HERKES HADDİNİ BİLSİN

       Konumuza girmeden önce dün Cuma namazı ardından Cenaze namazını kıldığımız benim ve birçok insanın mezun olduğu Samsun İmam Hatip Lisesi emekli Müdürü Remzi Yavuz Hocamıza Allahtan rahmet, geride kalan evlatlarına, damatlarına, torunlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Remzi Yavuz Hoca tam on altı yıl gibi uzun bir süre Samsun İmam Hatip Lisesi’nin müdürlüğünü yapmış, zaman zaman milli görüşçülerle ters düşse de camiaya büyük hizmetleri olmuş hatta Bulvar yolu üzerindeki İlim Yayma Ve Eğitim Vakfı’nın mülkiyetinde olan binaları seksen ihtilali sonrasında imar planına Kız İmam Hatip okulu olarak işletmesini becermiş ve bu sayede 28 Şubat sürecinde ve daha sonra yönetime gelen Ahmet Cemal Ayhan ekibinin özel hastanelere kiraya verme uğraşlarına dur denecek bir hizmete imzasını atan kıymetli bir hocamızdı. Rabbim yerini Cennet eyler, varsa günahlarını da affeder inşallah.

        Samsun Belediyesi’nin Büyükşehir statüsüne kavuşmasının ardından sanırım 1995  yılıydı Remzi Yavuz Hocamız Gazi Beldesi’nden Refah Partisi Başkan adayı olmuştu, hazırladığı slogan da “Remzi Yavuz, Remzi Yavuz doğrulukta  ol kılavuz” idi. O müzik sesini hâlâ daha unutmadım. Remzi Yavuz Hocamız hafızı kelâm, çalışkan, disiplinli ve iyi bir idareciydi. O’nun kuşağında bulunan Niyazi Çubukçu, Alaattin Doğan, Mehmet Şahin, Arif Turan hocalarımız da Rahmeti Rahmana intikal eylediler, Rabbim hepsinin günahlarını af, makamlarını Cennet eyler inşallah. Bu kuşak, inanın bu işin çilesini çekmiş, fedakar, vefakar ve samimi insanlardı. Onlar ihtilaller yaşadılar, İmam Hatip okullarının orta kısmının kapatılmasından tutun da lisesinden mezun olanların normal lise mezunu sayılmayıp yeniden fark dersler vererek üniversite imtihanlarına girildiği dönemleri yaşadılar ama yılmadan, usanmadan bu davaya hizmet ettiler. Şimdikiler gibi hazır hükümetin, devletin ve belediyelerin imkânlarıyla okul yapmadılar; tam aksine hükümetlerin her türlü olumsuz tavırlarına rağmen bu okulların yapılması için esnaftan, tüccardan, köylüden dilenerek okul yaptılar. Tekrar Allah mekânlarını cennet eylesin diyerek bu konuyu kapatıyorum.

       Konumuza gelince, üzülerek ifade etmek gerekirse bu şehirde bazı kesimler tarafından ciddi anlamda Trabzon düşmanlığı yapılmakta olduğuna şahitlik ediyoruz. Oysaki bu şehirde en çok vergi veren işadamları Trabzonlu işadamları, en çok hayır işleyen işadamları Trabzonlu işadamları, sosyal hayata ve cemiyet işlerine en çok zaman ayıran insanlar Trabzonlular olmasına rağmen hayatlarında konuşmaktan başka hiç bir şey yapamamış bazı insanların kalkıp Trabzon düşmanlığı yapmaları fevkalade üzücü bir durum. Hiç unutmuyorum 1995 genel seçimlerinde Refah Partisi’nde köy köy,  oy almak için çalışırken bizim Haşim Hoca’yla birlikte Bafra’nın bir köyüne gittik. Köyde cami yoktu. Haşim Hoca köylülere sordu “Caminiz neden yok arkadaşlar? dedi, onlar da yok dediler, bunun üzerine Haşim hoca aynen şunu dedi, habureye bi ofli olsaydı sizden para toplayıp yarısı ile kendisi geçinir yarısı ile de size cami yapardı…

     Allah Kur’an-ı Kerim’de “ve cealnaküm şü’uben ve kabaile li te’ârefu” sizi kabilelere ayırdı ki biri birinizle tanışırken ben şuralıyım, ben buralıyım deyin buyurmakta, yoksa falan yerin insanı filan yerden üstün demiyor “ inne ekremeküm indellahi etkâküm” buyuruyor, yani Allah katında en değerliniz takvaca en üstün olanınızdır buyurmaktadır. Allah Resulü de bir hadisi şerifte “ men dea ila asabiyyetin feleyse minna”, yani ırkçılık yapan benden değildir buyurmaktadır. İnsan doğduğu yeri sever, ülkesini, milletini sever ama kendi doğduğu yerden olmayan insanların da kardeşleri olduğunu kabul etmek zorundadır. Biz ailece 1973 yılında bu şehre geldik, yakın arkadaşlarımın hiç bir tanesi de Oflu değildir, ama maalesef hâlâ daha Samsunlu olamadım… Oysaki bu şehrin marka değeri olan Samsunspor yüzünden çekmediğim çile kalmadı; cezaevinde yatmaktan tutun da on yıl süren mahkemelere varıncaya dek bu işin çilesini çekmemize rağmen kimse takdir etmediği gibi arkamızdan hırsızlar diyecek kadar şerefsizleşenleri de bilmediğimi sanmasınlar. Oysaki biz sırf şehrin marka değeri yükselsin diye elimizi taşın altına koymuştuk ama maalesef yine bu şehrin insanı bize sahip çıkmadı. Şimdi Samsunspor’un paraya ihtiyacı var diye ötede beride konuşup duranlara sormak istediğim bir şey var; arkadaşım Samsunspor kulübüne Trabzonlu işadamları ne kadar yardım etti, bu şehirli olduğunu iddia eden işadamları ne kadar yardım etti, rakamları koyalım ortaya ondan sonra konuşalım. Bu işler öyle üç beş kişiyi toplatıp yok havaalanı kapanmasın naraları atmakla olmuyor; sonuç istiyorum, sonuç... Aslını, neslini inkâr edenler nesebi belli olmayan nesebi gayri sahih insanlardır. Hiç kimse doğduğu yeri inkâr edemediği gibi doyduğu yere de ihanet etme hakkına sahip değildir. Herkes haddini bilecek, kimse kimsenin doğduğu yerle uğraşmayacak ama doğduğu yerden bu şehre gelen insanlar da doydukları yere ihanet etmeyecekler. Bilmem anlatabildim mi? Kalın sağlıcakla.

         

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR