EKONOMİYİ ZABITALAR DÜZELTECEK (!)

Sapla samanı birbirine karıştırmadan olayları doğru analiz etmek lazım. Ak Parti’ye ve liderine destek vermiş olmamız her yaptığına destek vermemiz veya yanlışlarına doğru demek anlamına gelmez.  Merhum Erbakan’ın Milli Görüş’üne ve ardından Tayyip Erdoğan’ın Ak Partisi’ne destek vermemizin temel nedeni; Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme döneminden başlayan Yahudi emellerine hizmet eden Masonlarından Sabataistlerine, Kabalacılarından Yakubiyecilerine, Irkçılık akımını başlatan Moiz Kohen bir başka adıyla Munis Tekinalp ve Türk öğrencisi Ziya Gökalp ve daha sonraki dönemdeki pek çok Yahudi akımına hizmet edenlerin ülkeye verdikleri zararı ortadan kaldırma noktasında samimiyetlerinden asla şüphe etmememizdir. Merhum Erbakan hoca ve Tayyip Erdoğan’a destek vermekten hâlâ daha caymış değiliz. Ancak bu insanların her yaptığına da kayıtsız şartsız doğru demek durumunda olmadığımızı herkesin bilmesini isteriz. Biz Sözcü gazetesi veya Oda Tv değiliz. Bizlerden onların politikalarını bekleyenler çok beklerler. Ancak yanlış olan ne varsa onu da yazmaktan geri kalmayız.

 

    Ak Parti iktidarının en zor dönemlerinden birisi içerisinde yaşadığımız dönem olduğu muhakkak, özellikle dış politikada ve Ortadoğu’da yaşanan olaylar ülkemizi ciddi anlamda sıkıntıya sokmuş durumda. Küresel güçlerin ta 17. Yüzyıldan beri hedefledikleri pek çok şeyi 18. Yüzyılın sonlarından itibaren gerçekleştirme noktasında başarılı olmalarının en önemli nedeni içimizdeki hainleri bulup beslemeleri ve kendi içlerindeki hainleri de anında yok etmeleridir. Gerek Osmanlı gerekse Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri yöneticileri içimizdeki hainleri yok etme noktasında başarısız olduklarından bu sıkıntıları çekiyoruz. Bu noktada en önemli şey Vatanperverliğin ne olduğunu bilmeyen Vatan hainleri ve İslam’dan uzaklaşan maddeperest ahlaksızların ülkemize verdikleri zaralardır. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda zayıf olan ülke ekonomisi nedeniyle pek çok tavizler verildi. Daha sonra ekonomik bakımdan güçlendikçe biraz daha dik duruldu, ne zaman ki merhum Özal iktidar oldu, ülke kabuğunu yırtma noktasına geldi. Merhum Erbakan hocanın kırk yıllık siyasi hayatında yetiştirdiği öğrencileri iktidar olunca işler çok daha farklı bir noktaya geldi. İşte bu noktada devreye giren Ak Parti ve lideri fevkalade güzel işler yaptı. Ama son zamanlarda ciddi sıkıntılar yaşamaya başladı. Bu sıkıntıları da farklı politikalar yaparak atlatmaya çalışmakta ancak bana göre iç politikadaki son söylemleri doğru değil.

 

    Şu bir gerçek ki ülkemizde yüzde elli enflasyon oldu, bunu görmezlikten gelmek kafamızı kuma sokmaktan başka bir şey değil, tüm girdi fiyatlarında asgari yüzde elli ile yüzde yüz arasında artışlar oldu. Bu artışları üretilen mallara yansıtmamak mümkün değil. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Bundan üç ay önce yüz liralık serveti olan şu anda elli liralık serveti oluğunu kabul etmek zorundadır. Bundan farklı düşünmek veya söylemek gerçekleri görmemek olur. Hâl böyle olunca da tüm emtia zamlanmış durumda, marketteki sudan tutun da deterjanına varıncaya kadar her şey zamlandı. Bazıları efendim su da mı dolarla alınıyor diyorlar. Evet, su dolarla alınmıyor ancak onu kuyudan çıkaran motoru çalıştıran elektrikten tutun da ambalajlandığı pet şişesinden nakliye aracının yaktığı akaryakıta kadar her şey aşırı derecede zamlanınca su fiyatı da zamlanmış oldu.

 

   Bu konuyu vatandaşa açıklayıp ardından da denetim mekanizmasını çalıştırmak mantıklı bir şey. Ancak polisiye tedbirlerle zabıtanın yapacağı denetimlerle ekonomiyi yönetmeye kalkmak üçüncü dünya ülkelerinde dahi artık mümkün değil. Belediye zabıtası kimi nasıl ve neye göre denetleyecek, garibim zabıtanın yaptırım gücü ne de yükü onların sırtına veriyorsunuz. Zaten çoğu Belediyenin zabıta memurları işçi statüsünde, imza yetkileri yok. Sadece sırtlarında zabıta elbisesi var ama kadroları yok. Yetmedi başlarındaki Belediye Başkanları siyasi olarak o görevlere seçilerek gelmişler. Kimseyi üzme gibi bir lüksleri olmadığı gibi birisini üzmeye kalksalar anında siyasetin en üst düzeyinden uyarı alacaklarını bilerek hareket etmek zorundalar. Peki, bu şartlarda hangi zabıta hangi esnafı nasıl denetlesin? Kaldı ki esnaf zaten zorda ve sattığı ürünü yerine koyma imkânı yok. Esnaf yüzde elli gücünü kaybetmiş durumda. Bu durumda ne olacak derseniz; herkes bildiğini okuyacak, birileri de yalandan bağırıp vatandaşın gazını alacak, böylece ekonomi de düzelmiş olacak, bilmem anlatabildim mi?  Vatandaş o kadar çaresiz ki anlatamam, inancından ötürü Ak Parti’ye oy vermek zorunda olduğunu düşünüp Ak Parti’ye ve Reise destek veriyor ama cebindeki para da eriyip gittiğinin farkında. İnşallah zabıta ekonomiyi düzeltir de bu sorun da hallolur!... Diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR