HEDEF VE HEDEF BELİRLEYEN

Almanya'nın Hamburg şehrinde çıkan olaylardan dolayı başlayan eylemlerin tarihi 21 Aralık,  sosyal paylaşım sitesinde Almanya'da yaşayan bir yakınımızın sayfasında bu olaylarla ilgili bir video paylaşımından sonra  farkettiğimiz tarih 4 Ocak, aynı gece kişisel   hesabından Anayasa Komisyon Başkanı  Sayın Burhan Kuzu  olayı duyuruyor. 5 Ocak tarihinde ise ulusal bir kanalda bunu haber olarak görüyoruz.
Olayın videosunu izlediğim anda Gezi olaylarında yaşanan karmaşa aklıma geldi. Olayların başladığı ilk gece paylaşılan haberleri okudukca  iç savaşa doğru sürüklendiğimiz hissine kapıldım. Sanal alemde müthiş bir operasyon başlatılmış ki ister istemez yarın ne olacak korkusunu yaşamaya başlıyorsunuz. Siz korku yaşarken başkaları iktidar yıkılacak umudunun,  bir başkaları ise bu olaylardan dolayı oluşacak kazanımlarının peşinde koşuyor.
Gezi olaylarında tüm dünyaya canlı yayınlarla gelişmeler  saniye saniye aktarılırken, ülkemizin ulusal kanallarında cılgın bir haber maratonunun içerisinde, ya gazlı bir ortamda çekim yapmakta, yada toma'nın su ile müdehalesinde kameramanın ıslanması için mücadele vermektedirler. Sosyal medyada çıkan haberler istihbarat bilgileri alınmadan veya güvenirliğine bakılmadan servis yapılırken, hiç kimse sonunda ülke zarar görebilirmi diye sorgulamaya yanaşmıyordu. Nedenin önemi yoktu, önce ağaçtı,sonra polisin tavrı, başbakanın konuşma tarzı vs.vs., bir taraftan da hummalı bir şekilde eylemde model olacak kişiyi bulma çalışmaları sürüyor ama nedense bir karar verilemiyordu. Kırmızı elbiseli, toma'ya meydan okuyan,sapan ile taş atan yaşlı.  Kimse polise küfreden vekili sembol olarak düşünmüyordu.
Olayların ikinci günü ekranda eylemleri ve içinde bulunan kişileri görünce ruhen bir rahatlığın içerisine girdim. Eylemlerde taş atan, koşturan kişilerin genel görünümünü  ve hareket tarzlarını gördükten  sonra ,asla yan yana gelmez dediğiniz unsurların bir arada olması eylemin bir sonuca ulaşamayacağının göstergesi. Bir takım sanatcıların ön plana çıkartılmaya çalışılması, yangından mal kaçırıcasına seri  haberlerin yapılması plansızlığın belirtisiydı.
Bu esnada Almanya'da olan  bir arkadaşımız sürekli'' Türkiye'de gerçekten neler oluyor, Alman kanallarında izlediğimiz haberlere göre durum hiçte iç açıcı değil'' derken, Almanya'da gelişen olaylar hakkında video paylaşımı ve yorumlar yaptığımızda aynı kişi,'' küçük olayların anlamsız büyütüldüğünü olayları bir kac dazlağın yaptığını'' söyleyerek basite indirgemesine hayret ile bakmaya başlamıştım. İdeolojik farklılığı olan bu insanların ülkeleri ile ilgili kaygılı olmaları gerekirken, eylemlerin siyasi iktidarı düşürme ihtimalinden dolayı mutlu olurken,iktidar sonrasını düşünmek dahi istemiyordu. Hatta en kolay söze kaçıyordu, bunu yapabilecek mutlaka iyi insanlar vardır. Evet bunu yapabilecek gerçekten çok mükemmel insanlar var ama oraya geldiklerinde hepsi aynı oluyor.
 Avrupa'nın bir çok yerinde eylemlerin olması  ve şiddetin o bölgelerde yayılması beni fazlası ile mutlu edecektir. Olayların yıkıcılığının nasıl bir duygu olduğunu Avrupa'nın tatması benim beklentim. Fakat olaylar bizim düşündüğümüz gibi gelişmemektedir. Alman Televizyon ve basını olaylara duyarsız kalırken, bizim basın yayın organları Hamburg'taki olaylarda haber değeri bulamıyordu.
İki ülke arasındaki fark sizce ne olabilir. Türkiye hedef ülkedir, Almanya hedef belirleyen bir ülkedir.Doğal olarak burada harekete geçirilen unsurların basın ve karapropagandayla desteklenerek halkın görüşünün etkilenmesi gerekir, hedef belirleyen ülkede çıkan eylemlerde baskı ve sansür hat safhada olurken bu sansüre ülkenin basını destek vermektedir. Doğal olarak Almanya'da yaşayan bir Türk iki olay hakkında yorum yaparken önüne ne konulmuş ise onu görüp ona  göre konuşması gerekmektedir. Burada yaşayıp iktidara muhalif olan bir kişi ise Avrupa'daki olaylarda Alman  hükümetini haklı görürken, buradaki olaylarda tamamıyla devleti suçlu olarak görmektedir. Arka plana bakıldığında ise  iki ülkedeki olaylara basının yaklaşımı ve  tutumundan dolayı oynanan oyunun farkına varamamak  ilginç bir yaklaşımdan ibarettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bayram Ocak Arşivi

ALGI

24 Kasım 2019 Pazar 10:30

TBMM

05 Ekim 2019 Cumartesi 11:50

KUKLA

31 Ağustos 2019 Cumartesi 12:42
SON YAZILAR