İSMİYLE MÜSEMMA GAZETECİ BUNA DENİR

İSMİYLE MÜSEMMA GAZETECİ

BUNA DENİR

Gazetecilik mesleğini seçmemde en önemli  faktör  mesleğini  ahlaksızca  yapan  gazeteciler  olmuştur. Herkes  işini  adam gibi yapmış olsa  ortada sorun kalmazdı. Piyasada  gazeteciyim diye dolaşan veya konuşurken mangalda kül  bırakmayan  gazetecilerin icraatlarını  görünce  midem bulanıyor. Gazeteyi ilk kurduğumda ilkeli olmaktan, dürüstlükten, meslek ahlakından bahsedenlerin daha sonra yüz seksen derecelik “U” dönüşü ile nasıl döndüklerini hep birlikte gördük.  Bu arkadaşlarımız gazetecilik  mesleğini seçim dönemlerinde  malı götürüp daha sonraki zamanlarda  dinlenme  sanatı olarak düşündüklerinden onlara gazeteci demenin doğru olmadığı kanaatindeyim.

Geçenlerde Halk Gazetesi  ve Yusuf  Yılmaz ile ilgili bir nebze olsun bir şeyler  yazmaya çalışmıştım, bugün  ise  Cabbar  kardeşlerden bahsedeceğim. Bu iki arkadaşımızın gazetecilik mesleğini  ekonomik açıdan çok iyi  kullanmasını bilen insanlar olduklarını  camia  içerisinde olup da bilmeyen yoktur. Bunlardan  birisi  gider birisinden  para ister  vermeyince diğeri  onunla ilgili köşe yazmaya başlar, olmadı adamı köşeye  sıkıştırıp istediklerini  koparmasını becerirler. Bu arkadaşların soyadı Cabbar'ın ne anlama geldiğini merak edeniniz olabileceğini düşündüğümden açıklamakta yarar görüyorum. Cabbar kelimesi istediğini zorla da olsa elde etmek anlamına geliyor. Arkadaşlarımızın soyadları ile yaptıkları işin ne kadar uyumlu olduğunu anlatabilmek için biraz detaya ihtiyaç olduğunu düşünmekteyim.

            Cabbar kardeşlerden birisi Halk Gazetesi'nde çalışırken, bir diğeri Ordu menşeli bir TV'de programlar yapmaktadır. Ordu menşeli TV'de program yapan ufak kardeş yapacağı bir programla  ilgili  AK Parti İl Başkanı Osman Çetinkaya'yı arıyor ve programa her partiden bir temsilci katılacağını, AK Parti'den de bir temsilci  katılmasını istiyor, Osman Çetinkaya tamam olur deyince bu kez  bunun için 25.000 TL ödemesi gerektiğini söylüyor, yani AK Parti bir programa katılımcı gönderecek üste de para verecek. Osman Çetinkaya parti olarak seçim döneminde başka bir TV kanalı ile anlaştıklarından böyle bir parayı ödemenin mümkün olmadığını söylüyor ve katılımcı göndermeyeceğini ifade ediyor. Bunun üzerine ufak Cebbar büyük Cebbar'a müracaat edip, yardım istiyor, büyük Cebbar derhal planını devreye sokuyor.

            Planın ilk ayağı bir milletvekilini  arayıp  AK Parti İl Başkanı  Osman  Çetinkaya'ya ulaşamadığını söyleyerek aba altından sopa göstermekti  nasıl olsa  olayın arka  planını milletvekili bilemediğinden sadece Osman  Çetinkaya'ya   kendisini  arayanlarla ilgili bilgi  verecekti, böylece Osman Çetinkaya mesajı alıp, eli, ayağı tutuşacaktı ve kendiliğinden Cabbar efendiyi arayıp  ortada bir yanlış  anlaşılma olduğunu söyleyecek ve tamamen duygusal ilişki hallolmuş olacaktı, ama iş öyle olmadı ve Osman Çetinkaya  kimseyi  aramayıp, işine baktı.

            Bizim uyanık gazeteciler bu kez B planını devreye koyup, büyük Cebbar dünkü köşesinde Osman Çetinkaya'ya  ulaşamadığını yazmak sureti ile kendisinin bizzat Osman Çetinkaya tarafından aranmasını  temin edecekti,  peki  konuşmada ne geçecekti  derseniz  “Başkan  gazetecilerle aranı iyi tut, seçim döneminde gazetecilerle kavga etmek hoş bir durum değil” filan falan. Dikkat ederseniz dünkü yazısında Osman Çetinkaya'nın 7+1 hedefi  koyduğunu  bunu başaramaması  halinde  hezimet olacağından bahsediyor. Adamcağız planını o kadar güzel kurmuş ki AK Parti'nin değil 7 milletvekili 6 milletvekilliğinde dahi sıkıntı olduğunu havada uçan kargalar dahi biliyor, kaldı ki her partinin İl Başkanı çıtayı yüksek tutmak zorundadır, aksi halde  politika  yapmasına gerek yok.  Seçimden sonra Osman Çetinkaya'yı yemek isteyen grup bu argümanı kullanabilmek için Cabbar efendiye tüyolar verdikleri ortada.

                Cabbar efendinin yazısına bakarsanız 2009'daki seçimde İl Başkanı olan arkadaşı çok başarılı olarak takdim etmesi gerçeklerle ne kadar ilgili olup olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Şehrin en büyük iki ilçesini kaybeden teşkilatın başında acaba ben mi vardım, yoksa o bahsettiği İl Başkanı ve Yardımcısı olan bir sonraki İl Başkanı mı? Gazetecilik mesleğini ismine yakışır biçimde yapmak isteyen arkadaşlarımız akıllarını başlarına alıp adam gibi işlerini yapmazlar ise kimlerle hangi duygusal ilişkilere girdiklerini buradan açıklayacağımızı da unutmasınlar.  Kalın sağlıcakla

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR