KİTABINDAN ORTASINDAN KONUŞMAK GEREKİRSE

    Diyeceksiniz ki hangi konuda kitabın ortasından konuşmadın da bugünkü köşe yazının başlığını “kitabın ortasından” başlığı ile verdin.  Allah şahidimdir bu güne kadar yazdığım her konuda kitabın ortasından yazmaya çalıştım ama zaman zaman bana yanlış yapanlarla ilgili kantarın topuzunu kaçırmış olabilirim, o konuda nefsime güvenemiyorum. Ama her şeye rağmen önce elimi vicdanıma koyduğumu, her yaptığımız şeyin hesabını Allah’a vereceğimizin muhasebesini yaparak bu işi yaptığımı da hatırlatmamda yarar var. Gazeteyi ilk açtığım dönemlerdeki hararetimin şimdi olmadığını ben de biliyorum. Ancak o dönemlerde yaşadığım sıkıntıları göz önüne aldığımızda yazdıklarımın az bile olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. O günlerde yazdığım yazıların çok ağır olduğunu söyleyenlerin pek çoğunun, şimdi, az bile yazmışsın o insanlar daha fazlasını hak ettiler dediklerine şahit olunca gülümsemekten başka bir şey yapmıyorum.

      Yazdığım yazıların büyük bir kısmında A Takımı davasından bahsedince bazı okurlarım neden sürekli bu davadan bahsediyorsun, neden bu konuyu gündeminden düşürmek istemiyorsun diye sitem ediyorlar. Ancak onlar ateşin düştüğü yeri yaktığını bilmiyorlar, biz o dönem neler çektik bir Allah bilir bir de biz biliriz. İnsan hak etmediği bir olayla karşılaşınca kahrediyor ama yaptığı bir şey olsa o zaman sorun olmuyor. A Takımı davasındaki şüphelilerin tamamı masum insanlar; iyilikten, güzellikten başka bir şey yapmayan bu insanlara böyle muamelede bulunmak zulüm değil de nedir? 2009 yılında da cezaevine girdim ama o zaman emin olun hiç üzülmedim. Çünkü beni vurmaya gelenlere karşı gereğini yaptım, bu hem hukuken hem de İslami bakımdan hakkım olan bir şeydi. Ama A Takımı davasının tamamen siyasi operasyon olduğundan adım gibi emindim, zira daha sonra bu kanaatimi teyit edecek sağlam bilgilere de ulaştım zaten.

        Peki, bu davanın buradaki mahkemede beraatle sonuçlanmasının ardından sadece görevi kötüye kullanma ile ilgili alınan bilgisayarların yargılanması konusunda üst mahkeme neden buraya bozma yapıp gönderdi derseniz işte orada kitabın ortasından ve arka planda çok net bildiğim bazı şeyleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Buradaki neden Vezir Hazretleri idi. O’nu siyaseten bitiremeyenler aylarca Yargıtay’ın ve Adalet, İçişleri Bakanlığı’nın bu konularla ilgili yetkililerine gidip geldiler, hatta onlar gidip geldikçe onlarla karşılaşan ve oralarda bulunan bazı görevli arkadaşlar bizzat beni arayıp bilgi verdiklerini de söylemeden geçemeyeceğim. Bu insanların tek amacı siyaseten bitiremedikleri Vezir Hazretleri’ni bu dosya ile bitirmekti. Oysaki o dosya burada beraat etmiş, sadece Samsunspor kulübüne toplanan paralar ve dönemin Belediye Meclis üyelerine alınan bilgisayarlar ile ilgili kısmı konusunda ben, merhum Kenan Bey ve Vezir Hazretleri’yle ilgili İçişleri Bakanlığı’ndan yargılama izni alınması konusu vardı. O konuyla ilgili de üst mahkeme sadece bilgisayarlarla ilgili kısmı ile ilgili yargılama yapılsın demiş ama zaman aşımı nedeniyle o da düştü.

    Son üç aydan beri bazı art niyetli ve ahlaktan mahrum gazatacı müsveddeleri bu konuyu ağızlarında sakız edip durdular. Yok efendim Ramazan’dan sonra neler olacak bir bilseniz, yok efendim Adalet Bakanlığı dosyayı yeni açtı, yok efendim Yargıtay dosyanın tamamını geri gönderdi, dosya sil baştan yeniden başlayacak şeklinde o kadar ahlaksızca şeyler yazdılar ki anlatamam. Ben bunlara hiç itibar etmedim ama konuyu bilmeyen insanların kafası karışıp, acaba ortada bir sıkıntı mı var diye düşündükleri muhakkaktır. Zaten bu gazetenin kuruluş amacı da bu tür ahlaksızlıkları yaşamamız değil miydi? Allaha şükürler olsun ki gazeteyi kurduk da toplum gerçekleri öğrendi. Yoksa inanın toplum her şeyin tam tersini öğrenecekti bazı ahlaksızlardan.

     Şimdi gelelim kitabın ortasının ikinci kısmına. Benim Vezir Hazretleri’ni ne kadar sevip sevmediğimi bu şehirde herkes bilir, ancak O’na olan kızgınlığım hakkı inkâr etmek anlamına asla gelmez. O’nu bitirmek isteyen siyasetçilerle O’nu kıyasladığımızda inanın karşısında olanların bu şehre vereceği zararın Vezir Hazretleri onda birini ancak verir. Bana göre Vezir onlara göre ehveni şerdir. Adamı siyaseten bitiremiyorlar farklı ayak oyunlarıyla bitirmeye çalışıyorlar ama kendi ayaklarına kurşun sıktıklarının farkında değiller. Tam on yıldır A Takımı davasından nemalananlar bakalım bundan sonra ne ile nemalanacaklar? Evet, Vezir Hazretleri’ne ben de kızıyorum, ben de sevmiyorum ama neden? Adamın muhafazakâr insanlara karşı tutumundan, ırkçılığından, hâlâ daha ruhen sosyal demokrat oluşundan ötürü sevmiyorum. Ben O’nunla dört yıl etle kemik gibi çalışmış olmama ve en ufak bir yanlışım olmamasına rağmen adam beni ne sevdi ne de bana güvendi. Ama altına işeyen adamı hem sevdi hem de güvendi. O’nun üzerine yaptıklarını bir bilseniz aklınız durur. Ama bugüne dek ne ben O’nun aleyhinde bir mahkemede ifade verdim ne de o benim aleyhimde ifade verdi. Bunun nedeni asaletimizdir, sevgimiz değil. Ama O’na içinden ateş püskürüp yanına gittiğinde sesini çıkaramayan bazı şerefsiz siyasetçilerle gazatacı bozuntularının A Takımı dosyası üzerinden yaptıklarını görünce inanın kendimden utanıyorum. Böyle insanları Cenabı Hak yaratmış ama ne işe yararlar ben de bilmiyorum. İşte size A Takımı dosyasının yeniden gündeme gelme nedeninin arka planı. Bunu benim bilmediğimi zanneden bazı salak siyasetçiler ara sıra bana haber yollayıp benden haber yapmam konusunda yardım istedikletini de hatırlatarak yazıma son veriyorum. Kalın sağlıcaklauklarını da burada hatırlataayıaber yapmam konusunda yardım istediklerini de hatırlatarak yazıma son veriyorum. Kalın sağlıcakla. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR