Göz tansiyonuna dikkat!

Göz tansiyonuna dikkat!
Halk arasında göz tansiyonu ya da karasu olarak da bilinen glokom, geri dönüşü olmayıp görme kaybına neden olan, görme sinirinin kronik ve ilerleyici zedelenmesi ile seyreden bir göz hastalığıdır.

Dünyada milyonlarca kişide görülen bu hastalığın dikkatli bir göz muayenesi ile teşhis edilebildiğini ifade eden Opr. Dr. Hasan Küçükşahin: “Glokom tanısı konduğu zaman, o ana kadar tahrip olan görme hücrelerini canlandırmak mümkün değildir, yapılacak tedavi sağlam görme hücrelerine yöneliktir. Tanı ne kadar erken yapılırsa, o oranda görme sinir lifi ve görme hücresi tahrip edilmekten kurtulur.” diyerek erken teşhisin önemine vurgu yapıyor. Opr. Dr. Küçükşahin, glokomun belirtilerini şu şekilde sıralıyor: “Glokom, sabahları şiddetli baş ağrısı, zaman zaman bulanık görme, geceleri ışıkların etrafında halkalar görülmesi ve televizyon izlerken göz etrafında ağrı gibi belirtilerlede kendini gösterebilir.”
 
GLOKOMDA EN KOLAY TEŞHİS GÖZ TANSİYONU ÖLÇÜMÜ
 Glokomun teşhisinde birçok yöntemin kullanıldığını belirten Opr. Dr. Küçükşahin, özellikle göz tansiyonu ölçümüne dikkat çekiyor: “Günümüzde, poliklinik muayene şartlarında en kolay ve en hızlı yapılabilen glokom tarama yöntemi göz tansiyonunun ölçülmesidir. Göz tansiyonunun ölçülmesi, kişinin hiç şikayeti olmasa bile glokom şüphesi taşıyıp taşımadığı hakkında çok önemli ipuçları verir. Göz tansiyonu, glokom için önemli bir ipucu olduğu için göz doktoru tarafından ölçülmeli ve rutin göz muayenesinin bir parçası olmalı. 10- 20 mm Hg arasında olan normal göz tansiyonu kişinin görme siniri üzerinde hasar oluşturmayan basınç değeridir. Bu değer bazen normal kabul edilen sınırların içinde, bazen dışında olabilir. Göz tansiyon ölçümünde yüksek bir değerin tespit edilmesi, o kişinin glokom hastası olduğu anlamına da gelmez. Glokom oluşabilmesi için göz tansiyon yüksekliğinin görme sinirini zedelenmesi gerekir.” Glokomun tanı ve takibinde en önemli muayene yöntemlerinden birinin de görme siniri başı muayenesi olduğunu ifade eden Opr. Dr. Küçükşahin, görme siniri başının, hekim tarafından oftalmoskop veya benzeri cihazlar kullanılarak direkt gözlemleme yoluyla ve bilgisayarlı görüntüleme yöntemleri kullanılarak tomografi çekilmesi ile incelenebileceğini belirtiyor. Opr. Dr. Küçükşahin, tüm yöntemlerdeki amacın, görme siniri başında meydana gelen değişiklikleri ortaya koymak ve glokom hasarında zaman içinde oluşabilecek ilerlemeyi izleyebilmek olduğunu, ayrıca görme sinirini oluşturan sinir lifi tabakasının da incelenmesi gerektiğini de aktarıyor. Opr. Dr. Küçükşahin diğer tanı yöntemlerini ise şu şekilde sıralıyor: “Görme alanı, retinadaki görme hücrelerinin hassasiyetinin hasta ifadesine dayalı olarak ortaya konulması ile elde edilir. Perimetri olarak adlandırılan görme alanı muayenesi günümüzde bilgisayarlı otomatik perimetreler kullanılarak yapılıyor. Bu perimetreler ışık uyaranlarını kendileri üretiyor, hasta yanıtlarını değerlendirebiliyor, içinde bulunan normal kişilere ait bulgularla karşılaştırarak yorum yapıyor ve aynı hastada zaman içinde oluşabilecek değişiklikleri izleyebiliyor. Diğer bir tanı yöntemi olan kornea kalınlığının ölçümü ise akimetri olarak bilinir ve özel cihazlarla yapılır. Normal gözlerde merkezi korneanın kanlılığı yaklaşık 530-550 mikron arasıdır. Doğumsal olarak kornea dokusu olması gerekenden kalın olursa ölçülen göz tansiyonu değerleri de olduğundan yüksek çıkar. Bunun tersi de doğrudur, ince kornealı insanlarda göz tansiyonu yanlış olarak düşük ölçülebilir. Bu durum özellikle glokom açısından risktir ve glokomun gizlenmesine, tanının gecikmesine neden olur.” Glokomlu hastaların verilen ilaçları her gün aynı saatte ve doktorun önerdiği şekilde kullanmaları gerektiğini belirten Opr. Dr. Küçükşahin, doktorun programladığı kontrol randevularına uymanın önemli olduğunu çünkü hastalığın ancak düzenli doktor kontrolü altında başarılı olarak tedavi edilebileceğini söylüyor. Ayrıca glokom kalıtsal olabileceği için ailedeki bütün bireylerin düzenli göz muayenesi olması gerektiğine de vurgu yapıyor. Günlük yaşamı etkileyen herhangi bir yan etki durumunda mutlaka doktorla konuşulması gerektiğini ifade eden Opr. Dr. Küçükşahin, göz doktorunun diğer hastalıklar için alınan ilaçlar hakkında uyarılmasını ve göz doktoru dışında başka bir doktora gidildiği zaman, kişinin glokom tedavisi gördüğünü doktora söylemesinin şart olduğuna dikkat çekiyor.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.