Köklü Tanıklar (2)

Bu çalışma sırasında elbette yolumuz huzurevleriyle kesişecek. Huzursuzluğun dindirilmeye çalışıldığı huzurevleriyle. Bu yuvalarda huzurlu görünmeye çalışan insanlara, taptaze hayalleri olan canlara söz hakkı vereceğiz. Onların söylediklerinden çok bazen söylemediklerine veya söyleyemediklerine tercüman olacağız. Vücut dillerini okumaya çalışacağız. Bazı sorularımız karşısındaki susuşları; yüzlerini, gözlerini ve ellerini konuşturacak. O zaman biz araya girip susuş anındaki haykırışlara kâtiplik yapacağız. Yüzlerdeki her bir çizginin bin tecrübeye, kaybolmak üzere olan gözlerin derinliklerindeki sükûtun binlerce heyhata, ağaran her bir saç telinin sineye çekilen ezalara, cefalara karşılık olduğunu göreceğiz.

   Büyüklerimizle siyaseti, ekonomiyi konuşacağız. Tutumluluk nedir, diyeceğiz onlara. Gençliğe ne tür öğütler verirsiniz? Pişmanlıklarını anlatmalarını isteyeceğiz pişman olmamak için. Geçirdiği yılların kısa bir özetini isteyeceğiz onlardan. Evliliklerini, aşklarını, eşlerini soracağız. Devrimleri, kıtlıkları, iklimleri, geçmişe özlem duyup duymadıklarını konuşacağız. Yollara, iletişime, gelişmişliğe, köy ve şehir hayatına nasıl baktıklarını öğreneceğiz. Yaptıkları işleri, yedikleri aşları, giydikleri libasları merak ediyoruz. En çok sevdiklerini ve en çok nefret ettiklerini sebepleriyle birlikte öğrenmek istiyoruz. Gezip gördüklerini, en çok etkilendikleri şeylerin neler olduğunu da bilmek bizim için önemlidir. 

   Hayallerini konuşacağız. Eşlerini kaybedenlerin ruh hâllerini öğrenmeye çalışacağız. Şimdiki direkte patlayan sevdalıkları, boşanmaları ve yıkılan yuvaları yorumlamalarını isteyeceğiz. 40-50 yıl bir yastığa baş koymanın sırrının ne olduğunu yine bu değerli insanlarımızdan öğreneceğiz. Zaman tünelinde seyahat ettireceğiz onları. Onlarla birlikte bizim de gözlerimiz buğulanacak. Eskiyle yeniyi kıyaslamalarını isteyeceğiz. Aklınıza gelmeyen ve buraya yazmadığımız pek çok soru yönelteceğiz tezlere konu olması gereken, inceden inceye çözümlenmesi gereken bu insanlara. Topluma rehberliğe soyunmuş insanların dağınık hayatlarını düzeltmelerini, kendilerini sorgulamalarını sağlayacağız. Okudukları pek çok kitaba rağmen düzeltemedikleri hayatları ve yakalayamadıkları mutluluk için yeni neslin önüne bu model insanlarımızı çıkaracağız. Bu insanlarımızın hayatlarına bakın diyeceğiz gençlere. Önünüzde ibretlik bir hayat duruyor. Okunmamış ve tozlanmış derin bir kitap gibidir bu hayatlar. Okuyunuz onları.

   Yaptığımız çalışmayı önce gazetelerde sergileyip beğeninize sunacağız. Sonra bu çalışmaları kitaplaştıracağız. Ayrıca bunu bir TV programı olarak da düşünüyor, öyle planlıyoruz. Güzel ve anlamlı bir çalışma olacağını umuyoruz. Bu çalışmada özne ihtiyarlardır ancak hedef kitlemiz tabii ki yeni nesil veya sonraki nesillerdir. Bu çalışma yarın için, yarınlar içindir. Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla da diyebiliriz bu çalışmamızın ana fikri için. Destek ve eleştirilerinizi bekliyor, saygılar sunuyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR