Mental Sömürü

                                    

  

      Emperyalist devletler sahipsiz, güçsüz ve mazlum gördükleri devletleri, milletleri sömürmek için yöntem değiştirerek yollarına devam ediyorlar.  Hâkimiyet altına almak için alışılmışın dışında yeni yöntemler kullanmaktadırlar. Önce zihinden başlayarak tek tek bireyleri esir ederek toplumun beynini, ana merkezi olan direnmeyi ve iç dinamikleri öldürürler. Dolayısıyla tarihin tüm dönemlerinde değişik şekillerde uygulanan sömürgecilik anlayışı çağımızda da şekil ve yöntem değiştirerek tüm hızıyla devam etmektedir. Emperyalizm sömürüyü daha yaygın hale getirmek, daha etkin bir şekilde yapabilmek için önce insanların beyinlerini iğdiş edip düşünemeyecek duruma getirmektedir. Böylece zihnen teslim olmuş, yapılan hiçbir şeye tepki vermeyen biyonik robotlar haline getirilmiş insanlar üzerinden sömürgeciliğini istediği boyuta kaydırabilmektedir. Küresel emperyalizm, içini boşaltıp yağmaladığı zihinler sayesinde sömürü düzeninin karşısına engel çıkmayacağından emin bir şekilde çalışmaktadır.

 

     Sömürüye maruz kalma ülkelerin bağımsızlık anlayışında zayıflık, yoksulluk ve toplumsal dinamiklerin küresel emperyalizmin istediği şekilde yoğrulması sonucunda sömürgeci ülkelere fırsat verilmektedir. Sömürgeci ülkeler geçim kaynaklarının kendi kendine yeter durumda olmaması nedeniyle ötekileştirdikleri ülkelerin zenginlik kaynaklarını kendilerine geçim kaynağı olarak kullanmak için her türlü yolu meşru görmektedirler.

 

    Sömürü dediğimiz şey öyle kendi kendine gelişmemektedir. Önce zihinsel fonksiyonların az çalışması yada onların istediği kriterlere göre çalışması için çok güçlü zihinsel saldılar yapılmaktadır.  Halkın işiz kalması ve kentleşme ile birlikte sosyal denetim mekanizmalarının azalması, maddiyatçılık ve tüketime yönelik tutumların artması, zihinlerin sadece mideye endekslenmesi sonucunda mental sömürü başlamış olmaktadır. Yönetimlerin bireysel ve toplumsal ihtiyaçları belirlemede kendi dinamiklerini göz ardı etmeleri nedeniyle Dünyada savaş ve sömürüyü arttıran ülkelerin iştahını kabartmaktadır.

 

     Sömürüyü başlatan birçok neden bulunmaktadır. Bu nedenler tek taraflı olarak sömürgeci güçlerden kaynaklanmıyor. Sömüren güçlerin kötü amaçları değil, sömürülen ülkelerin içinde bulunduğu olumsuz sosyal, ekonomik ve toplumsal nedenler de bulunmaktadır.  Ağır sosyal ve kültürel şartlar altında sömürüyü yaşamaya maruz bırakılan toplumlar geleceğe dair ufukları kapalı olan toplumlardır. Toplumun maruz bırakıldığı fiziksel, duygusal ve ekonomik istismarlar insanların zihinsel işlevlerini çalışamaz hale getirir. Bunun neticesinde kentlerdeki sosyal doku, toplumun kültürel yapısı zihinsel bir terör, zihinsel bir kargaşa ortamında iyice dağılıp gider. Kişilerin zihinsel kontrolleri iyice yetersiz hale gelir. 

 

    Yeni sömürgecilik anlayışı her şeyden önce kişilerin ve toplumların zihinsel yapılarını, kimlik yapılarını aşındırarak değiştirir. Onları şekilsiz, kimliksiz, düşünme melekelerini kaybetmiş, üretemeyen, bencil tüketim toplumu haline getirir. Sadece kendini düşünen etobur bir boyuta getirir. Ayrıca,  yeni kapitalizm anlayışında önce insanların, toplumların zihinlerini ele geçirip onları düşünce olarak kendine bağımlı hale getirmek öne çıkmaktadır. Bu gerçekleştiği zaman bir kimseye emir vermeden kendi istekleri doğrultusunda hareket etmesini sağlamış olmaktadırlar. Adeta uzaktan kumandaya bile gerek kalmadan insanları istedikleri yönde hareket ettirmeyi başarmaktadırlar. Bir şeyin devamlı değil geçici olmasını özendirerek ahiret, hesap-kitap, mizan gibi temel kavramları unutturmaya çalışmaktadırlar. Bu düşünce sisteminde geleceği değil, yaşadığı zamanı esas alınması için çalışılır. Bu durum kişinin kimliğinde değişken bir yapı oluşmasına neden olur. Benmerkezci, acımasız ve bencil olmasına yol açar.  Sürekli bir şeyler tüketmek alışkanlığından dolayı bu anlayışın zihinde iyice yer kazanması sonucunda kimliğin de metalaşmasına yol açar.  İnsanı sürekli, çılgın bir tüketim nesnesi haline getirir. Oysaki günümüzde zihinlerde oluşan düşünce sistemi zevk ve eğlenceye dayanan geçici durumlardan oluştuğu için insanlarda sorumsuzluk, aymazlık ve hesapsızlık ayyuka çıkmış bulunmaktadır. İşte böyle bir dünyada kimlikler de tıpkı bir kostüm değiştirmek gibi değiştirilebilmektedir. Rahatlıkla bir kimlik atılıp başka bir kimlik alınmaktadır. İşte bütün bunlar mental sömürü sonucunda olmaktadır. Mental sömürü sayesinde insanlar zihinsel melekelerini kaybedip düşmanının amaçladığı yola girmektedirler. Böylece temelde ülkesi ve kendisi için aslında yanlış ve zararlı olan şey zihinde doğru ve faydalı bir şey olarak algılanır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Okutan Arşivi
SON YAZILAR