DÖVİZ KURLARIYLA OYNAMANIN HÜKMÜ

Helal ve Haram hükmü; naslardaki  ilahi beyana bağlıdır. İndirek haram denen konular; naslardan çıkarılan beşeri değerlendirmelerdir. 

Örneğin; sigara hakkında naslara bağlı direk bir hüküm yoktur. İlletlerinden haraketle bazı ilahiyatcılar sigaraya haram derken, bazıları mekruh demektedir. Bazıları da, sigara dünyevi bir konudur, onun için helal veya haram denmez, zararlıdır, dikkat etmek lâzımdır derler.

Bu değerlendirmelerden kıyasla, dikkatleri bir konuya çekmek istiyoruz. Dolarla(dövizle) oynayarak, spekülatif ortam oluşturacak kazanç sağlamanın dini hükmüyle ilgili olarak, bu konuda kendini dini sorumlu görenlerden açıklama bekliyoruz.

Toplumsal bir hak ihlaline dönüşen dövizle oynama sonucu elde edilecek gelirin şüpheli olduğunu, sebep ve sonuç ilişkileri açısından bakıldığında helal olmayacağını düşünmekteyiz.

Örneğin; yüzbin doları olan biri, klavye başında oturup, saatlik ve günlük olarak doları takip ederek parasını değiştirmek suretiyle elde edeceği avantajı şüpheli gelir olarak değerlendiriyoruz.

Gerekçesi;  parasının değerini muhafaza etmek bile olsa, bu durum kabul edilebilecek bir savunma değildir. Bu yöntemle, gelir elde ettiğini düşünenlerin ve sevinenlerin; aynı yöntemle kaybettiklerini ve üzüldüklerini de duymaktayız. Bu durum bile; böyle bir tasarruf şeklinin doğru olmadığını anlatmaya yetmektedir.

Bu yöntemle avantaj elde etmek; helal bir kazanç yolu değildir. Sigaraya haram demekten daha rahat bir şekilde, bu yolla elde edilen gelire de haram denebilir. Kul hakkı ihlali de ilave bir vebâldir.

Dünyada geniş çaplı kullanılan para birimi "$/dolar" dır. Dolar'ın piyasa değerinin, gerçek karşılığı olmadığı, bu paranın sahibi olan ABD'nin dünya üzedendeki etkisi nedeniyle, paralarının değerinin sanal olduğunu söyleyenler vardır.

Söz konusu paranın alım gücünün,  sahibi olduğu devlet gücüyle koruma altında olduğu düşünülmektedir. Hatta, bu devlet zaman zaman; kendi parasını karşısına dikilen devletleri terbiye etmek için de kullanmaktadır.

Ortak kullanıma sahip olan dolar; neredeyse tüm ülkelerin ihraçat ve ithalatta kullandığı değer ölçüsüdür. Borçlanmalar ve alacaklar dolar üzerinden yapılmaktadır. Böylesi bir güce karşı dikleşen ve direnen de yok gibidir, ya da yok edilkektedir.

Para baronlarının, doların dünya hakimiyetini, kendi hesaplarına göre yönlendirdikleri de görülmektedir. Alış-verişte değer ölçüsü olan dolar, ayrıca gelir kaynağı olarak da kullanılmaktadır.

Spekülatörler; dolar üzerinden servet sahibi olma yarışındadır. Bu yöntemle birisi veya birileri gelir elde ediyorsa, mutlaka bunun bir kaybedeni vardır. Zira,  ortada bir mal alış verişi yoktur. Para birine kazanç oluyorsa, aynı para diğerine de aynı oranda kayıp olacaktır.

Ekonomik dilde konu daha da uygun bir anlatımla paylaşılabilir. İlahiyatçı olarak biz, bu konunun dini hükmünü göz önüne sermek ve bu konuda, kendini sorumlu hisseden ilahiyatçılardan görüş bekliyoruz.

Dolar bizzat ticaret malı olmadığına göre, dolar üzerinden kur'da meydana gelen oynamalarla gelir elde etmek helal midir  ? Tersinden bakarsak, bu yolla servet kaybedenlerin hak ihlalinin vebali kimindir ?

Basit bir anlatımla, emekli ikramiyesi alan biri, bu ikramiyesini dövize dönüştürdüğünde, döviz yükselince sevinecek, döviz düştükçe üzülecektir. Kazanma ile kaybetme arasında stres yaşayacaktır. Bunun sorumlusu kim olacaktır ?

Bu kişi, klavye başında oturup, iniş çıkışları takip ederek, aynı gün içerisinde, döviz değişikliği ile ortaya çıkan avantaj helal midir. Para, bizzat ticaret malı olmadığı için alınıp satılamaz, dolalısıyla para alım satımı ticaret değildir.

Faizin haram oluşu, paranın satılması nedeniyledir. Para satmak haksız kazançtır. Dövizle oynamak da faizle elde etmenin farklı yöntemidir. Kaybetmek de söz konusu olduğu için, bunu mâkul görenler de olacaktır. Ancak, para; alış veriş malı değil aracıdır.

Bu konuda mağdur olmamayı da dikkate alarak yapılacak en uygun tercih, altın almaktır. Altının kendisi alış veriş malı olduğu için, üzerinde her hangi bir şüphe oluşmayacaktır.

Elde olmayan altın hesapları da döviz gibidir. Esas olan,bizzat altının alınıp satılması veya kasada saklanmasıdır. Olmayan altını, altın hesabıyla ifade etmek sanal bir aldatmacadır.

Amacımız; kafa karıştırmak ve dini hüküm vermek değil, bu konuda kendini sorumlu hisseden ilahiyatçılardan cevap beklemektir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR