Hipnozla yapılan doğum, normal doğumdan daha rahat

Hipnozla yapılan doğum, normal doğumdan daha rahat
Dünyada bir çığ gibi büyüyen, hipnodoğum dalgası Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladı. Ünlü oyuncu Özgü Namal da bu yolla bir bebek dünyaya getirdi.

Hipnoterapi ile normal doğum kaygılarının azaltıldığı yöntem sayesinde anne adayları, anesteziye gerek duymadan veya çok az anestezi alarak rahatça normal doğum yapıyorlar. İngiltere Cambridge Düşesi Kate Middleton’ın geçtğimiz yıllarda bu yolla doğum yapması medyada geniş yer bulmuştu. Türkiye'de de bu yöntemi doğumunda destek olarak kullanan isimler arasına Özgü Namal da girdi. Hipnodoğumla dünyaya getirdiği bebeğini kucağına alan Namal'ın dört aydır doğuma hipnoterapi ile hazırlandığı belirtildi. 
“Prenses Usulü doğum” şekli olarak basına yansıyan hipnodoğum birçok anne adayının tercihi oldu. 
Yöntemi Türkiye’de uygulayan isimlerden biri, bu konuda eğitim almış sayılı psikologlardan Hasan Arslan. Vancouver Island University'de (VIU) anadalda Psikoloji ve alt dalda Felsefe eğitimlerini tamamlayan Hasan Arslan, İngiltere’de Hypnotherapy Training International'da Dr. John Butler’dan Klinik Hipnoterapi, Analitik Hipnoterapi ve Tıbbi Hipnoterapi Eğitimleri aldı. Bu eğitimlerin ve tecrübenin ardından Türkiye’de Dr. John Butler'la birlikte Hypnotherapy Training International Türkiye'yi kuran Arslan, hipnoterapi ile doğum konusunda Türkiye yol almaya başladığını belirtiyor. Hasan Arslan ile hipnodoğuma dair tüm merak edilenleri konuştuk:
- Normal yollara doğum son zamanda unuttuğumuz bir kavram... Hipnoterapi ile normal doğum daha az acılı mı oluyor?
Birçok anne adayı doğumla ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığından ve çevreden gelen “Doğum çok acılı, normal doğum çok zor,” gibi telkinlerden normal doğumla ilgili önyargılara sahipler. Bu durumda normal doğum kelimeleri geçtiğinde bile kafalarında acı, ıstırap ve uzun saatler devam eden doğum mücadelesiyle ilgili fikirler canlanıyor. Doğuma ne kadar korku ve benzeri duygularla girerlerse doğum süreci de o kadar zorlu geçiyor.
Korku tepkisi bedendeki kasların gerilmesine ve sürecin yavaşlamasına sebep olur. Fakat pelvis bölgesindeki kaslar gevşediğinde anne adayı doğumu kendiliğinden daha rahat bir sürece dönüştürüyor. Böylece esnek kaslar bebeğin daha rahat itilmesini ve kanaldan geçmesini sağlıyor. Hipnoterapi anne adayının zihnindeki doğumla ilgili olumsuz duyguları rahatlık, kontrol, esneklik gibi daha sağlıklı duygularla değiştirmesine yardımcı olur. 
Bu süreç içinde anne adayı bedensel ve zihinsel gevşemeyi ve bedeninin doğal kontrolünü ele almayı öğrenir. Korku ve benzeri duygularla çalışıldığında zihindeki belirsizlik yerini kendine güven ve rahatlık duygularına bırakmaya başlar. Böylece anne adayı kendi kendine gevşeme becerisine kavuşur. Verilen telkinlerle acı eşiği yükselir. Bu sayede kullanılan anestezi miktarı minimuma indirilir veya bazı doğumlarda hiç kullanılmaz. Bu konuda yapılan bilimsel araştırmalarda hipnozla veya hipnozdan yola çıkarak geliştirilen benzeri metotlarla yapılan doğumların normal doğumdan daha rahat ve daha kısa sürede olduğu gözlemlenmiştir. Anne adayı rahat olduğundan stresle ilgili hormonlar daha az salgılanır ve bu bebek için de huzurlu ve doğal bir doğum deneyimi anlamına gelir.
Hipnozla doğum, doğum yöntemleri arasında son trend denebilir mi?
Hipnodoğum, yani bedenin kontrolünü ele alarak doğumu doğal sürecinde yaşayabilmek binlerce yıldır kullanılıyor. Mısır hiyerogliflerinde ve antik yogilerin yazıtlarında insanların dinlendirici zihin durumlarına geçerek sağlıklıdoğumlar gerçekleştirdiğini biliyoruz. Belki buna sağlıklı olana dönüş demek daha doğru olur çünkü sadece son 150 yıldır yoğun anestezi ve sürekli artan sezaryen normal olarak yorumlanıyor. Fakat doğumla ilgili sağlıklı bilgi verildiğinde ve anne adayına doğru metotlar öğretildiğinde doğumu gerçekten olduğu gibi rahat ve normal bir sürece dönüştürebilir. ABD ve Avrupa’da birçok hastane hipnoz kelimesine karşı bir önyargı olduğundan anne adayları için doğum programlarında yönlendirilmiş meditasyon, doğum meditasyonu, doğuma hazırlık ve imgeleme gibi kelimeler kullanıyorlar. Fakat bütün bu programların ortak noktası bedenin ve zihnin rahatlatılması, kişinin bunları kendi kendine yapabilir hale gelmesi ve kontrolü ele alarak rahat bir doğum deneyimi yaşamasıdır.
HİPNOZLA SABAH BULANTILARI VE KUSMALAR AZALTILABİLİR
Kadınların tercih ettiği bir yöntem mi? 
Türkiye’de henüz yeni yeni yerleşmeye başlayan bir anlayış. İngiltere ve ABD’de hastane dahilindeyse siz de anne adayına eşlik edebiliyorsunuz fakat Türkiye’de bununla ilgili fazlasıyla kısıtlama var. Genellikle gelen anne adayları hamileliğin 4. ayında gelirler ve önce korkular ve endişelerle çalıştıktan sonra sağlıklı bir özkontrole kavuşmaya başlarlar. Bu sırada evde gevşemelerini ve gelişmelerini sağlayan uygulamalar verilir. Hipnozla
sabah bulantıları ve kusmaları azaltılabilir veya birçok vakada ortadan kaldırılabilir. Aynı zamanda anne gün içinde dinlendirici gevşeme durumlarında da enerji toplayabilir ve bebeğin de gerekli gelişimine katkıda bulunur. Çalıştığımız anne adaylarında birçoğu 4-5. ay civarında gelir. Önce rahat doğum yapmalarını engelleyen sıkıntılarıyla ilgilenir ve duygusal olarak onları rahatsız eden korku, kaygı, endişe, vb gibi duyguları aşmalarını
sağlarız. Mesela doğum süreciyle ilgili çok bilgisi olmayanlara hastanenin doğum odasını gezmesini tavsiye ederim. Sonrasında o görüntüleri kullanarak kişiye rahat bir gevşeme durumunda tekrar tekrar sağlıklı doğum provaları yaptırırız. Bu korku yerine rahatlık, huzur ve kontrolde olmayla ilgili sağlıklı beklentiler yaratır. “Ne yapacağımı bilmiyorum?”dan “Bu benim için çok özel bir deneyim olacak”a doğru ilerleriz. Çalışmalarda anne adayları
genelde doğuma giderken beklediğinden daha sakin ve kontrolde hissettiklerini ve son derece soğuk kanlı davrandıklarını söylüyorlar. Bu hem anne adayının duygu durumunu, hem doktorun işini hem de bebeğin sağlığını olumlu yönde etkiliyor.
Herkese aynı yöntemi mi uyguluyorsunuz? 
Birçok terapi modeli sadece bilinçli seviyede konuşmalara odaklanırken hipnoterapide hastanın bilinçli ve bilinçaltı zihniyle kurulan bir iletişim vardır. Bu zihnin tam potansiyelini kullanmak demektir. Süreç ve
uygulama kişiden kişiye değişiklik gösterir çünkü her bireyin ayrı bir geçmişi, farklı korkuları, beklentileri veya kişilik yapısı vardır. Bu yüzden ilk görüşme bize onu tanıma ve ona uygun doğru yaklaşımları belirlemede büyük rol oynar. Terzi kapıdan giren herkese aynı beden takım elbiseyi veremez. Hipnoterapide terapist herkese özel, kişinin ihtiyaçlarına yönelik teknikleri, telkinleri ve uygulamaları seçer. Böylece kişi kendi doğal hızında, doğal rahatlığında ve kendi öğrenme sürecinde ilerleyebilir. Uygulamalarımızın
amacı kişinin dinlendirici trans durumunda, yani geçmişte yüzeysel olarak Alfa zihin durumu diye geçen öğrenmenin ve sağlıklı kontrolün ortaya çıktığı durumda doğumla ilgili olumlu fikirlerin yaratılması ve güçlü beklentilere dönüştürülmesidir. 
Doğuma giriyor musunuz?
Türkiye’de genellikle bu uygulama pek yok çünkü sağlık sistemi henüz bu konuya yabancı olduğundan hastaneler bu tür şeyleri risk olarak görebiliyorlar. Fakat birçok anne adayı doğuma doğru hazırlandığında ve doktoruyla konuştuğunda kendi kendine sağlıklı bir doğum deneyimi yaşayabiliyor. Kadın doğum uzmanı bu konuyla ilgili bilgi sahibiyse veya bu tür uygulamalara sıcak bakıyorsa bu anne adayının işini daha da kolaylaştırır.
Eşleri de bu terapiye dahil ediyor musunuz?
Bazı eşler doktorun da izniyle özellikle bu sürece dahil olmak istiyor ve bunu kesinlikle destekliyorum. Bu anne adayının daha güvende hissetmesini sağlıyor. Ayrıca eş de bu sürece dahil olarak uygulamaları izleyebiliyor ve bu sayede sürecin nasıl işlediğiyle ilgili fikir sahibi oluyor. Doğum sürecine dahil olmak istediğinde eşe de anne adayını rahatlatacak ve ona yardımcı olacak çeşitli telkinler ve yardımcı teknikler öğretiliyor. Böylece doğumda ek bir terapist varmış gibi eş basit telkinlerle anne adayının deneyimini daha olumlu hale getiriyor. Bazı eşler doğum sürecine dahil olmak istemese bile doğum öncesi ve doğuma giderken kullanılacak belirli telkinler, teknikler ve yaklaşımlar öğretiliyor. Böylece doğum öncesini daha rahat, sakin ve kolay atlatabiliyorlar.
Kadın doğum doktorlarının bu terapiye yaklaşımı nasıl?
Hipnoterapi son yıllarda gittikçe daha sık kullanılmaya başlanıyor. Özellikle doğum alanında insanlar normal doğuma yönelmeye başlarken bazı açık fikirli doktorlar da konuyla ilgili eğitimlere katılıyor ve çeşitli uygulamalarla hastalara yardımcı oluyorlar. Doktorun bu kadar bilgili ve zihinsel olarak yeterli olması anne adayları için doğumu harika bir deneyime dönüştürüyor. Hala bazı önyargılar olsa da Fransa gibi ülkelerde başlayan hipnodoğum dalgası sanırım bizim ülkemize de yavaş yavaş gelmeye başlıyor. 
Bebeğin üzerindeki etkisi ne oluyor?
Hipnodoğumun amacı sadece doğumu rahat ve doğal bir hale getirmek değil. Asıl amaç doğumu anne ve bebek için sağlıklı ve özel bir deneyime dönüştürmektir. Korku ve gerginliğin olduğu doğumlar bilimsel araştırmalara göre daha fazla anestezi gerektiriyor, yorgunluk ve yıpranma gibi yan etkilere yol açıyor ve doğum anne için hırpalayıcı bir deneyim oluyor. Annenin rahat, sakin ve huzurlu olduğu doğumlarda yine araştırmalara göre gevşeme ve iyileşmeyle ilgili sağlıklı hormonlar daha fazla salgılanıyor.
Annenin rahatlığı bebeğin daha huzurlu hissetmesini sağlıyor. Annenin bedeni bebek için bir güvenlik sistemi gibidir. Aşırı korku ve gerginlik olduğunda bebek de tehlikede olduğunu hissederek ona göre olumsuz tepkiler vermeye başlıyor (örn. kalp atışlarının hızlanması gibi). Annenin rahatlığında salgılanan nörokimyasallar bebeğin güvende ve rahat olmasını, doğum kanalından daha rahat geçmesini ve sonrasında da daha sakin ve huzurlu hissetmesini sağlıyor.Anne hiç veya az anestezi aldığı için bebek de doğum deneyimini anestezi almadan veya ondan çok az etkilenerek yaşıyor.Bu, içine doğduğu dünyaya ve çevresine daha kolay uyum sağlaması demektir. Aynı zamanda doğum sonrasında da anestezik maddelerin yan etkilerine maruz kalmadan anne sıcaklığını hissedebiliyor.  (DHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.