MEZHEBLER OLMADAN İSLAM DİNİ ANLAŞILABİLİR Mİ!

MEZHEBLER OLMADAN  İSLAM DİNİ ANLAŞILABİLİR Mİ!

 

HİKAYECİLER

En yüksek derecede edebi bir metin olan Kur'anı Kerimi, Hadisi Şerifleri anlayabilmek tabii ki;

- Önce sağlam ve samimi İMAN ister...

- Çok fazla ilim ve emek ister...

- Akl-ı Selim ister...

- İnsanlığa ve İslam'a hizmet aşkı ister...

Şayet bunlara sahip değilseniz, eksikliğiniz varsa ve MEŞHUR da olmak istiyorsanız, işte o vakit HİKAYELERE ve HİKAYECİLERE başvurursunuz...

Hikayeciler kim mi?

Hz. Osman (r.a.) döneminde; ortaya çıkmaya başlamışlardır.

Hz. Ali (r.a.) bu tiplerin camilerde konuşmalarını, vaaz etmelerini hoş görmemiş, doğru bulmamış ve yasaklanmıştır...

Camilerden de kovmuştur bunları..

Çünkü bu tipler, insanların kafasına; çeşitli hurafe ve efsaneleri de sokuyorlardı ki; bunların bir çoğu ya uydurma ya da eski tahrif olmuş dinlerin muharref metinlerinde geçen masallar, efsaneler ve mitoslardı..

Hz. Ali (r.a.)'nin Hilafetinden sonra; Emeviler dönemi başlamış ve hikayecilere pek dokunulmamış hatta el altından teşvik bile edilmişlerdir...

Tarih boyunca bu hikayeciler; insanlara hamasi duygular yükleyerek, güya Müslümanların duygularına hitap etmişler, asılsız abartmalarla saf ve temiz insanları ağlatarak göz yaşlarına boğmuşlardır...

Bu ağlamaklı vaazların, destanların, hikayelerin sonucunda ne olmuştur dersiniz!

- Ağlayanlar masalları; din sanmış, ağlayanları ve ağlatanları gören bir çok insan;” bu nasıl bir din” diye şüpheye düşmüşler ve iki grupda zarar etmiştir.

Ancak KÂR eden birisi var ki, daima KAZANMIŞTIR.!.

Din diye Hikaye anlatan; "masalcı şarlatanlar"...

Bu tipleri eskiden Cami kürsülerinde az da olsa görürdük!

Diyanetin kurumsallaşması ve Camileri disipline etmeye çalışması neticesinde azalıp yok oldular diyorduk ki; TV'lerde, Hac ve Umre turlarında görmeye başladık!

Bu konuyu anlatma sebebim:

Eğer geçmişin büyük Alimleri, Müctehidleri, Mezhep İmamları olmasaydı; Yüce İslam Dini bunların elinde; Antik Yunanın Homeros destanına, Hind masallarına ya da günümüzde bazı İlahiyatçı Akademisyenlerin ruhsuz doktora tezlerine çevrilirdi...

Mezheblere bu açıdan da çok ihtiyaç vardır ve İlmi tartışmalar, araştırmalar neticesinde; hak kabul edilen mezheblerden birinin ictihadlarına uymak, müctehid olmayanlar için elzemdir.

 

Ancak unutmayalım ki, Mezhebciliğe ihtiyaç yoktur.

Mezheb ve Mezhebciliğin arasındaki farkı öğrenmemiz dileğiyle…

../…devam edecek…

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Alan Arşivi
SON YAZILAR