İTOĞLU LAKAPLI...

İTOĞLU LAKAPLI ÇETE BOZUNTUSU VE AVANESİ 

Doğrusu bugün yazılması gereken önemli iki konu vardı, birisi Sandukacıbaşının serüvenlerinin devamı, diğeri ise okullara adları verilen iş adamlarının yaptıkları yatırımların ne olduğu, karşılığında ise ne yaptıkları ve topluma ne kadar yararlı oldukları idi, zira bu insanlar milleti keriz, kendilerini akıllı sandıklarından ne kadar çuvalladıklarının da farkında değiller. Bu konuları enine, boyuna ele alacağımı da bilmenizi istiyorum, ancak bugün hafta sonu  alışageldiğimiz tarihi Amisos kentinde yaşanan düzenbazlıklar ve entrikalarla ilgili kahramanlarımızı sizlere tanıtma dizisine devam etmeyi tercih etmemizin daha doğru bir davranış olacağını düşünerek, tarihi Amisos kentinde yaşamış olan İtoğlu lakaplı çete bozuntusunun hikayesini yazmaya karar verdik. Hikaye kahramanımız Rum Pontus İmparatorluğu"nun kurulduğu bölgede dünyaya gelmiş, küçük yaşta doğduğu yeri terk ederek, Amisos kentine yerleşmiş olan hayatında doğru hiçbir işi olmayan, alavere dalavere, hırsızlık, gasp, uyuşturucu işleriyle meşgul olup, hayli cezalar alan ve sicili bozuk olan bir adamdır. Hikaye kahramanımız hayatında hiç ama hiç çalışıp bir kuruş para kazanmamış, tüm gelirini onun, bunun çanağını yalamakla geçirmiş bir adamdır. Yaptığı en önemli iş Uzunçalar lakaplı adamın taşeronluğunu yapıp, onun Amisos kentinin en büyük kabadayısı olduğunu, ona bulaşanın akıbetinin çok kötü olacağını, onun 80 tane yiyeni olduğunu, işte bu yüzden İmparatorluğa bağlı tüm Kralların, Vezirlerin ondan korktuğundan bahsedip millete sünnetçi havası verirmiş. Tabi bu arada kendisinin de uzunçalar lakaplı adamın en has adamı olduğunu söylemekten de geriye kalmazmış, bu sayede herkes ondan çekinip, sakalı şerifini verirmiş. Aslında işin doğrusu bu kabadayılar, çeteler, kabadayı yardakçıları, it oğulları tamamen hikayeden ibaret olmalarına rağmen, kendilerini pazarlama konusunda pek uzmanmışlar. Nasıl bir uzmanlık alanına sahip olduklarını isterseniz beraber irdeleyelim. Amisos kentinin Tranociris lakaplı bir yöneticisi varmış, bu yönetici çok insana ihanet edip, canını yaktığından sokaklarda tek başına gezmeyi bırakın, makamında dahi rahat oturamazmış. Uzunçalar lakaplı sahte kabadayı bu durumu fark edince oturmuş güzel bir plan yapmış, önce Tranociris lakaplı yöneticiye birilerini hakaret ettirmiş, ardından da İtoğlu lakaplı adamı gönderip, hakaret edenleri bertaraf ettirmiş. Böylece İtoğlu lakaplı çete bozuntusu Tranociris adlı yöneticinin gönlüne girmeyi başarmış. Bu olayın ardından Tranociris yanına baş yaveri durumundaki General Şaron Lakaplı ikinci Ramses"in torunu olan adamı çağırıp, yönetmekte olduğu şehrin tüm güvenlik sorumluluğunu İtoğlu lakaplı sahte Çete"ye verilmesini emretmiş. Bunun üzerine İtoğlu lakaplı sahte çete şehirde ne kadar sicili bozuk, esrarcı, eroinci, hırsızlıktan sabıkalı, ırz düşmanı varsa tamamını Amisos şehrinin güvenliğinde görevli olarak işe başlatmış. Bu arada Uzunçalar lakaplı sahte kabadayı kendi etrafında bakmakla yükümlü olduğu eş, dost, akraba, yiyen gibi adamlarını da işe yerleştirip, birçoğunun işe gitmeden para alabilmelerini de temin etmiş. Bu arada zaman, zaman ufak, tefek vukuatlar yapıp, kimseye belli etmeden sadece Tranociris ve General Şaron"un bilgileri dahilinde racon kesmeye devam ediyorlarmış. Bu tür çete bozuntularının en önemli özelliği, zaman, zaman kendileri gibi çete bozuntusu olan başka ekibin adamları ile anlaşıp, onları kendi amirlerinin üzerine verip, daha sonra onları kendileri bertaraf etmiş gibi gösterip, işlerini sağlama bağlamaktır. Bu anlamda hem General Şaron"a, hem başka yöneticilere bu tür raconlar kesilmiş ancak Amisos halkından saklanması da becerilmiştir. Bazı icraatları ağızlarına, gözlerine bulaştırıp, halkın duymasına engel olamasalar da işi üstlenecek zavallılar bulmakta sıkıntı çekmemişler. Bu olup, bitenlerden rahatsız olan halk, kendi temsilcisi olarak Molla Kasım isimli bir adamı Tranociris"in yanına göndermişler, Molla Kasım"ın Tranociris"ten ilk talebi İtoğlu lakaplı çete bozuntusunun işine son verilmesi imiş, ancak Tranociris Molla Kasım"a çok net bir cevap vererek “İmparator dahi istese ben İtoğlu ve avenesinden vazgeçmem” deyince, Molla Kasım onlara uyum sağlayarak dört yıl onlarla birlikte çalışmış. Ne zaman ki Molla Kasım Tranociris ve adamlarının iç yüzünü öğrenmiş, kendisini sokağın ortasında bulmuş. Mücadeleden vazgeçmeyen Molla Kasım Risale-i Cedide-i Mukavemet adlı bir risale kurarak Amisos kentinde olup, bitenleri yazmaya başlamış, bunun üzerine Tranociris ve adamları kendisine kılıçlı, sopalı, toplu, tüfekli bir çete göndererek, öldürülmesine karar vermişler, ancak Molla Kasım tek tanrıya ve Hanif Dinine mensup olduğundan ve yardımı sadece ve sadece ondan istediğinden,  Tanrı onu koruyup, düşmanlarına galip kılmış. Zira Kuran-ı Kerim"de de bir müminin bazen yüz kafire, bazen on kafire bedel olduğu yazılmaktadır. Amisos döneminde Kur-an inzal olmasa da Yüce Allah her dönemde mutlaka bir hak kitap ile peygamber gönderdiğinden insanlar doğruyu da yanlışı da biliyorlarmış. Molla Kasım"da inançlı bir insan olduğundan sadece Allah"a ibadet eder ondan yardım beklermiş, Yüce Allah"da kendisine uzanan elleri boş çevirmediğinden, onun da talebini kabul edip, düşmanlarına onu galip kılmış. Bugünkü yazımızın da sonuna gelmiş olmanın üzüntüsü ile mutlu hafta sonları diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR