EMNİYET MÜDÜRÜ HER AÇILIŞA KATILABİLİR Mİ?

Bugün iki konu üzerinde duracağız, konularımızdan biri son günlerde fısıltı gazetesinde dilden dile dolaşan Çarşambalı iş adamının Konkordato ilan ettiği yönündeki haberler olacak. Bu konuda bazı Oda Başkanları basın açıklamaları yapmış olsalar da bizim gazetecilik anlayışımız olayların doğrusunu okurlarımızla paylaşmak olduğundan olayın perde arkasındaki gerçekleri sizlerle paylaşma gereği duyduk. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki düşmanım dahi olsa hiç kimsenin ekonomik sıkıntıya girmesine asla gönlüm razı değil, Allah hiç kimseyi gördüğünden geriye bırakmasın. Ayrıca bir insanın ekonomik sıkıntıya girmesinden kimsenin yararı olmaz, tam aksine dolaylı olarak birçok insan bundan zarar görür. Olay kahramanı iş adamı kardeşimiz benim de sevdiğim bir insandır. Çatalçamdaki yazlıkta bir dönem komşuluk da yaptık. Ancak daha sonra Çarşambadaki Yazlığına geçtiğinden Çatalçamdaki yazlığını boş tutuyor, belli bir zaman kadar satılık levhası vardı belki de sattı da benim haberim olmadı.

 

    Bu konu ilk gündeme geldiğinde Çarşamba’da sevdiğim, değer verdiğim ve söylediklerine inandığım bir arkadaşı arayıp konunun ne olduğunu sordum. Aldığım cevap ‘olur mu ağabey bu arkadaşın mal varlığı, kira gelirleri o denilen rakamları çok rahat öder’ şeklinde olunca olayla ilgili araştırma gereği dahi duymadan konuyu gündemimden çıkardım. Ancak daha sonra Galip Öztürk’ün Samsun’a gelmesi ile birlikte ortaya çıkan durumun çok daha farklı olduğunu görünce konuyu siz değerli okurlarımla paylaşma gereği duydum. Konu ne derseniz bu kardeşimiz bankalardan yüklü miktarda kredi almış, bir rivayete göre 270 milyon lira, bir başka rivayete göre de 140 Milyon Dolar, krediyi alma nedeni ucuz fiyata fındık alıp, fındık fiyatı çıkınca da satıp para kazanmakmış. Ancak Fındık beklenen fiyatı bulamayınca arkadaşımız krediyi ödeme noktasında sıkıntıya düşmüş, aylık kira gelirleri yüksek olmasına rağmen kredi faizlerini karşılamadığından ciddi bir sıkıntıya düşmüş. Galip Öztürk Samsun’a geldiğinde durumu ona anlatıp yardım istemiş. Galip Öztürk de ‘Evraklarını al İstanbul’a gel bir bakalım ne yapabiliriz’ demiş. Bunun üzerine arkadaşımız yanına daha önce aradığım arkadaşı da alıp İstanbul’a gitmişler. Buraya kadar olan biten net ancak bundan sonra ne oldu derseniz orası bana da karanlık. Galip Öztürk’le ne yaptılar bilmiyorum. İnşallah Galip Öztürk destek verip sıkıntıdan kurtarır bu arkadaşı. Zira neticede Samsunlu bir iş adamı sıkıntıya düşmesini asla ve kat’a istemem. Bu konuda söyleyeceklerim bu kadar.

 

    Gelelim yazı başlığındaki konumuza Açılışlara Valiler, Emniyet Müdürleri, Adli Yargı mensupları katılabilir mi derseniz, elbette katılabilirler. Ancak açılış yapan kişinin nasıl bir kişi olduğunu bilmek zorundadırlar. Şayet çete mensubuysa veya bu tür mahkemeleri devam etmekteyse o Devlet Erkânının bu tür açılışlara katılması doğru değildir. Siyasetçiler katılabilirler ama onların da bu noktada dikkat etmeleri lazım, gün gelir yaptıkları kabak gibi karşılarına çıkar. Hiç unutmuyorum, bundan 20 yıl önce açtığım öğrenci yurduyla ilgili dönemin Valisini ziyarete gittim. Açılış yapacağımı, ancak Milli Eğitim Bakanlığından alacağım Ruhsatla ilgili tüm müracaatları yaptığım halde üç aylık bir sürece ihtiyaç olduğunu, bu süreçte de okulların açılacağını, açılışın okullar açılmadan önce yapılması gerektiğini söyleyince bana demişti ki; ‘Ruhsat almadan açılış yapma, ben şahsen gelemem.’ Bunun üzerine açılış programını iptal ettim, daha sonra Bakanlıktan ruhsat gelince de Eğitim Öğretim döneminin yarısına gelmiştik tekrar açılış yapmayı uygun görmediğimden açılış işinden vazgeçmiştim.

  Aynı şekilde eski Vali Mustafa Demir’le çok enteresan bir anım olmuştu. Merhum Kenan Şara’nın bir şoförü vardı. Silah ruhsatı almak istiyordu ama Vali bir türlü imzalamayıp dosyayı reddediyordu. Merhum bana dedi ki; ‘git şu işin aslı nedir bir öğren de ona göre işimize bakalım.’ Gittim Vali Bey’e sordum bana dedi ki; ‘o şahıs silah alamaz, çünkü sakıncalı.’ Ben de durumu Kenan Bey’e aynen iletince o ısrarla gitti Emniyetten dosyasını çıkarttı baktı adamın en ufak bir sabıka kaydı bile yok. Bunun üzerine durumunu bana bildirince tekrar Vali Bey’e gidip durumu anlatınca çok enteresan bir şey söyledi; ‘‘Bak Adnan Bey siz olayların görünen yüzünü biliyorsunuz biz ise görünmeyen taraflarını görüyoruz, istihbaratta bu adamın çetelerle ilgisi olduğu yazılı, böyle bir adama silah ruhsatı verilmez anladın mı?’’ deyince sessiz sedasız ayrıldım yanından.

 

   Bunu neden söylediğime gelince bizim Emniyet müdürü geçtiğimiz hafta sonu bir açılışa katılmış. Açılışın davetiyesinde Yönetim Kurulu Başkanı olarak imzası olan şahsın gerek emniyetteki dosyasını gerekse mahkemelerdeki dosyasını açıp baksaydı, oraya asla gitmezdi. Ama Müdür Bey’in öyle bir derdi olmadığından siyasetçiler gibi kalkıp oraya gitmesi onun ne kadar iyi bir Emniyetçi veya Devlet adamı olduğunun göstergesidir. Ben o şahısla ilgili dosyaları ve Müdür Bey’in onunla yan yana olan resimlerini yayınladığımda siz değerli okurlarım ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz. Devlet adamlığı çok farklı bir şeydir. Maalesef o tür insanların sayısı da gün geçtikçe azalıyor. Umarım Devlet önlem alır da bu tür insanları görev başında tutmaz. Aslında bu konuda yazılacak çok şey var da çok uzatmak istemediğimden şimdilik kısa kesiyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR