“MİLLETİMİZ GÖREVİNİ YAPTI. ŞİMDİ SIRA SİYASETTE”

“MİLLETİMİZ GÖREVİNİ YAPTI. ŞİMDİ SIRA SİYASETTE”
Samsun AK Parti Milletvekili Dr. Ahmet Demircan Türkiye Büyük Millet Meclisinde Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısının geneli hakkında AK Parti grubu adına yapmış olduğu konuşması

Samsun AK Parti Milletvekili Dr. Ahmet Demircan Türkiye Büyük Millet Meclisinde Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısının geneli hakkında AK Parti grubu adına yapmış olduğu konuşmasına; Kıbrıs Barış harekatının 42’nci yıl dönümü münasebetiyle Büyük Millet Meclisinde görev yapan milletvekillerini ve o günün Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ı rahmetle anmayı bir görev bildiğini, Kıbrıs zaferini bu millete kazandıran gazilere, hayatta olanlara uzun ömürler dilediğini, şehitleri de rahmetle andığını belirterek başlayan Ahmet Demircan, “15 Temmuz 2016’da millet iradesine ve özgürlüğüne, anayasal düzene karşı yapılmış saldırıyı, bu saldırıyı yapan eşkıyaları, katilleri, birlikte bütün darbeleri lanetliyorum. Şehitlerimize rahmet, milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti. “Millî egemenliği yok etmeye yönelik işgal ve darbelere karşı anayasal düzeni korumak ve kollamak her vatandaşın hakkı ve görevidir. Milletimiz 15 Temmuz 2016 günü saldırıya uğrayan egemenliğini koruma hakkını kullanmış ve vazifesini layıkıyla yapmıştır. Bütün dünyaya da millî iradenin nasıl korunduğunun ve bunun nasıl yapıldığının da en güzel örneğini sunmuştur, ortaya bir onur abidesi inşa etmiştir. Milletimizin canını vererek hepimizin canını, ülkenin bağımsızlığını, millî egemenliğini koruduğu bir hadisedir. Milletimize en derin şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyorum. Şehitleri tekrar rahmetle anıyorum.” Dedi.
Konuşmasına “Milletimiz görevini yaptı. Şimdi görev siyasete düşmektedir” sözleriyle devam eden Samsun AK Parti Milletvekili Ahmet Demircan;  “Siyaset, sükûnetle, aklıselimle, şapkasını önüne koymak zorundadır. Nedir bu? Ben geriye dönüp bakıyorum, 63 yaşındayım, 63 yıllık ömrüme 7 tane darbe ve darbe teşebbüsü girmiş, dâhil olmuş. 27 Mayıs, Aydemir ihtilali denemesi, 12 Mart -hatta 12 Martın bir de iki kademesi var, 9 Mart ve 12 Mart- 12 Eylül, 28 Şubat -o zaman hükümetteydim, devlet bakanıydım- 27 Nisan ve şimdi yaşanan 15 Temmuz. Düşünmek zorundayız, nedir? Bu coğrafyada, bu ülkede bir şey yanlış demek ki, bir şey yanlış konuşlanmış ki burada ya darbe ya darbeci ürüyor. On yıldan bile daha az zaman içerisinde peş peşe darbeler oluşuyor.” diyerek darbelerin zeminini oluşturan 3 ana alanı şöyle sıraladı. 
“Bunun bence en derininde yatan, zihniyettir. Millet egemenliğini kabullenemeyen, kendini milletten üstün gören, milleti yönlendirilecek, şekil verilecek bir kitle olarak algılayan zihniyetler -hangi taraftan olursa olsun, bunu kategorize etmiyorum ama anlayışı burada zikretmek istiyorum- onlar müsait bir ortam bulduklarında harekete geçiyorlar.
    İkincisi ise sistemdir. Bu nasıl sistemdir ki Türkiye’de, milletin evladıyla, milletin verdiği paralarla, milletin vergileriyle oluşmuş Türk Silahlı Kuvvetlerini bir şekilde ele geçirip Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden millete şekil verme, milletin egemenliğine son verme hamlelerini yapıyor ve buna da sistem bir şekilde zemin hazırlıyor, izin veriyor. Burada sistemi sorgulamak zorundayız. Böyle bir sistemle Türkiye geleceğe kolay yürüyemez arkadaşlar. Sistem, 12 Eylülde bir şekilde ama ondan önce 27 Mayısta bir darbeci zihniyetiyle dizayn edildi, millet egemenliğinden uzaklaştırılmış alanlar oluşturuldu; bunlardan bir tanesi milletin gücü anlamına gelen ordumuzdur. Ordunun millet iradesiyle olan ilişkisinin sistem olarak çok sağlıklı, çok açık, çok etkili kurulma zorunluluğu vardır. Eğer böyle bir şekilde kuramazsanız neticede onu birileri ele geçirmek için harekete geçer ve ele geçirerek darbeler yapar; bugün, Türkiye’de olan hadise biraz da budur. 
    Darbeleri yorumlarken, anlamaya çalışırken sadece iç şartlar noktasından da değerlendirmememiz lazım. Türkiye gibi önemli konumda bulunan, dünya coğrafyasının en önemli yerinde bulunan ülkelerde -ki ülkemizde- darbelerin bir de dış şartlarla ilgili yüzü vardır, yönü vardır. 60 darbesi de böyledir, 12 Eylül darbesi de böyledir, şimdi yapılmak istenen darbe de, darbe teşebbüsü de böyledir. Bunları da dikkate alarak şapkamızı önümüze koyup çok iyi bir şekilde değerlendirmeliyiz.”dedi.
Ahmet Demircan, sıcak bir olayla karşı karşıya olduklarını ifade ederek,  bu sıcak olayın bütün zararlarını önleyecek tedbirleri alacaklarını, suçlulara en ağır cezaları vermek zorunda olduklarını, bu konunun sadece iktidarın konusu da olmadığını, asla böyle bakmadıklarını, çünkü darbenin tümüyle millet egemenliğine dönük, millî bir konu olduğunu, bütün siyasi partileri ilgilendirdiğini söyledi. Sözlerine ”Bir daha bu ülkede darbe yapmayı rüyasında görenleri kâbus görmüş şekilde uyanacak hâle getirmemiz lazım ve onun tedbirlerini almamız lazım. Bütün bu millet egemenliğine yapılan saldırıların faturası ülkemiz için pek çok alanda çok ağır olmuştur. Ülke her darbede yıllarca geriye itilmiştir. Şimdi, zihniyete dönük de elbette ki tedbirleri alıp Türkiye’nin önündeki bu darbeci anlayış engelini kaldırmamız lazım” dedi.
Konuşmasına devam eden Ahmet Demircan; “Tarihî bir dönemden geçilmektedir. Ben muhalefete de takdirlerimi sunuyorum, milletimiz iktidarıyla muhalefetiyle hadiseyi çok yakından izlemektedir. Meclis çalışmaktadır, bombalanmış olsa da Meclis çalışmaktadır. Bu, millet iradesinin ne kadar güçlü olduğunun göstergesidir ve burada da Meclis bu milletin iradesini temsil ettiğini göstermiştir. Ayrıca, Meclise de âcizane takdirlerimi sunmayı görev biliyorum.” Dedi.  Demircan; “15 Temmuzda yapılan darbe girişiminin sadece idareyi ele geçirme hareketi olmadığını, Türkiye’yi büyük bir kaosun içerisine çekme hamlesi olduğunu, meseleyi de böyle düşünmek zorunda olduklarını söyleyerek, bölgede ülkemize yönelen göçlerin bir nedeni de bölgemize verilmek istenen yeni şeklin dayattığı zorunluluklardır, zorluklardır. Türkiye olarak millî birliğimizi zedelemeden bu konuda da gerekli tedbirleri almak zorundayız.” Dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.