Dursen Özalemdar

Dursen Özalemdar

ECDADA SAYGISIZLIK

KIRIPTO bazı yazarlar mevzu bulamayınca dönme, yahudi, hristiyan, mason ve ataist bazı yazarların yazdıkları kitapları karıştırıp 1071 den bu yana 840 yıllık Selçuklu ve Osmanlı tarihi içinde, eleştiri konusu olan uydurma olayları sütunlarına taşıyarak, rahatsızlıklarını yansıtıyorlar. 

Kimi bazı Osmanlı Sultanlarını içki içen, kimi  TV. deki Hürrem Sultan filmi gibi, Harem’i kendi hayalleri ile şekillendirerek, Belden aşağı işlerin görüntüsüyle kirletmeye çalışıyor. 

Kanun ve adaleti ile, Düşmanına bile örnek, Devlet adamı olarak kabul edilmiş Kanuni’nin heykelleri dikilip, Amerika’da adına kitabeler hazırlanmışken, bizdekilerin, Kimi Sultanların içki içmesinden. Kimi savaş meydanındaki Remilleri attırarak savaş kararları aldığı uydurmacaları ile  yazı döşenmekte ve salyalarını akıtmaktadırlar.

Hikaye bu ya, Adamın bir oğlu varmış. Baba: "Oğlum sen adam olamazsın " deyip dururmuş, oğlu nasıl oldu ise bir vilayete vali olmuş, askerlere emredip: "Tezden babamı acele huzuruma getirin" emri ile, adam derdest edilerek, yaka paça huzura getirilir. Vali, babasına "Hani sen bana adam olamazsın diyordun ya, bak ben vali oldum” diyerek içindeki kinini dışa vurur. Baba ise “Bre oğul, ben sana, vali olamazsın demedim ki, adam olamazsın demiştim, beni böyle askerlerinle huzuruna itip kakıp getirtmen bu sözümü ispatlamıyor mu?” dedikten sonra, "Sana yine söylüyorum, yine de adam olamazsın" der. 

Adam olmak haddi bilmektir. Büyüğünü,  küçüğünü sevmektir. Saygı ve Hürmeti yerinde kullanmaktadır. Hüküm verirken Adaleti kollamadır.  
Birinin hatası olsa da atasının hatırını gözetmek Türk milletinin milli bir hasletidir. 

“Kostantini ye elbette fetih olunacaktır, Onu fetih eden Kumandan ne güzel kumandan, o nu fetih eden asker ne güzel askerdir” Hadisi Şerifinin şereflendirilmesine nail olan,  Osmanlı devleti, tarih sahnesindeki altın sayfaları, bizim için övünç vesikalarıdır. 

Yavuz Sultan Selim’in ordularının Mısır üzerine giderken 20 günlük çölü 1 haftadaki geçişlerinde, Sultan’ın, attan inip yürümesine ayak uyduran ordunun, önünde giden Hz. Muhammet (SAV.) nin rehberlik etmesi, bu işaretlerin en büyüklerindendir. 

1852 yılında OLTANİÇE’de, Serdar-ı Ekrem Ömer paşa kumandasında 3 bin kişilik, cephanesi bitmiş, bir tarafta 30 bin kişilik Rus ordusu, arka tarafta, Tuna nehrinin azgın akışı arasında sıkışan savaştaki, Turna kanatlı meleklerin OSMANLI ORDUSUNA yardıma gelişi, olay içinde olanlar ve civar tepelerde seyircilerin gözleri önünde cereyan etmesi, Çanakkale savaşlarındaki harika manevi yardım tabloları, Kore savaşındaki harikalıklar ve  Kıbrıs savaşındaki yaşanılanlar... Bu milletin KUTLU bir millet olduğunu göstermiyor mu ?

Hades ten ve istibradan bi haber, kendini yaşıyorum zanneden kalemşörlerin rakı masasında kafayı bulup, Küffarın Şövalyesi  gibi ecdadımıza dil uzatmaları, bulundukları konum itibariyle görevleri olabilir ancak ne var ki bunların cevapsız kalmayacağını da bilmeleri lazımdır. 

Son sahnede, Meclisteki ADAM kelimesindeki hikmettir, “CHP gurubunun meclisteki yaygarasına Başkan’ın ADAM ‘larını geri çekin ifadesine, ADAMLIĞI kabul etmeyerek, Bize adam diyemessin diye itirazda bulunan CHP lilerin. Meclis Başkanının ne var ki bunda karşılığına rağmen, ADAMLIĞI  KABUL ETMEYEN CHP'lilerin, HALA ADAM OLAMADIKLARININ İSPATIDIR.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dursen Özalemdar Arşivi
SON YAZILAR