“GAP TUR”UMUZ…

Firmamız organizasyonuyla, 01-05 Kasım tarihleri arasında iki gece konaklamalı üç günlük bir “Gap Tur”u düzenledik. Yüz kişilik, iki otobüs halinde gittiğimiz “Gap Tur”undan çok farklı duygularla döndük. İçinde akademisyen, öğretmen, iş adamı, ticaret esnafı, sanayici, müteahhit, ev hanımı ve emekli vatandaşlarımızdan oluşan geniş bir kitle vardı. İlk durak Gaziantep’ten başlayan gezimiz, Urfa, Mardin, Midyat, Hasankeyf ile sona erdi. Batman ve Diyarbakır üzerinden dönüş yolculuğu yaparken de, bu illeri otobüs üzerinden görmüş olduk. Sınırlı zamanı da dikkate alarak, seri bir gezi düzenlemek suretiyle, az zamana çok mekan sığdırmaya çalıştık. Gaziantep’de, kaleyi, bakırcılar çarşısını ve mozaik müzesini ziyaret ettik. Urfa’ya geçerken, nesli tükenmek üzere olan Kelaynak kuşlarının muhafaza edildiği, kültür bakanlığına ait merkezi ziyaret ettik. 

Fırat nehri üzerinde Birecik bölgesinde Halfeti Barajında tekne turu yaptık. Sonra Peygamberler şehri olan Urfa’ya geçtik. Tarihi İslam Harran Üniversitesini, Kümbet Evlerini, Hayati El Harrani Hazretlerinin kabrini, Eyüp Peygamberin sabır mağarısını, içip-yıkındığı su  kuyusunu, Hz. İbrahimin doğduğu mağarayı, balıklı gölü de gördük. Urfa’dan sonra yolumuz, Viranşehir üzerinden Kızıltepe ve Mardin oldu. Terörle anılan, üç dinin merkezi olarak  bilinen, ortak medeniyet şehri olan Mardin en çok dikkatimi çeken illerden oldu. Diğer vilayetleri ve gezilecek mekanlara daha önce gidip, ziyaret edip, görmüştüm. Mardin hakkında bilgimiz vardı ama pratik bir tecrübeye sahip değildim. Mezepotamya ovasıyla, tarihi dokusuyla, manevi kokusuyla Mardin bir başka anlam yüklüydü. Adeta, “Ben sizin tv ekranlarından gördüğünüz, duyduğunuz bir Mardin değilim. Ben yüz yılları taşımış, kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış, ticaretin, ibadetin, dünya siyasetinin merkeziyim” diye haykırıyordu. Mardin merkezdeki Hatuniye Medresesi, içinde Peygamberimizin ayak izlerinin bulunduğu tablo, Camii Kebir(Ulu Cami), içinde Yavuz Sultan Selim Han’ın Kutsal Emanetler içinden hediye ettiği Sakal-ı Şerif, Mardin Müzesi, Kırklar Kilisesi gibi bir çok tarihi, turistik ve dini mekan ilk göze çarpanlar arasında ve ziyaret edilenler içinde yer alıyor.Peygamberemizin mektubunu İstanbule götürürken Mardinde vefat eden, aynı zamanda Mardin bölgesine de Peygamberin selamını iletmek üzere gelmiş olan Abdullah bin Enes El Cüheyni Hazretlerinin kabri ziyaret mekanlarından bazıları..

Öylesine uçsuz bucaksız verimli olduğunu düşündüğümüz ovalar ve araziler üzerinde oturmuş bir Mardin ki, neden terörün merkezi olarak ilan edilip, yuvası haline getirildiğinin arka planını daha iyi tefekkür ediyor insan yöreyi gördüğü zaman. Altı petrol, üstü ziraat yapmaya elverişli olan bu bölge, hem medeniyetlerin buluştuğu yer hem ticaret yollarının kesiştiği kilit nokta, hem de bin yıllar öncesi insanlık değerlerini güne taşıyan bir şehir. Kürt, Arap ve Türk etnik yapısı başta olmak üzere, bir arada huzurla yaşayan halklar topluğu mozaiği… Mardin Midyattaki tarihi mekanlar ve turistik alanlar da ayrı bir güzellik sunmuş. Baraj altında kalacak olan Hasankeyf yine görülmesi gereken yerlerden. Diyarbakırın içinden geçerken bile cezb eden yapısı ve duruşu da görülüp, gezilmeğe değer bir il olduğunu anlatmaya yeter… Bu gezi esnasında, yaklaşık üç bin km kat ettiğimiz otoban ve duble yollarla, ülkemizin örümcek ağı gibi örüldüğüne şahit olduk. Ülkemizin, Avrupanın en gelişmiş ülkesi olan Almanya'yı aşan bir ulaşığım ağı geliştirildiğini müşahede ettik. 

Mardin, Midyat'da duvara yazılı olan, "Fazla Değer İnsanın Başını Yere Eğer" cümlesini okuyunca; bu bölgeye yapılan yatırımlar nedeniyle bölge halkının devletine karşı nasıl bir mahcubiyet oluşturduğunu düşündük. İmkanı olan herkese, hatta imkanları da zorlayarak bu tür kültür turlarına katılmalarını tavsiye ediyorum. Topluma yön veren öğretmenlerimiz başta olmak üzere diğer meslek gruplarıyla öğrencilerin bu tür gezilere katılmalarını önemle tavsiye ediyorum. Vizyon oluşması ve ufkun gelişmesi bakımından son derece faydalı olacağına inanıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR