FITRATIN BOZULMASI

Günah; Allah (c.c.) haram kıldığı fiillerin işlenmesi ve emredilenlerin de yapılmaması ile elde edelin sonuca denir. Hadis-i Şeriflerin mesajları dikkate alınarak günahların küçük ve büyük günah olmak üzere iki başlık altında kategorize edildiğini görmekteyiz. Şirk, ana babaya isyan, hırsızlık yapmak, adam öldürmek, yalan söylemek vb. gibi günahlar büyük günah kapsamı içerisinde değerlendirilmektedir. 

Bir takım günahlar Allah ile kul arasındadır ki Allah C.C. bu günahları isterse istiğfar etmeden de affeder. Namaz kılmamanın, oruç tutmamanın karşılığında kazanılan günahlar gibi. Bazı günahlar da vardır ki, istiğfar edilmesi sonucunda affedilir. Başkasına zarar vermeden işlenilen haramlardır ki içki içmek kumar oynamak vb. gibi. Bazı günahlar da vardır ki kul hakkına veya kamu hakkına taalluk etmektedir, bu tür günahlar mağdur olanların bağışlaması sonucu ancak affedilir.

Güzel amellerimiz ve yaptığımız ibadetler de günahlarımızın silinmesine etki eder. Bazı günahlar vardır ki alınan abdest sayesinde affedilir. Bazıları vardır ki namazlar vesilesiyle affedilir. Bazıları vardır ki Cuma namazlarının etkisiyle silinir. Bazıları da vardır ki ancak Arafat’ta vakfe, yani hac yaparak affedilir. Günahların küçük ve büyük oluşuna, kendimize ve başkalarına verdiği zarar göre sonuçları ve affediliş şekilleri de değişir. 

Tüm bu kitabi bilgilerin yanında, günahların affı ile ilgili hüküm yaratıcımız olan Yüce Rabbımızındır. Kur’an-ı Kerimde yüce Allah bütün günahları affeder bilgisi de vardır. Bazı günahlarda vardır ki onları Hz. Peygamber lanetlemiştir. Lanetli fiilleri işleyenler de lanetlenmiştir. Bu günahları işleyenlerin dünya ve ahirette bereket ve huzur bulmaları mümkün değildir. 

Toplum içerisinde fitne uyandırmak, insanların huzurunu bozmak maksadıyla dedikodu yaparak yalan ve yanlış bilgileri topluma sunmak, insanlar arasında güvensizlik meydana getirmek lanetlenmiştir. Yaratılışını bozmak veya yaratılışının gerektirdiği fiilleri ve davranışları yapmayıp karşı cinse benzemeye çalışmak lanetlenmiştir. Peygamberimiz; “Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun." buyurmuştur. 

Anne babaya lanet okuyana, beddua edene, anne babaya işkence edip hakaret edene de lanet edilmiştir. Başkasının hakkına tecavüz edenlere, tarlaların sınırlarını değiştirip haksız mal ve gayri menkul elde etmeye çalışanlara lanet edilmiştir. Sadaka vermeyi engelleyen, yardım yapılmasına mani olanlar da lanetlenmiştir.  Emanet edilen vücudun şeklini değiştirip dövmelerle vücut üzerinde bir takım tahribatlar ve tahrifatlar yapılması da lanetlenmiştir.
Lanetli fiilleri yapmak büyük günahlardandır. Bu fiillerin muhtevalarına baktığımızda Yüce Allahın yarattığı fıtrata muhalefet vardır. Güzel bir şekilde yaratıldığı Kur’anda bildirilen insanoğlunun, yaratılış fıtratının bozulmasıyla ilgili tüm amel ve eylemler günahtır.  Fıtratın değişmesiyle ilgili tüm eylem ve işlemler; Allah’ın yaratma takdirine muhalefet etmek, bir çeşit Yaratana savaş açmak demektir. 

Huzursuz insan topluluklarında, lanetli fiillerin etkin olduğu görülmektedir. Bir toplumun maddi refah içiresinde olduğu, huzurlu ve mutlu olduğu anlamına gelmemektedir. Gelişmiş devletlerin analizi yapıldığında; maddi refah içiresinde oldukları halde, bireylerinin ruhsal bunalımlar yaşadığı bilinmektedir. İnsan huzurunun bozulması, sadece; insanoğlunun fıtrat kodlarının bozulmasıyla da ilgili değildir. İnsana hizmet için yaratılmış; bitki, meyve, canlı ve cansız tüm yaratıkların insanoğlu tarafından fıtratının bozulması da insanların huzursuzluğunun nedenidir.

Her günah; bireyin ve de dolayısıyla toplumun huzurunun bozulmasına neden olmaktadır. Ancak; fıtratın bozulmasına dönük günahlar; sonuçları tüm bireyleri de içine alan toplumsal huzursuzlukların kaynağını oluşturmaktadır. Birey gönlünde, ailede ve toplumda; maksadın üzerinde huzursuzluk varsa; o toplumun tümü kendini sorgulamalı, Allaha muhalefet olacak, maksadı aşan ve fıtratı bozan eylemleri gözden geçirmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR