Doğru nerde yanlış nere

             28 Haziran Cumartesi günü ,köşemde ele aldığım ""Ağır konular ve yüzeysel yaklaşımlar""jet hızıyla Pazar günü sayın Neval Sultan"ın köşesinden cevap buldu.Doğal olarak ayrı pencerelerden baktığımız için, yazım bana göre yine yanlış değerlendirildi.Ya da bakış açılarımız, yine farklı pencerelerden görmemizi gerektirdi.
              Cevap hakkımı kullanmak suretiyle Neval hanımın  yazısına ,doğru anlaşılması adına polemiğe girmeden açıklama yapmak istiyorum.
             Önce benim ağır konular dediğim intihar değil İslam hukukundaki fetva ve hüküm çıkarma meselesidir.Ama böyle değerlendirmiş olmam intiharı hafife aldığım anlamına gelmiyor.Sadece yazıdaki yorumlarım için geçerli bu durum.Yüzeysel yaklaşım demekten kastım ise, konunun intihar bağlamından direkt İslam alimlerinin kadın yaklaşımlarına getirilmesidir.
             Ayrıca,intihar ve din arasında bağlantı yoktur demedim.Konuyu sosyolojik vakadan dini hükümlere bağlamanın  uygunsuzluğuna temas etmiştim.Tabiî ki insanın moral gücünü oluşturan dini donanım, onun hayata bakışını etkileyecektir.Amerikan filmleri izlemeye gerek yok bunu anlamak için.Sadece araştırma sonucunu basamak yapıp İslam alimlerinin kadın fetvalarına bakışına gönderme yapılmasının tutarsızlığını ifade etmek istedim.
             Kadınların özel hallerinde ibadet konusu ise tamamen hadislerin ışığında açıklığa kavuşturulan bir durumdur.Hadis literatüründe Kur"an dan sonra en güvenli kaynak kabul edilen Buharide geçen  Hz Aişe"nin ifade ettiği ""Peygamber döneminde özel hallerimizde namaz kılmazdık"",""Hayız halinde namazı bırak"",""Özel hallerimizde namazı kaza yapmazdık "" hadisleri bu konuyu yeteri kadar açıklamaktadır.Ben olayın detayına girmek istemediğim için bu kadar ile yetiniyorum.Yoksa hem teknik olarak hem de kaynaklar olarak bu konu yoruma mahal bırakmayacak kadar açıktır.
            ""Asparagaslığa"" gelince ,ben zaten Neval hanımı  bilmeseydim diyerek şerh yaptım.Herhalde asparagas haberin ne anlama geldiğini biliyorum.Olayın asparagasa çekilmesi yazıyı parçalı anlamanın ürünü sanırım.
             Konuların kendi literatürü içinde değerlendirilmesi meselesine gelince,sanıyorum Neval hanım yanlış anladı.Muhatap olma açısından din ile sosyoloji birbirine uzak değil aksine çok yakın  demiştim.Benim söylemek istediğim bağlantının sosyolojik yanı ile dindeki fetvaların verilmesinin kıyaslanması yanlışıdır.
              Ben,dinin kriterleri ile  sosyolojinin kriterleri farklıdır derken ,Kur"an ile toplumu karşı karşıya getirme değil aksine karşı karşıya getirmeme adına bir yaklaşım sergilemek istedim.
              Yine yazarın köşesinde ifade ettiği,""İslam alimlerinin kadını yok saydığı ""yaklaşımı bence acımasız bir eleştiridir.Yazımda da ifade ettiğim gibi,İslam alimi fetva verirken yada açıklama yaparken bunun sorumluluğunun farkındaydı.Çünkü ;İslam kültür ve medeniyetini okuyanlar bilir,ilmin değeri ve sorumluluğu gerçekten insanların normal hareketlerini bile kısıtlıyordu. Peygamberimiz bir hadisinde ""Kim ,Kur"anı kendi nefsine göre yorumlarsa kafir olur"" demek suretiyle özellikle İslam alimlerinin yaklaşımlarına bir şablon çizmiştir.Bu kadar net ve açık ifadeler varken ,alimlerin kadını yok sayan fetva verdiğini iddia etmek ne kadar insaflıdır düşünmek lazım.Ben istisnaların var olduğundan bahsetmiştim zaten.Her zaman da farklı ve aykırı düşünceler olacaktır.
            Bir de yazılanlara başından ortasından ve sonundan bakmanın farklı yansımaları vardır.Galiba Neval hanım yazdıklarımı kendi penceresinden ele aldığı için farklı gördü,
            Ayrıca kadın ve erkeğin farklı duygusal, zihinsel ve sosyal donanımları vardır.Sahip olduğu bu değerler onun hayata bakışını olaylara yaklaşımını ve zorluklarla mücadeledeki tavrını belirlemektedir.Doğal olarak kadının da erkeğin de olaylara farklı tepkileri  söz konusudur.En basitinden merhamet denince kadının ,adalet denince de erkeğin zihinlerde çağrışım yaptığını hissetmemiz mümkündür.
            Sonuç olarak;bu tartışmayı devam ettirmek ve uzatmak niyetinde olmadığımı belirtmek istiyorum.Sadece farklı pencerelerden farklı bakış açıları oluşmuştur.Bu farklılıklar hep olagelmiştir.Eleştirel akıl gerçeklerin ortaya çıkması için tabi ki gereklidir ama sınırlarımızı da iyi belirlemek kaydıyla…Yeni konularda yeni bakış açılarıyla buluşmak üzere….
                                                                                                                     
           

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR