İNNÂ LİLLÂH VE İNNÂ İLEYHİ RÂCİÛN.

 

“Şüphesiz biz ALLAH’tan geldik ve şüphesiz dönüşümüz O’nadır”. Bakara Suresi 156.ayet. Sanırım 2 aydır bu sütundan vefatlar dolayısı ile ayrı kaldım. Daha 2016 yılının ilk günü, memlekette ki bacanağım Ömer Yardımcı’nın vefat haberini aldık. Uçakların kalkmadığı, karayolunun kar, buz ve sisle yoğunlukta olduğu gündü. Bu gibi durumlarda insanın gözüne hiç bir şey gelmiyor. Memlekete vardık, merhumu defnettik. Bizdeki adetlere göre, 3 gün taziye evinde oturduk. Dostlarımız öğlen ve akşam yemekleri yaparak hem erkeklerin toplandığı Ahmet Oruç camii taziye evine ve hem de hanımların gittiği, bacanağımın evine ikramlarda bulundular. Kar, buz, don ve soğuklara rağmen beş gün kalabildik. Taziyemize, Yakın dost ve arkadaşlarım olan, Belediye eski, efsane başkanımız Ahmet Eşref Fakıbaba’dan tutun, Baro Başkanımız Av. Müslüm Akalın, TMMOB eski başkanı Şehmus Karahan’a kadar tüm protokol tanıdıklar ve akrabalar taziyede bulundular. Müteveffanın Ankara’dan gelen kardeşi, Eski eserler ve müzeler Genel Müdürü ve Vakıflar Eski genel Müdürlüğü görevlerinde bulunan Dr. Nurettin Yardımcı’nın da sağlık durumunun iyi olmadığını müşahede ettim..

         Samsun’umuza yine karlı yollardan döndük. Şubatın başında çok sevdiğim personelimden Erzurumlu dostum Müteahhit Dursun Ali Aktaş’ın vefat ettiği mesajı geldi. Büyük Camideki cenaze namazından sonra toprağa verdik. Ogün fazlaca üşütmüşüm, ertesi günü acile yatırdılar beni. Tansiyon on sekiz, ateş kırk derece. Müşahede odasında serum bağladılar, iki adet dil altı hapı verdiler. Sonradan taburcu ettiler. Yatağımda hasta olarak dinlenirken, bu defa İzmir’den yeğenimden telefon geldi, ”amcacığım babamı kaybettik” diye. Hemen yorganı attım, hastalığı unuttum, aynı gün çok pahalı da olsa uçak biletlerimizi alıp, ailece biz buradan, memleketten de çocuklar ve akrabalar İzmir’e geldik. Ertesi günü Balçova Yeşil camiinde çok sevdiğim değer verdiğim, doyamadığım emekli İcra Müdürü ağabeyim Niyazi dündar’ın cenaze namazını kıldıktan sonra Yelki aile mezarlığında rahmetin bol yağdığı beş şubatta toprağa verdik. Yine usullerimize göre Balçova’da Urfalılar derneğinde üç gün taziye evi açtık. Yıllar önce yaşadığım İzmir’deki eski başkan Ebubekir Revan, şimdiki yeni başkan Av. Feridun Gökhan, aile dostlarımız, akrabalar bir arada idik. Yine adetlerimize göre erkek ve kadın tarafına tanıdıklar üç gün yemek ikramında bulundular. Beş gün sonra Samsun’a yine direkt uçakla dönmeyi Rabbim nasip eyledi. Bu arada başka tanıdık ve mesai arkadaşlarımız, Samsun’daki dostların yakınları da vefat etti. Tüm geçmişlerimize, şehitlerimize Allah’tan rahmet, geride kalanlarına sabırlar dileriz.

         Gerçekte üç günlük dünya, birinci gün dündü geçti, ikinci gün yaşadığımız anlar ve üçüncü gün görüp göremeyeceğimiz belirsiz olan yarın ve ötesi..

         Önemli olan, kalp kırmadan, hak yemeden, mümin olarak yaşayıp, mümkünse eser bırakarak terk-i dünya eylemek…

         Sizlere yeniden kavuşmanın mutluluğu ile nasip olursa yazılarıma devam edeceğim. Kalın sağlıcakla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faik Dündar Arşivi
SON YAZILAR