GERİ KALMIŞLIK VE DEVLET İHALELERİ

Bir ülke neden geri kalır?

Eğer devlet halkı ötekileşmişse;

Eğer devlet halkın ötekilerinin elinde kalmışsa;

Tek partici yöneticiler iş başındaysa;

Devleti sadece Ankara'dan seyredenler…

Kontrol edenler işbaşındaysa;

Eğer ülke, Pakistan gibi askeri vesayet altındaysa;

Eğer devleti;

devlet sırları arkasına sığınanlar yönetiyorsa;

eğer Meclis'in mühürlü tutanakları 'sır' olarak saklanıyorsa;

eğer birçoğu güncelliğini kaybetmiş olmasına karşın;

65 yıldır açılmamış tutanaklar varsa.

Meclis'in en büyük 'sır'rı ne?

Ah şu İstiklal Mahkemesi tutanakları!

7 yılda 55 bin idam… Sürgün kararı!

300 kişinin asılması kararını veren İstiklal Mahkemesi zabıtlarını;

Dokuz kişilik…

'gizlilik ve namus yemini ettirilen' ekip tasnif ediyormuş.

Yeni anayasa için komisyon kurulmasında olduğu gibi;

'uzlaşma' sağlanırsa;

Cumhuriyet'in ilk yıllarından bugüne;

birçok olaya ışık tutabilecek mahkeme…

görüşme tutanakları kamuoyuna açıklanacakmış.

Meclis Başkanı Cemil Çiçek;

dokuz kişiden oluşan…

görev yemini yapan ekip 'İzmir suikastı',

'Menemen olayı',

'Şeyh Sait isyanı' gibi;

dava tutanaklarının bulunduğu;

915 bin belgelik arşivi tarama emri vermiş.

İnşallah devlet sırrının kapısı aralanır;

Bazı yasadışı dayatmaları öğreniriz.

Şu fıkraya bir bakın ve düşünün;

İçip kafayı bulan bir sarhoş,

Sokakta;

'öküz başkan! öküz başkan!'

diye sayıklıyormuş.

İki polis adamı karakola götürmüşler.

Sonra adam mahkemeye çıkmış.

İdam cezası almış.

İdam edilmeden önce

cezasının nedenini sormuş:
-Bu ülkede demokrasi vardı hani?

Herkes istediğini söyler demiş.
-Senin suçun o değil ki..

Devlet sırlarını açıklamak... demişler.

Şunu da biz vurgulayalım;

Toplumsal bilgilenme hakkı ;

demokratik toplum düzeninde;

olmazsa olmaz koşulu neymiş;

ifade özgürlüğü… gerçekleri öğrenme hakkı!

Soralım;

Bugün var mı!? diye.

Dünün İstiklal Mahkemelerinin varisi Kılıçdaroğlu,

Bugün ne diyor?

"Tüm milletime söz veriyorum,

ne kadar süre geçerse geçsin,

adaleti katleden yargıç… savcılardan;

eninde sonunda hesap soracağız!

Siz savcı da değilsiniz yargıç ta...

Siz iktidarın taşeronluğunu yapıyorsunuz!

sizin verdiğiniz kararların toplum gözünde

hiç bir ehemmiyeti yoktur" ifadelerini kullandı.

CHP'li Mehmet Moğultay;

CHP İstanbul İl Kongresi'nde ne demişti;

"Ben, Tuncelilileri… Karslıları…

Siirtlileri almayacaktım da MHP'lileri mi,

RP'lileri mi alacaktım?"

1993`te Tansu Çiller`in başkanlığında kurulan

DYP-SHP hükümetlerinin SHP`li Adalet Bakanları

Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay;

yazılı sınav ve mülakat yöntemiyle;

2 bine yakın hakim ve savcı alındı.

yazılı sınavda dereceye girenlerin

yarıdan fazlasının,

Bakan`ın oluşturduğu heyetin yaptığı mülakatta elenmesi,

`yargıda siyasallaşma` iddialarını gündeme getirdi;

ancak ne yargı kurumları… ne Barolar Birliği…

ne de diğer sol partiler olaya tepki göstermedi.

En başarılıların yarısı elendi.

1994`teki yazılı sınavda;

aldıkları yüksek puanlarla ilk 10`a giren 4,

ilk 50`ye giren 27,

ilk 100`e giren 57 hakim ve savcı adayı,

mülakatta `başarısız` sayılarak elendi.

Gerekçelerinde;

`namaz kılıp kılmadıkları` esas alınmıştı.

Kılıçdaroğlu kendi kabahatini kapatıyor.

Neden bu kadar uzun giriş yaptım diyebilirsiniz?

İki Galataport ihalesi yapıldı;

Öİ Başkanı Ahmet Aksu,

"Galataport'ta 3 kat daha yüksek bir fiyat ortaya çıktı" dedi.

30 yıl süreyle "işletme hakkı verilmesi" yöntemi var.

Galataport ihalesinde ortaya çıkan rakam düşük değil!

mahkemece iptal edilen;

2005'teki ihalede 4,3 milyar doları Aksu anlattı;

"Biz özelleştirme sürecinde değer tespiti yaparız;

ama açıklamayız.

Eğer tespit ettiğimiz değerin altında teklif gelirse

zaten açık artırımı başlatmayız" dedi

"2005'teki ihale toplam 7 antrepoyu kapsıyordu.

Ancak şimdiki ihale 5 antrepoyu kapsıyor.

Eksilen iki binadan biri İstanbul Modern binasıdır.

Diğeri ise MSÜ'ne tahsis edilen müzedir.

Bina sayısı azaldığı gibi;

100 bin metrekare civarına düşürülmüş oldu."

Özetlemeye çalıştığım bu ihalede;

Bence devlet sırrı kalkanına sığınma yok.

Şeffaf bir ihale olmuş;

Cumhuriyetin ilk yıllarındakiler gibi değil.

İstiklal Mahkemeleri gölgesindeki ihaleler hiç değil.

kazan karadır dibin
senden kara sahibin
derde düşmüş garibim
vardıkça var üstüne
keser döner sap döner
et kaçar kasap döner…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR