ELİM KALEM TUTMASA DA

    Yaklaşık iki buçuk aydan beri günümün büyük bir kısmı babacığımın rahatsızlığı nedeniyle hastanelerde geçiyor, yaklaşık on yıldır amansız mücadele ettiğimiz babamın rahatsızlığı artık onu ciddi anlamda yormakta. İnsan anası, babası veya aileden birisi hastalanınca ellerinin, dizlerinin bağı çözülüp dünya işinden vazgeçmek istiyor ama maalesef hayat devam ediyor, yapılması gereken işleri yapmak zorunda kalıyor, bir öğün, bilemedin iki öğün yemek yiyemeden durabiliyorsunuz ama ondan sonra hem yiyip içmek hem de işlerinizi takip etmek zorunda kalıyorsunuz. Adama iş yaptırırsınız aylarca işinizi yapmaz, siz buna bir şey demezsiniz ama işini bitirdiği gün para almak için kapınızdan ayrılmaz. Dünyanın kuralı bu. Hastanelerde yatan tüm hastalarımıza Rabbim acil şifalar versin diyerek bugünkü konumuza girmek istiyorum.

      Bugün normalde bir mektubu sizlerle paylaşmak istiyordum, bundan bir kaç yıl önce bazı siyasetçilerin benimle mücadele etmeye cesaret edemeyip birilerini kiralayıp kurdurdukları bir internet sitesinde her  gün benimle ilgili ileri geri, yalan yanlış, olur olmaz şeyler yazan ahlaksız gazeteci müsveddesinin kendi adını kullanmayıp, başkasının adını kullanmak suretiyle yaptığı haberleri mahkemeye verince zavallı adamın ne hallere düştüğünü, Samsunu terk etmekle kalmayıp cezaevini nasıl boyladığını yazmış. O günlerde onu kandırıp adını kullanan ahlaksız insanların siyasetçileri nasıl söğüşlediklerini, hatta siyasetçilerden aldıkları paraların bir kısmını bu zavallı Devrimci arkadaşın Banka hesapları üzerinden aldıklarını da gösteren belgeleri yolladı. Adamı öyle kandırmışlar ki aklınız durur, adama biz sana ceza verdirmeyiz, bir iktidar partisinde siyaset yapan insanlarız her yeri ayarladık sen hiç merak etme. Biz senin adını kullanarak Adnan Bahadır’a her türlü hakareti yapalım onu itibarsızlaştıralım gerisine sen karışma demişler. Zavallı Devrimci arkadaş da bu sahtekârlara inanıp siyasetçilerin kiraladıkları kalemin benimle ilgili yazdığı her şeyi, ben yazdım diye üstlenmiş.

    Devrimci arkadaş bizim Avukatın açtığı davaları görünce adeta şok geçirmiş, zaten kıt kanaat geçinen adam bir yandan tazminat davaları, bir yandan ceza davaları derken nefes alamaz hale gelip soluğu asıl yazıyı yazan ahlaksızların yanında almış. Zavallı Devrimci arkadaş kendisini tepe, tepe kullanan ahlaksız adamlardan kendisine sahip çıkmalarını istemiş ama havasını almış. Devrimci arkadaş bakmış ki işin içerisinden çıkamayacak, soluğu başka bir şehirde almış ama iletişim çağında yaşamış olduğumuzdan mahkemeler bir türlü yakasından düşmemiş. Bir yandan hapis cezaları alıp cezaevine gidip yatmak zorunda kalan Devrimci arkadaş, diğer yandan da tazminata mahkûm olup ayrı cezalar alıyor. Bu arada beni birkaç kez aradı ama kendini kullandırtmasaydın yapacak bir şey yok, ben zamanında sana haber yolladım kullandırtma kendini diye sen beni dinlemedin deyip taleplerini reddettim.

    Bu insanlar bugüne kadar bana karşı kullanacak maşaları bulabiliyorlardı, ama şimdi kullanacak maşaları kalmayınca kendileri sahaya inmek zorunda kaldılar, bu benim için çok güzel bir gelişme, artık toplum kimin ne olduğunu açık ve net görme imkânı bulacak. Şimdiye kadar böyle zavallı insanları kullananlar şimdi ortaya çıkmak zorunda kaldılar. Gerçi bu şehirde azıcık siyasetten ve sosyal hayattan haberi olan herkes kimin ne mal olduğunu çok iyi biliyor. Hangi siyasetçinin neyi nasıl kazandığından tutun da yaptıkları ahlaksızlıkların büyük bir kısmını biliyor insanlar. Bilmeyenler de sayemizde pek çok şeyi öğrenme imkânı buldu.

     Aslında bugünkü konumuz bu değil bugünkü konumuz: Dün elime geçen bir dergiyi görünce içeriğine baktım, inanın fevkalade üzüldüm. Neden üzüldün derseniz insanlar bir işi yaparken önlerine bir hedef koymalılar, yaptıkları işin hedef kitlesi, hedef pazarı, hedef ticari muhatapları, hedef rakipleri olmalı. Yeni çıkan dergileri sağ olsunlar bize de gönderiyorlar. Dün yeni çıkan bir dergiyi biraz inceleyeyim dedim inanın çok üzüldüm. Neden üzüldün derseniz derginin tek hedefi Belediyeleri söğüşlemek başka hiçbir şey yok, falanca Belediyenin haber ilanı, feşmanca Belediyenin reklamı, Valinin beyanatları ve buna benzer fuzuli şeylerle yüz sayfaya yakın kuşe kâğıdı ziyan etmişler. Aynı şekilde yeni çıkan bir yerel gazeteyi inceledim, o da bahsettiğim dergiden farklı değil, keşke az kaliteli, ilkeli, duruşu olan yeni yayınlar çıkarsalar da bu işe biraz kalite gelse ama nerdeee. Tek hedefi Belediyelerden para almak, 2016 yılında bir haber sitesi bir Belediyeden “397 bin lira yani eski parayla “398 milyar” para almış, şimdi gazete olunca o para ikiye katlanır aha da size gazetenin finansörü bozdurun, bozdurun burdan yiyin. Kalem tutmayan elim ancak bu kadar yazdı. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR