HERKES İŞİNİ ADAM GİBİ YAPSA DA...

HERKES İŞİNİ ADAM GİBİ YAPSA DA BİZDE YAZMASAK OLMAZ MI?

Yazdığım yazılarla ilgili bazıları “Acımasız yazıyorsun.” diyor, bazıları, “ Eski dostlarını da eleştiriyorsun.” diyor, bazıları ise; “Seninle arkadaş olmaya korkuyoruz, ne zaman bizim için yazacaksın belli değil.” diyor. Bunu söyleyen arkadaşlar, kendilerinden emin olmadıklarından söylüyorlar. Kendisinden emin olan hiç kimse, yazılacak yazıdan rahatsız olmaz. Çünkü açığı olmayanın endişesi olmaz. Biz yapılan hataları yazıyoruz, yoksa durup durur iken insanların gözüne, kaşına bakarak, “Şunu yaptı, bunu yaptı” diyecek kadar seviyesiz değiliz. Bu güne kadar yazmış olduğum yazılarda adı geçen insanların tamamının, toplumun önüne çıkmış veya çıkmaya namzet olmuş insanlardan oluştuğunu görmek mümkün. “Neden bu insanları veya olayları yazıyorsun.” diyecek olursanız, toplumun iş başında olan insanların yaptığı hataları görme hakkı vardır ve bunu yapacak olan kurum da basındır. Biz bunları yazacağız ki, yapanlar bir daha yapma cesareti bulamayacak veya toplum gereğini yapacak.

            Şimdi sizlerle iki konuyu paylaşıp, neden yazdığımın yorumunu sizlere bırakacağım. İlk konumuzun kahramanı, Ak Parti il kongresinde yönetime yeni giren bir arkadaşımız. Bu zatı muhterem, bundan birkaç gün önce gidiyor bir kamu kurumuna ve diyor ki; “Bakın arkadaşlar ben sizden sorumlu İl Yönetim Kurulu üyesiyim. Bana sormadan bu kurumda kuş uçmayacak haberiniz olsun.” Bunun üzerine kurum amiri, olayı zabıt altına alıp, güvenlik görevlilerine talimat verip, arkadaşımızı oradan uzaklaştırıyor. Benim bazı olayların üzerine ısrarla gitmemin nedenini ,şimdi daha iyi kavradığınızı düşünmekteyim.  Zira böyle bir olay, Ak Parti iktidara geldiği günden bu güne dek ilimizde yaşanmadı. Elbette iktidar partisinin, Yönetim Kurulu üyelerini onore edebilmek için, bazı uygulamaları olabilir. Ancak bu uygulamaları yapmadan önce, kimi nerede görevlendireceğinizi iyi araştırmanız gerekmektedir. Adam bir hastaneye personel almak adına, birilerine söz vermiş. Bu adam Başhekimin hemşerisi olduğundan ona güvenmiş. Ancak Başhekim, “Olmaz” deyince küsmüşler. Daha sonra bu Zatı-Şahaneleri, Yönetim Kurulu üyesi oluyor ve aynı hastaneden sorumlu oluyor. Hani derler ya, “Bu ne turşu, ne perhiz” diye. (Bu arada o hastanenin Başhekimi,  partiye küfreden adamı sık sık ziyaret edip,   feyzinden, bereketinden istifade ediyormuş haberiniz ola). “Bu şehirde Adem Güney İl Başkanı olmamalı” derken kast ettiğim bunlardı. Olup bitecekleri üç aşağı, beş yukarı bildiğimden; şehrimizin, bürokratların ve onurlu insanların zarar görmemesi için hayli mücadele etmeme rağmen ,sağ olsun Kamyon şoförü ve Marabası sayesinde, o koltuğa Adem Güney oturdu. Kimse bana, “Bu kongrede Adem Güney başarılı” diyemez. 650 delegenin 400 ü sizi istemiyor; ama karşınızdakilerin başarısızlığı, basiretsizliği, beceriksizliği sizleri bu koltuğa taşımışsa yapacak bir şey yok.

            Gelelim ikinci konumuza. Yine Ak Parti İl Yönetimine yeni girmiş olan bir Kamu Kurumunda; geçici işçi statüsünde bulunan bayan kardeşimiz, o kuruluştan sorumlu İl Yönetim Kurulu üyeliğine getirilince demiş ki; “Aslında pek hoş olmadı. Şimdi amirlerim bana saygıda bulunmak zorunda kalacaklar. Ben yanlarına gidince ayağa kalkacaklar. Daha önce bana amirlik yapanlara, şimdi ben amirlik yapacağım. Ama ne yapalım mecburlar yapacaklar” demiş. Bu iki olay da maalesef bu şehirde pek yakın zamanda yaşandı. Millet uzayda yaşam şartlarını araştırırken, bizim Samsun"da yaşadıklarımızı görüyor musunuz? Şimdi diyeceksiniz ki, “Neden yazdın bunları?” Ben yazmayayım da kim yazsın? Şayet bu insanlar bu kadar bariz hataları yapmamış olsalardı, ben yazar mıydım? Kaldı ki bu olup bitecekleri, günler öncesi yazmamış mıydım? Her zaman diyorum ya, “Bazı şeyleri bilmek için, müneccim olmaya gerek yok” diye, yönetilmesi gereken insanları, yönetecek kadrolara dahil ederseniz olacağı budur. Bu insanları o kadrolara koyanlar da pek ala biliyorlar ki; Bu insanlar bu tür hataları sık sık yapacaklar. Ama onların da işine geliyor. Seviyeli, güçlü, işini bilen insanlarla çalışabilmek için, lider konumundaki insanların kendilerine öz güvenleri olmalı, yetenekli olmalı, kültürlü olmalı. Her şeyden önce sağlam kişiliğe sahip olmaları gerekir. Aksi halde yetersiz insanlarla çalışıp, onların yapacakları hatalardan istifade edip, onları rahat yönetme imkanı bulacaklardır. Bundan ne partiler, ne şehir, ne de ülke insanı yarar göremeyecek; tam aksine zarar görecektir.

            Benim bu insanlara tavsiyem, işleri ile uğraşsınlar.Yarın karşısında el, pençe duracakları adamlara; bu gün ellerinde yetki varmış gibi zannedip, kendilerini gülünç duruma düşürmesinler. Başlarındaki Zatı Muhterem de aklını başına alsın. O bu işleri bilir. Öyle birilerine ,gözdağı verinceye kadar; evinin önünü temizlesin. Eskiden partiye hocalar getirip, vaaz verdirirdi. Başın başa, başın da lidere bağlı olmasının gereğini ayetlerle açıklattırırdı. Şimdi de Adab, erkan, usul dersleri verecek hocalar, pedagoglar bulsun; adamlarını eğitsin de bu tür hataları yapmasınlar. Yoksa bana, fazlaca iş düşecek gibi gözüküyor. Benden söylemesi. Hoşçakalınız.        

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR