KARAGONCOLOS NE DEDİ BİLİR MİSİNİZ?

Nerden çıktı bu ‘karagoncolos’ işi diyeceğinizi bildiğimden önce karagoncolosun ne olduğunu anlatayım. Anadolu, Türk ve Rum geleneklerinde kışın zemheri ayı olarak bilinen ocak, şubat aylarında hayvan suretine girmiş cinin insanların hallerini hatırlarını soran bir yaratık olduğuna inanılır. Diyeceksiniz ki sen nerden biliyorsun veya ne işin var karagoncolosla? Merhum babaannem birisi kendisine zarar veren bir işi yapınca sürekli “karagoncolos ben bağa ettum.” derdi. Biz de merak edip karagoncolos nedir, neden böyle bir şey derdi diye sormazdık. Ama şunu anlardık ki kişi kendi yaptığı hatanın bedelini ödeyeceği zaman karagoncolosun ‘ben bağa ettum’ sözünü söylerdi. Eskiler bir şey söylemiş iseler mutlaka bir sebebi vardır da ondan söylemişlerdir. Ya da geçmişte yaşanmış bir olay vardır ki ondan ders alınarak darb-ı mesel haline gelmiştir. Gelelim olayın günümüzle bağlantısına, önceki gün Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar’ın bir gazeteye “Biyoelektrik santralini reddettim” ifadesini okuyunca merhum ninemin bu sözü geldi aklıma.

Hüseyin Dündar hukukçu kimliği olan bir arkadaş, normal şartlar altında kolay kolay hukuki hata yapmayacağını düşünenlerdenim ama öyle büyük bir hata yapmış ki bırakın hukukçu kimliğini, azıcık kanun bilen bir insanın yapmaması gereken bir yanlışı yaptı. 2006 yılında çıkan Büyükşehir yasası Çarşamba ilçesini Büyükşehir hudutlarına almıyordu ama daha sonra çıkan Bütünşehir kanunu Samsun’un tüm ilçelerini Büyükşehir Belediyesi’nin alt belediyesi yaptı. Böylece ilçe belediyelerinin yaptığı 1/1000’lik tüm imar planları Büyükşehir meclisinden 1/5000’liği yapılmak zarureti hâsıl oldu. Bütünşehir kanunu ne zaman çıktı derseniz 6 Aralık 2012 tarihinde çıktı ve o tarihten itibaren tüm ilçe ve belde belediyelerinin imar planları büyükşehir belediyesinin meclisinden geçerek yasal hale geldi.

Gerek 5393 gerekse 5216 saylı belediye kanunları gerekse ilgili İmar kanunları gereği yapılacak bina, tesis, inşaat vs. tamamı imar planlarına göre yapılmasını emreder. İmar planı olmayan yerde bina yapamazsınız, yaparsanız kaçak olur, karşılığı da hapis cezasıdır. Hukukçu olan ve Eğercili köyünde kurulan ‘biyokütle enerji santralini gündemime dahi almadım’ diyen Hüseyin Dündar aynı işletmenin az daha küçüğüne Çarşamba ve Büyükşehir Belediye meclislerinde imar planlarını yapmadan Gelemen’de ruhsat vermiş. Ben o evrakları görünce az daha küçük dilimi yutacaktım. Hukukçu bir Belediye Başkanı böyle bir hata nasıl yapar anlamış değilim. Olay sadece bununla da sınırlı değil, Çevre ve Şehircilik İl müdürlüğü Çarşamba Belediyesi’ne yazı yazmış ve demiş ki; ‘‘tüm kamu kurumlarından görüş aldıktan sonra gereğini yap.’’ Hüseyin Dündar da bizzat kendi el yazısı ile belediyenin ilgili kurumlarına havale etmiş ama en ufak bir işlem yapılmaksızın santrale ruhsat verilmiş. Bu olayın teknik ve yasal boyutu.

Gelelim siyasal boyutuna, Hüseyin Dündar 2004 yılında AK Parti’den Belediye Başkan aday adayı olduğunda benim Canik’te Aygaz dükkânım vardı. O dükkânın ağzı olsa da konuşsa… Aday olabilmek için ne kadar gelip gitti yanıma bilemezsiniz. Mustafa Demir 2009 seçimlerinden önce dönemin Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Tayyip Beye Hüseyin Dündar’ın Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını teklif etmiş. Tayyip Bey de Hüseyin Dündar’la tam otuz beş dakika görüşmüş ama vekillerden Fatih Öztürk hariç hiçbirisi razı olmayınca Hüseyin Dündar Çarşamba’da kalmış, Büyükşehir’e gelememiş. Aynı Hüseyin Dündar’ın önceki gün gazetelere verdiği demeçte Büyükşehir Belediye başkanını da töhmet altında bırakacak ifadeler kullanarak ‘‘ben o santrali gündeme dahi almadım reddettim’’ demesi merhum babaannemden aktarma karagoncolosun dediği ‘ben bağa ettum’ sözünü bana hatırlattığından bugünkü köşe yazısının başlığını da öyle koydum.

Hüseyin Dündar hırsına yenik düşmeyip, gerçek kimliğini ortaya koymamış olsaydı, önümüzdeki genel seçimlerde Mustafa Demir’in Çarşamba bölgesindeki adayı Hüseyin Dündar’dı. Şimdi ne olur derseniz Hüseyin Dündar önce merhum ninemin karagonculosunu iyi araştırıp tanıyacak, ardından da ‘’BEN BAĞA ETTUM’’ ifadelerini çok kullanacak. Peşinden Tövbe-i Nasuh üzere tövbe ederse belki bir çaresi bulunur yoksa işi zor haberi olsun. İnsan kendi kendine bu kadar büyük hata nasıl yapar anlamış değilim. Henüz yaşı da gençti, siyasi geleceğini nasıl mahvetti anlam veremiyorum. Umarım karagonculosu öğrenir de tövbe eder. Ne diyelim, kendi düşen ağlamaz öyle değil mi? Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR