KÂBE İLE VEDALAŞMAK...

Çeşitli kategorilerde, resmi ve özel görevle, hac ve umrede yaklaşık 45-50 defa görev aldım. Şimdi de adıma kurduğum "Kesmen Turizm" A Grubu seyahat acentemizle, başta kutsal topraklara olmak üzere; Kudüs ziyaretleri, yurtdışı ve yurtiçi kültür turları düzenliyor, bu yolla insanlarımıza hizmet ediyoruz.

Firmamızla,  görülen lüzum göre; ihtiyaca hissedildiği tarihlerde,  yılda 4 veya 5 umre, bir hac organizasyonu yapıyoruz. Kur'ası çıkmayan vatandaşlarımızdan da arzu edenleri, meşru ve yasal yollardan hacca götürüyoruz. Yıl içinde 4'er aylık periyotlarla, 3 veya 4 Kudüs ziyaret programı düzenliyoruz. Kafkas ve balkan ülkeleri  başta olmak üzere, dünyanın bir çok ülkesine kültür ve inanç turizm amaçlı, turlar planlıyoruz. Ülkemiz içindeki tüm kültür ve inanç turizm merkezlerine yapmakta olduğumuz poplarımızı da devam ettiriyoruz.

Şirketimizin hizmet alanları içinde olan, eğitime katkı merkezli faliyetler kapsamında, ingilizce ve arapça dillerini  öğrenmek ve geliştrmek amaçlı, yurtdışında kısa süreli kurslar açmayı da programımıza alıyoruz. Arapça için lübnan ve ürdün, ingilizce için ingiltere ve malta gibi ülkeler öncelikle değerlendirmeyi düşündüklerimiz arasında yer almaktadır. Dilin konuşulduğu ülkede 15-20 günlük disiplinli bir organizasyonun çok büyük katkısı olduğuna inanıyoruz.

Yukarıdan beri ifade ettiklerimizin bir kısmını yıllardan beri gerçekleştiriyoruz, bir kısmı da önümüzdeki plânlarımız arasında yer almasını düşündüğümüz programlar olacaktır. Paylaşmaya çalıştığımız husus, yazımıza konu başlığı yaptığımız "Kâbe ile Vedalaşma"nın zorluğudur. Saydığımız bu işlemlerin hiç birisinde Kâbe ile kurulan muhabbet duygusu oluşmamaktadır. Kâbe'nin; yer yüzünün kalbi ve Yaratıcının kainata tecelli eden nurunun adresi olduğu gerçeğini Kâbe ile vedalaşırken anlıyorsunuz. Bu; sadece bizim kanaatimiz değil, Beytullah'a misafir olan her müslümanın ortak duygusudur.

Hiçbir veda;  Kâbe ile olan vedalaşmaya benzememektedir. Belki her veda'da bir miktar göz yaşı, bir miktar acı, bir miktar özlem, bir miktar üzüntü vardır. Ama, Kâbe ile yapılan vedalaşmanın duygusu bambaşkadır. "Bu duygu anlatılmaz, ancak yaşanır" cümlesiyle tarif eder, duygunun sahipleri yaşadıkları veda sürecini. Biz de her defasında söz konusu duyguyu yaşamış ve de, "Evet ! Bu duygu ancak yaşanır" diye tarif ediyoruz.

On günlük umre grubumuzla, 6 gece Mekkede kaldık. Harem-i Şerife bitişik olan beş yıldızlı bir otelde konakladık. Yirmi dört saat Kâbe ile göz göze olduk. Buna rağmen, ayrılırken yaptığımız vedalaşma esnasındaki duamızda, adeta boğazımız düğümlendi, kelimeler boğazda kaldı, duygular dile aksedemeyip, gözyaşına dönüşerek kendini ifade etti. Yirmi gün sonra tekrar gelmemiz söz konusu olduğu halde, Kâbe ile vedalaşırken duygularımızın göz yaşına dönüşmesini engelleyemedik.

Ana rahminde, insan ruhuna üflendiğine inandığımız "İlahi Nur"un, yeryüzüne tecelli eden ana merkez üssünün Kâbe olduğu gerçeği, vedalaşırken  daha net anlaşılmaktadr. Bu nedenle de, ruhta olan nur, kaynağı olan nura yönelmektedir. Annesinden ayrılamayan bebek gibi, ruhunda ilahi nur olan insan da Kâbe'nin nuruyla bağını kesmekte zorlanmaktadır. Tek tesellisi duası olmaktadır. Yarabbi  ! Beni Kâbe'nin muhabbetinden ayırma" duası hem tesellisi, hem de arsuzu olmaktadır. İşte ! Böylesi bir ortamı yaşadık umreci dostlarımızla Kâbeye veda ederken.

Evet ! Biz de dua ediyoruz... "Yarabbi  ! Bizi Kâbe'nin muhabbetinden ve nurundan mahrum eyleme !" Kâbe'nin nuru; ruhun gıdasıdır. Oradan gıdalanan; şifa, bereket, rahmet ve deva bulur. Her müminin Kâbe ile fiziki temas kurmasını ve bahse konu duyguları yaşanmasını Allah'tan niyaz ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR