ELEŞTİRECEĞİZ AMA HAKKINI VERECEĞİZ

       Gazeteyi kurduğumuz günden bugüne dek yaklaşık dokuz buçuk yıl geçti, o gün nerede durmuş isek bugün de aynı yerdeyiz. Hayat felsefemiz, dünya görüşümüz, gazetecilik ahlakımız o gün ne idiyse bugün de aynı oldu, insanların renklerine, inançlarına, siyasi görüşlerine göre değil, yaptıkları işlere bakarak eleştirdik veya takdir ettik. Çok sevdiğim dostlarım yanlış yapınca eleştirdim, hiç sevmediğim insanlar doğru yaptıklarında takdir ettim. Karşısında durduğum insanlar veya sevmediğim insanlar haksızlığa uğradıklarında onlara sahip çıktım, çok sevdiğim insanlar birilerine yanlış yaptıklarında karşılarında dimdik durdum. Bunu neden söylediğime gelince son günlerde bazı yerel internet sitelerinde gazetecilerin kavgasını görünce müdahale etme gereği duydum. Neden böyle bir şeye gerek duydun derseniz, bazı insanların şehrin dengesini, düzenini kafalarına göre dizayn etmeye kalkmalarına izin vermemiz mümkün değil de ondan gerek duydum. Dün Harun Çelik’le ilgili haber yapanların karşısında nasıl durduysam şimdi de daha önce kızdığım, hakkında yazı yazdığım Recep Yazgan’a yapılan haberler karşısında yanında durma gereği duymaktayım.

    Bu arada birde bizi sürekli gündemde tutmaya çalışan ahlak fukarası insanlar var onlarla mahkemede hesaplaşacağız, burada onlara yer ayırıp yerimi ziyan etmeyeceğim. Sadece şu kadarını söyleyeceğim, benim değil kullara Rabbime dahi veremeyecek hesabım yoktur, her yaptığım işi Yasalara, vicdanıma ve inancıma uygun bir biçimde yaptığımdan çok ama çok rahatım. Değil malımın mülkümün, giydiğim atletin dahi hesabını vermiş bir insanım, yaptığım işleri çarpıtarak vermek isteyen ahlak fukaraları yaptıklarından asla ve kata vazgeçmesinler çünkü ben onlarla uğraşmaktan asla vazgeçmeyeceğim, çünkü benim mücadelem hak mücadelesidir. Bu mücadeleden vazgeçmek hak mücadelesinden vazgeçmektir, son on yıldır bu insanlarla amansız mücadele ettim ve sonuçlarını da almaya başladığımdan şimdi adeta deliye dönmüşler ama korkunun ecele faydası yok, durmak yok devam.

   Bu kadar giriş kısmından sonra gelelim asıl konumuza Recep Yazgan yaklaşık on beş yıldır tanıdığım, inançlı ama ibadet noktasında hepimiz gibi eksikleri olan bir arkadaş, bu eksikleri ve hataları yüzünden de zaman, zaman bu satırlardan acımasızca eleştirdiğim bir arkadaş. Ancak bu eleştirilerimi yaparken amacım Recep Yazgan’ı bitirmek değil onu bu yanlışlardan döndürmek ve inandıklarını yaşaması için onun üzerinde manevi baskı sağlamaktı. Hamdolsun bu noktada da az da olsa yol aldığımı düşünüyorum namazlarını kılmaya başlamış, bu benim için çok önemli bir gelişmedir, ben onun mürebbisi değilim ama benim gibi inanan bir insan olduğundan yaşaması gerektiğini düşündüğümden onu şiddetle eleştiriyordum, o eleştirilerimin hala daha arkasındayım. Ancak son günlerde Recep Yazgan’ın üzerine giden insanlara bakınca Recep’in onların yanında çok daha iyi bir insan olduğunu, durduğu yeri hiçbir zaman değişmediğini dün inandıklarına bugün küfretmediğini de çok iyi biliyorum.

   Recep hataları olan ama inancından hiçbir zaman en ufak taviz vermeyen bir arkadaştır, onun bu durumunu onu tanıyan herkes bilir, geçmişte yaptığı hatalardan da vazgeçmiş bir insan olduğu kanaatindeyim. Kaldı ki Recep’e karşı duranlar bu anlamda Recep’in tırnağı dahi olamazlar, çünkü o insanların inançla, ibadetle, idealizm ile uzaktan yakından ilgileri olmadığı gibi Recep’in gerektiğinde kendisini ortaya koyacağı noktalarda karşı tarafta olmaktan da çekinmezler. Kaldı ki o insanların Belediyeleri nasıl söğüşlediklerini de Recep çok iyi bildiğinden şimdi onu geri adım attırmaya çalışmaktalar. Burada dikkatimi çeken şey nedir bilir misiniz? Belediyeler bu insanların dünya görüşlerini, arkalarındaki çeteleri ve yaptıkları işleri nasıl yaptıklarını bilmelerine rağmen hala daha bu insanlara nasıl ekonomik destek oluyorlar anlamış değilim.

   Ortada o kadar yüklü miktarlar var ki aklınız durur, şimdi bu açıkları ortaya çıkacak diye Recep’in özel mahrem hayatına dahi el atmışlar, bu ne insani ne de ahlakidir, zaten Recep Yazgan’da dünkü köşe yazısında bunu dile getirmiş. Ama Recep Yazgan’a da buradan iki lafım olacak, dün yanında durdukları insanların şimdi nasıl içlerinden oh dediklerini duyar gibiyim, biz ise inancımızın ve eski arkadaşlarımızın her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR