Nihat Kahvecioğlu

Nihat Kahvecioğlu

Dün Neysek, Bugünde Oyuz ..!

Birkaç haftadır çeşitli kademelerdeki yönetici insanların nasıl davrandıklarını anlatmış, o makamlara yakışıp yakışmadıklarıyla ilgili bir şey yazmayarak yorumsuz bırakmış, sizin yorumlarınıza sunmuştum.
Bu tip yöneticileri her yer de görmek mümkün. Nitekim devlet daireleriyle bir şekilde işi olan insanlar, bunlara tanık olmuştur.
Hangimiz devlet dairelerinde tartışmaya girmemiştir ki. Sonuçta tartıştığımız yanımıza kalır. Biz işimizi bitirir gideriz de, o yönetici gelecek insanlarla yine kavgasını, tartışmasını sürdürür de bir türlü akıllanmaz.
Niye böyledir? Nereye bağlarsanız bağlayın ama ne yazık ki ülkemizde bu böyle. Bir şeyleri içimize sindirememişiz. Hak eden, hak ettiği yere gelememiş, her türlü entrika araya girmiş yönetici koltuğu kapmış. Daha ne beklenir ki.
Bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim. Bu da bu ülkenin gerçeğinin yirmi beş yıldır değişmediğini, bir yirmi beş yıl daha geçse değişmeyeceğini gösterir gibi.
80'li yılların sonuna doğruydu, Samsun Çaykur'un elektrik tesisat işlerini yapıyordum. Kontrol Mühendisim elektrik kazası geçirmiş, yanarak yaralanmıştı. Tedavisinin uzun sürmesi sonucu, inşaatı kontrole gelememişti. Geçici kabulde gelen heyet, kontrolsüz bir işin bu kadar düzgün olmasına şaşırıp, beni odaya çağırmışlardı. Karşılarında genç bir taşeron görünce daha da şaşırıp hayret etmişlerdi. Bunun üzerine bana teşekkür edip, başarı belgesi vereceklerini ifade etmişlerdi.
Kesin kabulde, genel müdürlüğün Rize'de olması dolayısıyla oraya gitmiştim. Heyetin bana verdiği sözü hatırlattığımda, belgenin ancak müteahhitlere verildiğini, taşeronlara verilemeyeceğini söyleyerek olmaz dediler. İtiraz edip, kabul heyetinin söz verdiğini söyledim ve direttim. Belki hiçbir işime yaramayacaktı ama niye söz vermişlerdi ki. Yoksa tüm heyetin bilgisi mi yoktu.
Uzun uğraşım ve inadım sonunda belgeyi vermeye karar verdiler. Hazırlanan belgeyi imza için elektrik işleri daire başkanına gittim. Odada sohbet etmeye gelmiş başka yöneticiler de vardı. Daire başkanı belgeyi imzaladı. Teşekkür edip belgeyi aldım, dönüp birkaç adım atmıştım ki daire başkanı arkamdan dalga geçer gibi; -Sayın Bakan KAHVECİ'nin akrabalarıma iş görmeyin diye emri var dedi. Aniden geri döndüm ve çok ciddi bir tavırla; - Çaykur'un Erzurum'da yeri var mı? Dedim. Yani Türkçesi şuydu, seni oraya sürdüreyim mi. Dalga geçer gibi ifadesine hançeri saplamıştım. Çünkü halaoğlu Adnan ağabey - Adnan KAHVECİ- sağ ve Çaykur'un da bağlı olduğu Devlet Bakanıydı. Daire başkanı oturduğu koltuktan zıplarcasına kalktı, hemen yanıma geldi. Kapıya iki üç metrelik mesafede; ben on defa deyim, siz yüz defa deyin, şaka yaptım diye özür diliyordu.
Daire başkanı, bu ülkede siyasilerin neler yaptığını mutlaka iyi bilenlerdendi. Bu özürler, bizim ülkemizde siyasilerin nelerle, ne kadar basit işlerle uğraştığına bir örnekti.
Çeyrek asır geçti de ne değişti ki. Hak etmeyenler siyasi entrikalarla belirli noktalara getirilmeye çalışıldı veya yapılan yerel-genel seçimlerde bir yerlere aday gösterildi. Hak edenler, hak ettiği şekilde değerlendirilmedi ki. Sağır sultan bile, elli ilden büyük koskoca ilçe belediye başkanlığının kaybedileceğini anladı da, siyasiler anlayamadı veya anlamak istemedi. Artık insanlar seçimlerde ders vermeye başladı. Bunu da yerel seçimlerde ortaya koydu. İnşallah genel seçimlerde de ortaya koyar. Genel seçimler öncesi ortaya konan raporlar siyasiler tarafından gerçek bir değerlendirmeye tabi tutulmalı. Yoksa işin sonunda ahlar ve vahların faydası olmaz. Atı alanı bilmem ama oyu alan meclisin yolunu tutar.
Her şey gönlünüzce olsun.
Sevgilerimle

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nihat Kahvecioğlu Arşivi
SON YAZILAR