KADINLAR GÜNÜ MÜNASEBETİYLE..!

Kadınlar hayatın merkezinde bulunup, yaşamın çekirdeğini oluşturmaktadır. İlk insan Hz Adem hem bir beşer hem de bir Peygamberdir. Kendisiyle birlikte ve hemen yaratılan ikinci insan Hz. Hava annemizdir ve bir kadındır.

İnsanlık varlığını erkek ve kadınla birlikte inşa etmiştir. Her erkeğin bir annesi, çoğunun eşi ve bir çoğunun da kız kardeşi vardır, hala ve teyzeleri de ilave edersek mutlaka her erkek bir kadın eli tutarak ve duygusunu hissederek doğup, büyüyüp, yaşamaktadır. Neslin üremesinde ve yetişmesinde, büyümesinde ve eğitilmesinde en büyük etkinlik kadınlara aittir. Kadınları eğitilmiş bir toplumun çocukları da torunları da eğitilmiş olacaktır ve o toplumun geleceği teminat altındadır. Sınırlarını ve sorumluluklarını bilerek kadınların idarede, ticarette, siyasette ve hizmette yer almaları o toplumun katma değerini yükseltmektedir. 

Hz. Hatice annemiz bir tüccar, Hz. Aişe annemiz bir alimdir. Denetim görevi yapan sahabe annelerimiz olmuş, Peygamberimize itiraz eden sahabe hanımlar da bulunmuştur. Kendine güvenen, yetişmiş kadınların hizmetin ve toplumun kendisine uygun alanında bulunması, o toplumun yükselmesine katkı sağlayacaktır. Rahat hizmet ve hareket etmek bakımından kadınların çalıştığı hizmet ortamlarının kendi fıtratlarına uygun olarak dizayn edilmesi başarıyı da arttıracaktır. Kadın eli ve duygusunun bulunduğu her hizmet alanında nezaket ve zerafet, saygı ve hürmet daha seviyeli olmakta, iş ve işlemler daha disiplinli yürümektedir. Mahremiyet ve cinsiyet kaygısıyla kadınları topluma hizmet alanlarından çekmek ve eleştirmek yerine, onlara uygun çalışma ortamlarını sağlayarak hizmet kervanına ilave etmek en doğru yoldur. 

Başarısıyla kendi adından söz ettiren birçok kadın vardır. Hz. Hatice annemizi, Hz. Aişe annemizi, sahabe annelerimizi bu gün örnek veriyorsak, onları örnek alan bu günün kadınını da topluma hizmet ettiği için yadırgamak ve yargılamak yerine, takdir etmek ve çalışmalarına yardımcı olmak gerekir. Eğitimde, teknolojik gelişmelerde, tıbbiyede, sağlıkta, hayri ve vakfi hizmet kollarında, sivil toplum kuruluşları ve medyada, hülasa topluma hizmetin her alanında fıtrat sınırlarını ve ölçülerini dikkate alarak kadınların bulunması, o toplumun ayrıcalığı olacaktır. İslam toplumlarının ve halkı Müslüman olan milletlerin, batının değer yargılarından öğreneceği ve alacağı hiçbir şey yoktur. 

Bugünün dünyasında yükselen değer olarak gösterilen batının kullandığı her türlü farklılık, kaynağı İslamın özünde ve hizmet anlayışında var olan değerlerdir. Kadının değeri de 1400 yıl önce İslam tarafından ilan edilmiş, Peygamberimiz veda hutbesinde evrensel bir mesajla, kadının hakkını da değerini de dünyaya tanıtmıştır. Bu mesajla İslam; “Cennet annelerin ayağı altındadır” anlayışını sunmuştur. İnsanlığın ve kainatın yaratıcısı Yüce Allah “anne ve babalarınıza öf bile demeyiniz” hükmünü getirmiştir. “Kadınlar size Allah’ın emanetidir, emanete ihanet etmeyiniz, onlara sahip çıkınız” diyerek insanlığa evrensel bir ders vermiştir. Peygamberimiz iki parmağını yan yana getirerek, “kız çocuğunu iyi yetiştirenlerle ahirette böyle yan yana olacağız” müjdesini hatırlatmıştır. Bugünün medeni dünyasının kadınlara sağlamaya çalıştığı tüm hakları, yaratıcı olan Rabbımız fıtrat olarak ilk insanla birlikte sunmuştur. Batının kadınlara sunduğu hakların peşine koşma yerine, İslamın kadına verdiği değeri öğrenip, gereğini yapmak kadınlarımız için en büyük kazanım olacaktır.

Kadınlar günü münasebetiyle; farkındalık oluşturmak, kadının ayrıcalığını ve önemini ifade eden mesajlar sunmak için; 8 Mart Günü bir takım protokol etkinlikleri ve sosyal faaliyetler yapılmaktadır. İdareciler ve siyasiler de bu tür etkinliklere katılarak, devletin ve toplumun yaklaşımını ifade etmektedirler. Yapılan etkinliklerle kadınlar da ne gibi başarılarının olduğunu sergilemeye çalışmaktadırlar. Bir mesaj sunulması bakımından, gerekli olmamakla birlikte, bu tür etkinlik ve faaliyetlerin faydalı olduğu kanaatindeyiz. Hakları verilmeyen işçi kadınlar nedeniyle “Dünya Kadınlar Günü”nü tarihe kazandıran anlayışın, kadının inancına da, yaşamına da saygı gösterilmesiyle ilgili söylem ve eylem geliştirmesi kendilerinin yüz akı olacaktır. Bunu onlardan bekleme ihtiyacımız yok ama hakkımız vardır.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR