Ahmet Ufuk Erkan

Ahmet Ufuk Erkan

KALBİNDEN BİR DAMLA AYIR BANA

Kalbinden bir damla ayır bana. Yok, tamamını değil, bir damla sadece. Hayatımın neresindeysen, her kimsen… Kalbinden bir damla ayır bana.

 

Kalbimin tüm hücreleri. Benim ölülerim, dirilerim… Doğmamışlara bile ayırdığım kalp makamı… Kalbinden bir damla ayır bana…

 

Kalbim kadar birikirse eğer, kalbimin her zerresinden bir damla yağarsa, birikirse… Çorak kalbim o suyu hazmeder. Biriktirir, her bir damlayı.

 

Kalbinden bir damla ayır bana.

 

Yıkarak yıkasın. Biriken, kalbimin çeperine, bendine çarpan, yığılan… Sonra birikerek akan kalp toprağıma… Ezip geçen sonra, bendini aşan… Kalbinden bir damla ayır bana.

 

Göz göz olmuş kalbime, kalbinden bir damla ayır. Gözden aşağı düşen bir damla gibi kalbinden bir damla…

 

Hayatımın en ucundan hayatıma bakayım. Tırmandığım, o sarp dağın üstündeki kayada, bir vaiz gibi kendi hayatıma, hayatlara bakarken… Kalbinden bir damla ayır bana.

 

Kısılmış sesimin pürüzünü gidersin diye kalbinden bir damla ayır bana. Genzimi yakan kuruluk gitsin diye… Hayatımın en ucundaki kayadan, aşağıya, aşağılara bakarken, başım dönmesin, genzim yanmasın diye konuşurken… Kalbinden bir damla ayır bana.

 

Kalbimin her bir zerresi, kalbimin ölüleri, dirileri… Kalbimin doğmadan ezberledikleri… Kalbinden bir damla ayır bana.

 

Sana ağladıklarımı, size ağladıklarımı, ölüye, diriye ağladıklarımı biriktir. Dönüştür sonra. Bana, benim yaşımla… Kalbinden bir damla ayır bana.

 

Renk körü misali ben, biraz yeşil, az biraz ilave mavi… Türlü renkler. Renk ahenk… İki satır da kahve ekle. Üstüme dikili bir çift gözle, kalbinden bir damla ayır bana. Yeşilden, maviden, kahveden müteşekkil. Tümden sana kesilsin, kalbinden bir damla ayır bana hayrat niyetine. Üstüme dik bir çift göz. Hatalı kullar gibi mahcubiyetle, muhtaciyetiyle her zerremin, kalbinden bir damla ayır bana.

 

İdrakimi ikrar edeyim sana. Tükenen ömrümü sunayım hayratına hayrat mesabesinde. Kurak olayım ben, sen bir damla yaş ol. Kurumuş, kupkuru kesilmiş ve sadece söze kesilmiş… Lisana kesilmişken ben, tümden dil olmuşken, kelime sunayım sunağına. Sen bana bir damla sadece kalbinden. Ağlayamayan gözünden muzdarip olma, gözünün çapaklanmış haznesinden, kalbinin zulasından, bir damla ayır bana. Benden yana hep dura gelmiş, aka gelmiş yaşlarımla, ücralarda biriktirmişsen işte benden sana ne gelmişse… Sadaka misal, kalbinden bir damla ayır bana.

 

Kalbinden bir damla ayır bana, gözler huzmesinden.

 

Tarifin tarihime dâhil. Ucuzluğuna düşmeyelim izahın. Az biraz düşüreyim başımı. Kalbinden mülhem ve o kadar da kalbine mebni… Kulağım kalbinin kirişinde. Serçe çırpınışıyla çarpalanırsa, ürkeyim uyku sersemi. Sersemim… Kalbinden bir damla ayır bana ayılmam niyetine.

 

Gözyaşı okkasından hokkama aktarayım bir damla yaş. Kalbin olamam. Kalbinden bir damla yaşa layık olayım. Cibreyle dokunayım, aşkla yazayım sonra. Perişan bir kâğıda döktüreyim nem varsa.

 

Kalbinden ayıracağın bir damlaya duacı olayım. İcbar etmeden ikna edeyim işte… Damla duasına çıkayım.

 

Çöle kesiliyorum. Kalbinden bir damla ayır bana.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Ufuk Erkan Arşivi
SON YAZILAR