Manşetlere baksınlar!

Manşetlere baksınlar!
GENÇLİK ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "Diyorlar ki 'Türkiye'de basın özgürlüğünün önünde engel var.' Onlara tavsiyem, biraz Türkçe öğrenin.

Başlık okuyacak kadar. Bakıyor mu bu arkadaşlar acaba manşetlere, yazılara, içerisindeki yalanlara?" dedi.

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Samsun'da Ticaret ve Sanayi Odası'nın Eylül ayı olağan meclis toplantısına katıldı. Burada konuşan Bakan Kılıç, kendilerinin eleştiriyi kaldırmakla alakalı sıkıntılarının olmadığını söyledi. Kendilerini eleştirmenin herkesin hakkı olduğunu belirten Bakan Kılıç, şöyle konuştu:

"Eleştiri ile hakareti karıştırmamak gerek. Artık isimler de vereceğim, açık konuşacağım. Diyorlar ki Türkiye'de basın özgürlüğünün önünde engel var. Bazı Amerikalı ve Avrupalı diplomatlar, düşünce kuruluşları, bir takım siyasiler kaygılarını dile getirmişler. Ben o kaygılarını dile getirenlere şu tavsiyeyi yapıyorum. Biraz Türkçe öğrenin. Biraz emek sarf edin. 2-3 hafta Türkçe öğrenin biraz. Başlık okuyacak kadar. İsim vererek söylüyorum. Türkiye'de günlük çıkan bir gazete. Hepiniz ismini biliyorsunuz, Sözcü. Bakıyor mu bu arkadaşlar bu gazetenin acaba manşetlerine, yazılarına, içerisindeki yalanlara. Bakılıyor mu bunlara hiç acaba? Bizimle ilgili de yazdılar, çizdiler. İsim veriyorum. Yarın benimle ilgili de yazacaklar. Yazarlarsa yazsınlar. Başka bir gazete, Cumhuriyet. Televizyon, Halk TV. Birkaç gündür bizimle ilgili bir takım haberler yapmaya başlamışlar. Her halde rahatsız olmaya başladılar. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'na bir şey söyledik ya, onunla ilgili rahatsız oldular, şimdi bizimle alakalı haber yapıyorlar. Daha sayabilirim, örnekleri çoğaltabilirim. Bunlar her gün yazıyorlar Türkiye'de ve her gün hakaret ediyorlar. Taraf. İpe sapa gelmeden, o öyle yaptı, bu böyle yaptı. Nerede bir müdahale var? Ama şunu açık ve seçik söylüyorum. Avrupa'da ve Amerika'da böyle habercilik yapamazsınız. Çünkü bu habercilik değil."

Şahsı ile ilgili olarak Oda TV'de haber yapıldığını hatırlatan Bakan Akif Çağatay Kılıç, "Bir tane Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilinin ne gördüğünü bilmeden ortaya attığı iddiayla ilgili haber yapıp Türkiye'ye yaymaya kalktı. Mahkemede hesaplaşacağız. Haber de yalan, içerik de yalan, kendisinin bildiğini iddia etti şey de doğru değil. Şimdi size soruyorum; Ben milletvekiliyim. Şu anda da Türkiye Cumhuriyeti Meclisi'nin üyesiyim. Benim hakkımı kim savunacak?. Benim hakkımda atılan iftiraya karşı kim beni koruyacak. Bana atılan iftiraya karşı, yapılan hakarete karşı sesimi yükseltme hakkım yok mu? Benim ailemle alakalı olarak, benimle ilgili olarak yazılan bir yalan habere cevap verme hakkım yok mu? Bir köşe yazarı televizyon programında dedi ki, 'Her gün sizinle ilgili olumsuz bir şey yazsalar, siz de böyle bazen olumsuz tepkiler verebilirsiniz.' Beyefendi; siyasilerle ilgili, özellikle de sayın Cumhurbaşkanımız, sayın Başbakanımız, bakan arkadaşlarımızla ilgili her gün olumsuz şeyler, yalan haberler yapılıyor bazı yerlerde. Sabrediyoruz. 'Yasalar bizi korur' diyoruz. Yasal çerçeve içerisindeki haklarımızı kullanıyoruz. Ama kusura bakmayın. Yasal çerçevedeki bütün haklarımızı da kullanacağız. Bu da bizim hakkımız" diye konuştu.

Haber yapılabileceğini, eleştirinin de olabileceğini vurgulayan Bakan Kılıç, şöyle devam etti:

"Öncelikle haberinizin içeriğinin doğru olması lazım. Eleştiri yapıyorsanız, eleştiri yapmanız lazım. Hakaret etmeyeceksiniz. Hakaret ederseniz ben de yasal haklarımı ararım. Yani eleştiriye katlanmak ayrı bir şeydir, hakaret ayrı bir şeydir. Bu konuda da Avrupa'yı ve Amerika'yı örnek vermesinler. Amerika'da terör saldırısı olduğu zaman basın kendi kendine onun yayınını durduruyor. Hiç kimse bir şey söylemedi basına. Niye durdurdu biliyor musunuz? Onu yapanlar basında yer alıp da kendilerini bir şey yapmış gibi göstermesinler, reklamları yapılmasın diye. Biz bazı yerlerde kararlar almak zorunda kaldık. Diplomatlarımız kaçırıldı. Onları kurtarmak için yapılan çalışmalar içerisinde bazı yayınlarla ilgili yasaklar konmak zorunda kaldı. O diplomatların hayatlarının korunması için. Bu ülkenin istihbarat teşkilatının başkanı dinlendi ve bunu servis ettiler. Bu dünyanın hiçbir yerinde kabul edilebilir bir şey değildir. Bunun adı casusluktur. Tek kelime ile casusluk. Bu kabul edilemez. Biz bunun gereğini yapmayacağız da ne yapacağız. Bu mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin meşru yapısı içerisinde tek bir yönetim vardır, tek bir meşru yapı vardır. Bunun yanında yan, paralel, üst, dikey hiçbir şey olamaz."

Bakan Kılıç, buradaki programının ardından toplantıdan ayrıldı ve partisinin seçim koordinasyon merkezi açılışına katıldı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum