HEDEF BELİRLEDİ

Bu sene Haziran ayında yapılacak olan rektör adayı belirleme seçimi için adaylıklar gün geçtikçe artıyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Aydın, Üniversitenin en üst idarecisi olan rektörün yaşanan değişime liderlik etme kabiliyetine sahip olması ve yöneticisi olduğu üniversitenin kurullarına başkanlık etmesi, birimleri denetleyip onlara rehberlik etmesi ve böylece üniversitenin stratejik hedeflerini gerçekleştirmeyi sağlayan bir lider olması gerektiği aşikardır" dedi.

"NASIL BİR REKTÖR? SORUSU DAHA DOĞRU"

Rektörlük için gerektiğini düşündüğü durumlardan bahseden Aydın, "Üniversitenin en üst idarecisi olan rektörün yaşanan değişime liderlik etme kabiliyetine sahip olması ve yöneticisi olduğu üniversitenin kurullarına başkanlık etmesi, birimleri denetleyip onlara rehberlik etmesi ve böylece üniversitenin stratejik hedeflerini gerçekleştirmeyi sağlayan bir lider olması gerektiği aşikardır. Bu olgusal gerçekliği dikkate aldığımızda, vesayetçi Türkiye’nin bir alışkanlığı olan “Kim rektör olsun” yerine vesayetçi anlayışın tarihin çöp sepetine atıldığı, yeni Türkiye’de OMÜ’nün “Nasıl bir rektör/lider” sorusunun yüksek sesle dillendirilmesinin daha doğru olacağı muhakkaktır. Çünkü topluma yön veren ve sosyal değişimin unsurları olan üniversiteler, önceden belirlenmiş ilkeleri ve kuralları uygulayan yöneticilere değil, aynı zamanda vizyon ortaya koyan liderlere ihtiyaç duymaktadır" diye konuştu.

"DEMOKRATİK YÖNETİM"

Prof. Dr. Aydın sözlerine şöyle devam etti, "Kurumsal yapılanmada dikey hiyerarşik teşkilatlanma yerine, yatay işbirliği anlayışının geliştirildiği çağdaş bir üniversite olmayı hedefleyen OMÜ’nün yeni dönemde akademik ve idari personelin fikir ve düşüncelerini önemseyip dikkate alan ve iş tatminlerini ve kurumsal aidiyetlerini koruyan, üniversitenin imkanlarını eğitim birimleri ve akademisyenler arasında adalet ve liyakat esaslarına göre kullandıran, etik değerlere bağlı, kurumsal yönetim ve kurumsal sosyal sorumluluğu önceleyen, personelinin kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde kazandığı her türlü özlük hakkını başka hiçbir kriter ve etkene bakılmaksızın bir hak olarak gören, şeffaf bir yönetim anlayışına sahip, iradesi ipotek altında olmayan, inisiyatif alan ve gerektiğinde risk almaktan da çekinmeyen, dik duruşlu bir rektöre ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Ondokuz Mayıs Üniversitesi rektörlüğü görevi tevdi edildiğinde, demokratik bir yönetimin en belirgin unsuru olan istişare mekanizmalarını etkin bir şekilde işletmek suretiyle üniversite yönetimini derin veya görünmeyen yapı ya da yapıların etkisinden kurtararak sadece belirli grup veya grupların ya da çıkar çevrelerinin değil, herkesin rektörü kılacak bir yönetim anlayışını hakim kılmak, ilk işimiz olacaktır. Bu doğrultuda “milli güvenliği tehdit eden legal görünümlü illegal yapı” şeklinde tanımlanan ve “devletin öncelikle mücadele edeceği” “paralel devlet yapılanması” olarak bilinen örgütlenmeyi üniversitede etkisiz hale getirecek sağlam bir irade ve kararlı bir duruş sergilenecektir. Vizyonumuz ve hedeflerimiz doğrultusunda ben ve arkadaşlarımın Ondokuz Mayıs Üniversitesini yönetme sorumluluğunu almaya hazır olduğunu kamuoyuna saygıyla arz ederim."