GÜNDEMİMİZE BAKARMISINIZ

   Toplum olarak o kadar enteresan bir yapıya sahibiz ki anlatamam, siyasi görüşümüze uygun insanların dediklerinin doğru olup olmadığına bakmaksızın anında tasdik ediyoruz. Aynı şekilde siyaseten destek vermediğimiz insanların söylediklerinin doğruluğuna, yanlışlığına bakmaksızın anında karşısına geçip duruş gösterebiliyoruz. Oysaki önce eylemlere ve söylemlere bakıp doğruluğuna, yanlışlığına göre tavır koymamız gerekmektedir, muhatabımızın şu veya bu olması hiç önemli değil, doğrunun yanında yanlışın da karşısında durmak zorundayız. Bu kısa detaydan sonra gelelim konumuza, Basın, yayın ve siyaset dünyasının gündemine bakınca insanın canı sıkılıyor, ülkede üç tane gündem var birincisi İmamoğlu’nun Balık yeme işi ve Karla mücadelede sınıfta kalması, ikincisi Sedef Kabaş mıdır nedir onun haddini aşan ve gereksiz yere gündem olan konuşması, üçüncüsü ise. Sezen Aksu’nun Hazreti Ademle ilgili abesle iştigal ettiği şarkısı veya şarkı bozması şiiri. Günlerden beri bu üç konuyla yatıp, kalkıyoruz, herkesin gündemi bu. Ülkenin ekonomik durumu nedir, geçtiğimiz yıl temel tüketim maddeleri kaç liraydı, şimdi kaç lira, yüzde otuz altı olarak açıklanan enflasyon oranı gerçek rakamı gösteriyor mu?. Ülkemizin gerek ekonomide, gerek eğitimde gerekse sağlık politikalarının geldiği nokta nedir, Üniversitelerimizden Dünya sıralamasında ilk yüze, iki yüze hatta beş yüze giren var mı? genç neslin durumu nedir konuşan yok.
   Peki bu üç konu kaldırıp atılacak veya gündemde olmaması gereken konular mı derseniz elbette değil, Ekrem İmamoğlu’nun Kar yağışının en yoğun olduğu bir günde İngiliz Büyükelçisi ile gidip Balıkçıda keyif çatması, hatta karla mücadele araçlarının gideceği güzergahı temizlemesi doğru mu derseniz ebetteki değil. Ancak toplum bunları zaten görüyor, İstanbul’da yaşayan insanlar daha önceki dönemlerde yağan karla yapılan mücadeleyle şimdiki durumu rahatlıkla kıyaslayacak durumdalar, günlerce bu konunun konuşulması tarafların hiç birine yarar sağlamadığı açık ve net ortada. Aynı şekilde yukarıda ismini yazdığım gazeteci midir nedir hiç tanımadığım bayanın Cumhurbaşkanlığı külliyesi ile ilgili sarf ettiği haddini aşan kelimeler nedeniyle günlerce gündemde tutulmasının ne anlamı var anlamış değilim. Yasal merciler konuyla ilgili yapılması gerekenleri yapar olur, biter, günlerce bu konuyu konuşmak değmeyen insanları gündemde tutmaktan başka ne işe yarar.
   Gündemden düşürülmeyen bir başka konuda Sezen Aksu’nun insanlığın Atası olan Hazreti Ademle ilgili sarf ettiği hadsiz ifadelerdir, bu konuda yapılması gereken sözün muhatabını toplumun manevi değerlerini aşağılayan, kin ve nefret dolu söylemlerin cezalandırılması için mahkemelere müracaat edip olayı gündemden düşürmektir. Hayatım boyunca bir kez olsun dinlemediğim, değer vermediğim, Dünyamla ve ahiretimle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu insanın cahilce yaptığı şarkıyı ne dinlerim ne de ciddiye alırım. Kaldı ki Kuranı Kerimde “Veallemelademe esmae” cümlesiyle başlayan ayeti celilede Allahu Teâlâ’nın Hazreti Ademe isimleri öğrettiğini, Hazreti Ademin Hocasının Alemlerin Rabbi olduğunu açık ve net bir biçimde beyan etmesine rağmen Kurandan, Kitaptan, Allahtan, Peygamberden haberdar olmayan insanların hakaret etmek kastı ile yaptıkları işlerin hesabını hem bu dünyada hem de ahirette vereceklerini unutmasınlar. Bu üç olay gereği yapıldıktan sonra gündemden düşürülmesi gereken olaylardır, TV programlarında, sosyal medyada, siyasetçiler temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp gündeme getirmelerine gerek olmadığı kanaatindeyim.
   Bizim gündemimiz öncelikli olarak Eğitimde, sağlıkta, ekonomide ve Tarımda içerisinde bulunduğumuz sıkıntılı durumdan nasıl kurtuluruz onu konuşmaktır. Ak parti iktidarının çok başarılı olduğu sağlık politikalarında dahi tıkanma başlamış, vatandaş on beş, yirmi günden önce randevu alamamakta, insanlar Devlet okullarının verdiği eğitimi beğenmediğinden ortaöğretimde dahi özel okulları tercih etmekte, köylü yem fiyatlarındaki aşırı artıştan ötürü hayvan bakma işini bırakmış, gübre, mazot fiyatlarındaki aşırı yükseliş nedeniyle tarlasını ekip, biçemiyor, özel sektörün çalıştırdığı işçilerin asgari ücretine yüzde elli zam yapılırken, Devletin ödediği emekli maaşlarına yüzde yirmi beş gibi komik bir zam yapılarak emekli adeta açlığa mahkum edilmiştir. Şayet konuşacaksak bunları konuşalım, yok ülkenin durumu çok iyiymiş de ihracat ithalatın yüzde seksenini karşılıyormuş  da, Allah aşkına sorarım yapılan ihracatın yüzde sekseni ithalata dayalı ürünlerden oluşmuyor mu?. Buğday, mısır, et, araba gibi kendi ürettiğimiz şeyler ihraç ediliyor da biz mi bilmiyoruz. Koskoca Rektör yirmi yıl önce kaybettiği çocuğunun hırsını yirmi yıl sonraki Hastane yöneticilerinden çıkarmaya kalkıyorsa Rektörün bu davranış biçimini konuşmak varken bu konuları konuşmak ne kadar doğrudur sizlerin takdirine sunarak sözlerime son vermek istiyorum. Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR