığı marşın milli marş olarak kabulünden para almayan ve milletine armağan edilenler keşke daha sonra hizmet ettiklerine küskün ayrılmasalardı.

Keşke “Sarıklı Mücahitler” adıyla milli mücadeleyi Allah adına şereflendirenler, İslam birliği için bilinçlice savaş veren Uluhakanlarını da küstürmeselerdi. Acaba kim adına hizmette bulunmuşlar ve neden Oflu Hocayla sürgün yaşanmıştır

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR