GEÇTİĞİMİZ HAFTA ....

GEÇTİĞİMİZ HAFTA HAVZA VE LADİK BÖLGESİNİ GEZDİM

İşimizin çok yoğun oluşu ve artan romatizma rahatsızlığım için, geçtiğimiz hafta Havza"ya gittim. Uzun yıllardır bu alışkanlığım vardır. Lokman Hekim Tesisleri"nin ilk yapıldığı zamanlar, ailece her yaz sezon başlamadan indirimli ücretlerden yararlanmak için gidip, kalırdık. Daha sonra Ancere Otel yapılınca, hanımlar yemek pişirmekten bıktıkları için, daha rahat olduğundan orada kalmaya başladık. Ancere"yi işleten Kemal Zeybek bu işi bilen, iyi bir tüccar ve iyi bir işletmeci. İşletmenin temizliğinden tutun, personeline, yemeğine, müziğine varıncaya kadar her şey mükemmel. Doğrusunu ararsanız eleştirecek bir şey bulamadım. Tek eleştirilecek şey, işletmenin doluluk oranının azlığı, onun sorumlusu da Kemal Zeybek değil, işletmeye destek olmayan sözde Samsun sevdalılarıdır. İki gecelik Havza programı ardından, Cuma namazını Ladik"te kılmak üzere yola çıktım.  Ladik temsilcimiz Fahrettin Bey ve eşinin gerçek anlamda asil birer aile evladı oldukları her hallerinden belli, gerek yapıkları işteki ciddiyetleri, gerek beşeri münasebetleri, gerekse misafirperverlikleri son derece harika. Yıllardır sosyal hayatın içerisindeyim, belki binlerce, belki de on binlerce insanla karşılaştım, çok hoş olanlarını da gördüm, ancak aile boyu, eşiyle, çocuklarıyla, hatta anne-babasıyla birlikte aynı ahengi paylaşıp, aynı samimiyette olan çok az sayıda insan gördüm. Önce Fahrettin Bey"le birlikte Cuma namazına gittik, ardından ailelerimizle birlikte Ladik Gölü"nde öğle yemeği yedik. Yemek konusunda biraz zevkime düşkün olduğumdan, ağız tadımı iyi bilirim. Tatlı su balığı olarak, en kaliteli balığın yayın olduğunu zannederdim, meğer yanılmışım, sadece balık yiyerek beslenen turna Balığından yiyince, deniz balığı mı, yoksa tatlı su balığı mı diye ayırt edemedim. Yeri gelmişken, hiç unutamadığım bir hatıramı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bundan on beş yıl kadar önce, bir arkadaş gurubu ile Uzungöl"e alabalık yemeğe gittiğimizde, Çarşambalı bir arkadaş dedi ki; “Arkadaş delirmemek mümkün değil, ufacık bir göl ve akarsu sayesinde bu beldeyi dünyaya tanıttınız, bizim sadece Ayvacığın Hasan Uğurlu ve Suat Uğurlu Barajları elli tane Uzungöl eder ama değil Türkiye"de, Samsun"da bile tanıyan yok.” Gerçekten bu çok doğru ve yerinde bir tespit, dün Ladik Gölü"nün kenarındaki belediyeye ait işletmede otururken, aklıma o arkadaşımın dediği sözler geldi. O kadar güzel bir doğal göl ki sormayın gitsin. Etrafında yeşillik mi arıyorsunuz? Var. Orman mı arıyorsunuz? Var. Balık mı arıyorsunuz? Var. Temiz hava mı arıyorsunuz? Var. Peki, ne yok derseniz yöneticilerin ilgisi yok. Nasıl derseniz şimdi izah edeyim de görün; Allah aşkına soruyorum size, Lâdik"te yılda kaç ay veya kaç kez kar yağar da, onca masraf yapılarak kayak tesisleri yapıldı oraya? O kayak tesislerinin sadece yoluna iki Milyon liranın üzerinde masraf yapıldı. Binalara ve diğer müştemilata yapılan masraf kanaatimce beş milyonun üzerindedir. Peki, orada kayak yapma imkânı ne kadar süre ile vardır? Elcevap; yılda ya on gün veya on beş gün, aksini ispat eden varsa gelsin yanıma. Diyeceksiniz ki o tesisler neden yapıldı oraya, tek nedeni var efendim, Lâdikli olan Sayın Aslan Karanfil istikbalde siyaset düşündüğünden, kendi eli altındaki bütçeden kendi ilçesine yatırım yaptı desinler için böyle bir hoyratça harcamayı yaptı. Peki, bu yatırımı Otele değil de Göl"ün etrafındaki işletmelere yapsa idi daha iyi olmaz mıydı diyecek olursanız,  elbette ki daha iyi olurdu, ama onun siyasi semeresini, Aslan Karanfil değil, Belediye Başkanı alırdı.  Onun için yatırımı oraya değil de, dağın başındaki işletmeye yaptı. Olayın kamuoyu boyutunu halletmek için de birkaç basın mensubu tesislere getirilip, yedirildi, içirildi, işte size en mükemmel yatırım, Ladik oldu Kartalkaya, veya Uludağ diye yazı yazan yalakadan da geçilmiyor. Şayet bu dediklerimin doğru olup, olmadığını araştırmak istiyorsanız gidersiniz Lâdik"e esnafı dolaşırsınız, bakın ne diyor esnaf, o zaman dediklerimin doğru mu, yalan mı olduğunu öğrenirsiniz. Esnafa yardımcı olmak istiyorsanız açarsınız bir yüksek okul, orada okuyan öğrencinin, öğretim elemanının ilçeye nasıl bir ekonomik destek verdiğini ve esnafın nasıl rahatladığını o zaman görürsünüz. Öyle yalandan yere yatırımlar yapıp, milletin parasını heba etmenin bir anlamı yok. Lâdik ve Havza ilçelerinin Belediye Başkanlarının güzel çalışmalar yaptıklarını söylemek mümkün, Havza"da Murat ikiz hükümetin de desteğini alarak, adeta ilçeyi şaha kaldırmış, altyapı çalışmaları, üst geçitler, pazaryerleri, ilçe adeta bir şantiye gibi. Lâdik"te bir dönem aradan sonra tekrar seçilen Mehmet Karahan, ilk icraat olarak gölün etrafındaki tesisi restore ederek, ailece gidilip, rahat bir şekilde yeme içmenin yapılabileceği, temiz bir tesis haline getirmiş, halkla ilişkileri de gayet iyi olan Başkan Karahan"a, halkın verdiği kredi hala daha geçerli ve insanlar ondan memnun. Kavak, Vezirköprü ve Asarcık ilçelerini daha sonraki yazılarımda yazacağımdan, bugünlük bu kadar yeteceği kanaatiyle iyi haftalar temenni ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR