GÖZÜM KAMU KURUMLARININ ÜZERİNDE

Malesef ülkemizde Siyaset Bal tutan parmağını yalar mantığı ile yürütülen  bir sanat haline gelmiş, bu ülke ve siyaset adına üzücü bir durumdur, işin doğrusu bu değil, işin doğrusu siyaset ülkeyi düzgün insanların, doğru yönetmesi için bir araç olması gerektiğidir. Siyaset yapan insanlar öncelikli olarak ekonomik durumları müsait, paraya, pula ihtiyaçları olmayan, ülkesini, milletini seven ilkeli insanların yapması gereken bir sanattır. Ama ülkemizde son elli yıldan beri siyaset geçim için araç olmuş, Bal tutanların parmaklarını yaladıkları, ahbap çavuş ilişkileri ile yürütülen bir sanat oldu. Partiler kurulup iktidar olma yolunda yola çıktıklarında ilk vaatleri yalana, dolana, talana karşı dürüst, ilkeli, menfaatten uzak ülkeye hizmet edecek ekiplerle yola çıktıklarını ilan ederek yola çıkarlar. İktidar olduklarında ilk dönem bu vaatlerine uymaya çalışırlar, halk da bunun karşılığında onlara verdiği desteği artırır, ikinci dönemlerinde ağır, ağır akçeli işlerin içerisine gitmeye başlarlar, daha sonraki dönemlerinde de bu işleri kanıksar hale gelirler.

 

   AK Parti de ilk kurulduğunda bu dediğim politikaları uygulamaya başladı, yoksuzluk, yolsuzluk ve yalanla mücadele konularında topluma verdiği vaatler konusunda ilk dönem gerçekten samimi uğraş verdi. Ülkenin kalkınması için ellerinden gelen her şeyi yaptılar, ulaşımda, sağlıkta, temel hak ve özgürlükler noktasında büyük uğraşlar verilerek kazanımlar elde edildi. İkinci iktidar döneminde de bu durum devam etti ama bazı aksaklıklar ortaya çıkmaya başladı. Bu aksaklıkların başında teşkilatlara sızmaya çalışan menfaat grupları olup ardından da AK Partinin göreve getirdiği ve her birinin arkasında bir siyasetçinin olduğu Bürokratların kimseyi umursamaz tavırları, siyasete ve siyasetçilere olan yalakalıkları oldu. 7 Haziran seçimlerinde toplum AK Partiye ciddi bir kart gösterdi ve tek başına iktidar olmasının önünü kesti. Ancak Erdoğan’ın usta manevrası sayesinde 1 Kasım seçimlerinde durum düzeltidi, düzeltilmesine düzeltildi de toplum her şeyi ince eleyip sık dokumaya başladı, kimin ne yaptığını en ince detaylarıyla takip etmekte.

 

   Ülke genelinde olup bitenlerle yerelde yaşananlar paralellik arzettiğinden konuya genel olarak girdim ancak yerelde olup biten bazı konulara değinmeden de geçemeyeceğim. Geçtiğimiz ay bir köşe yazımda bir siyasetçinin öğretmen olan eşinin zorlamalarıyla bir okula müdür yardımcısı yapıldığını yazmıştım. O siyasetçi o zaman il yönetiminde il Başkan yardımcısı idi şimdi bir ilçenin İlçe Başkanı oldu, eşi hiç haketmediği halde okul müdür yardımcısı olduğunu yazmıştım. Kulağıma gelen yeni bilgilere göre hak etmediği halde müdür yardımcısı olan bu hanımefendi şimdi de o ilçenin Milli Eğitim Müdürü tarafından okul müdürü yapılmak isteniyormuş. O ilçenin ilçe Milli eğitim müdürü daha önce çalıştığı okulda yaşadığı sıkıntılarla ilgili arkasında nasıl durduğumu çok iyi biliyor, doğru işlerinde nasıl arkasında durmuş isem yanlış işlerinde de dimdik karşısında olacağımdan en ufak bir şüphesi olmasın. Atandığı göreve gelirken onunla ilgili gelen tüm olumsuz bilgileri tolere edip şans tanınmalı demiştim, zira onu yakından tanıyanların pek çoğu sol zihniyetli bir ailenin çocuğudur, aile boyu muhafazakar bir yapısı yok demiş olmalarına rağmen ve bu konuda bana yüklenmelerine rağmen asla taviz vermemiştim. Ancak şimdi duyuyorumki bu arkadaş olur, olmaz adamlara referans olup bir yerlere taşımak istiyormuş bu fevkalade yanlış bir durum.

 

   Milli Eğitim bu toplumun geleceğinin teminatı olan çocuklarımızı yetiştiren en önemli eğitim kurumumuzdur, okul müdürleri seçilirken toplumun milli ve manevi değerlerine, Devletin menfaatlerine ve gelecek nesillerin düzgün yetişmesine katkı sağlayacak insanlar seçilmelidir. Bilmem hangi ilçe Başkanının eşi olduğu için müdür yapılacak insanlar bu ülkeye yarar değil zarar verirler, biz bu durumun şiddetle karşısında oluruz. İl Milli Eğitim Müdürü bu konularda hassas bir insan olduğunu düşünüyorum, her ne kadar kendisiyle yakın ilişkilerimiz olmasa da icraatları hoşuma gidiyor ama bu konularda yapılacak yanlışlara ses çıkarmaz ise onun da karşısında olacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Bizim işimiz üzüm yemek bağcıyı dövmek değil ama kamu kurumlarında olup biten ne varsa takip ettiğimizi herkesin bilmesini istiyorum. Mesela Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesinde olup biten konularla ve olması muhtemel yanlışlarla ilgili de ciddi bilgilerim var onu da sizlerle paylaşacağım ama bugünlük bu kadar yeter. Bu ülke, bu şehir ve bu Devlet hepimizin yanlış yapan kim olursa olsun karşısında olacağız, doğru yapan da kim olursa olsun yanında olacağız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi Allaha emanet ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR