Depresyon ve Kronik Hastalıklar

Yaşlandıkça, çoğumuz kalp hastalığı, diyabet, felç, periferik arter hastalığı veya kanser gibi kronik hastalıklar için risk faktörleri geliştiririz. Birçoğumuz farkında olmayabiliriz, ancak tıpkı tütün kullanımı veya yüksek tansiyon gibi, depresyon da bu kronik rahatsızlıkların oluşması için bir risk faktörüdür ve onları geliştirenler için daha kötü prognozla sonuçlanır. Bir risk faktörü olarak depresyonun büyüklüğü veya etkisi, yüksek kolesterol gibi geleneksel risk faktörlerinden daha güçlü ve hatta daha etkili olabilmektedir..
Herkes zaman zaman depresif hissetse de, iki haftadan uzun bir süredir, günlük rutinlerinizi yerine getirme becerilerinizi engelleyebilecek kadar şiddetli olan birkaç ana semptoma sahip olmak depresyon için güçlü bir ayraçtır. Ve depresyonda olmanın her zaman ağlamakla sonuçlanmayacağını, bunun yerine kendinizi sinirli, umutsuz hissedebileceğinizi veya karar vermekte zorlandığınız dağınık bir zihne sahip olabileceğinizi de unutmayın. Başlıca belirtiler, moral bozukluğu ve bizim “anhedonia” dediğimiz şeydir (hedonizm eksikliği gibi... Normalde bir arkadaşınızla çay içmek veya canlı müziğe gitmek gibi, zevk alacağınız şeylerden zevk almazsınız). Diğer belirtiler arasında düşünce ve harekette yavaşlama, değersiz hissetme, durumla orantılı olmayan bir suçluluk duygusu veya intihar düşünceleri sayılabilir.
Siz veya tanıdığınız biri hayatına son vermeyi düşünüyorsanız, bunun hakkında konuşun. Bunun hakkında konuşmak kimseye fikir vermez. Aksine bir planları varsa ve yakında harekete geçmeyi hedefliyorlarsa, onları hemen kriz servislerine veya bir intihar yardım hattına yönlendirmelisiniz. Değilse, onlara bazen gerçekten kötü hissetmenin normal olduğunu ve birinin hayatına son vermeyi düşünmesinin, kişinin hayatındaki acının ya da anlam arayışı ile başa çıkma çabası olabileceğini hatırlatın. Bir sorunla başa çıkmak için aktif, sağlıklı adımlara teşvik edin. Ve onları ruh sağlığı hizmetleriyle bağlantı kurup yönlendirdiğinizden emin olun.
Kronik hastalığı olan hastalarda depresyon tanısı koymak, özellikle o sırada hastanedeyseler oldukça zor olabilir. Kalp krizi veya felç gibi kardiyovasküler bir olay sırasında, tahmin edebileceğiniz gibi yorgunluk ve iştah değişikliği normaldir. Ruh sağlığı konusunda uzmanlaşmış ancak aynı zamanda kronik hastalık bilgisine sahip, yasal düzenlemeye tabi bir sağlık hizmeti sağlayıcısı ile teşhis görüşmesi yapmak önemlidir. Bu, zihinsel sağlık sorunlarınızın doğru bir şekilde tanımlanmasını sağlayacak ve bu serinin ikinci bölümünün konusu olacak olan uygun tedavinin başlatılmasını da tetikleyecektir.
Depresyon ve Kronik Hastalık Arasında İlişki Nasıldır?
Depresyon, kronik hastalığı olan hastalarda yaklaşık %10 oranında daha yaygındır. Örnek olarak kalp hastalığını ele alalım. Genel popülasyonun yaklaşık %5'i depresyondan muzdaripken, kalp hastalarında bu oran ortalama %20'dir. Ne yazık ki, genel popülasyonda olduğu gibi, kronik hastalığı olan kadınlarda depresyon oranları erkeklere göre daha yüksektir (ancak erkekler diğer ruh sağlığı durumlarından kadınlardan daha yüksek oranda muzdariptir). Depresyon oranları, hastalığın kalp yetmezliği adı verilen daha ileri bir formu olan hastalarda %30 civarında daha yüksekken ve bir kardiyak olay veya baypas ameliyatı gibi prosedür sırasında oran hastalarda yaklaşık %40'tır; bu sıkıntının bir kısmı doğal olarak geçebilir ancak yaklaşık üçte birinde depresyon devam eder. Çünkü depresyonun kendisi kronik ve tekrarlayıcı olma eğilimi gösterebilmektedir.
Depresyon ve kronik hastalık sonuçlarını birbirine bağlayan çeşitli mekanizmalar vardır. Bunlar artmış kan trombosit aktivitesi ve otonomik düzensizlik gibi fizyolojik mekanizmalardır. Depresyon ve kronik hastalığı olan hastalar genellikle tütün veya alkol kullanmak, fiziksel olarak hareketsiz olmak, sağlıksız beslenmek ve ilaçlara bağlı kalmak, tıbbi tavsiyelere uymamak gibi daha sağlıksız
yaşam tarzlarına girerler. Her iki duruma da sahip olan hastalar genellikle yaşam tarzlarının bir sonucu olarak obezite, yüksek tansiyon ve diyabet gibi daha fazla risk faktörüne sahiptir. Bütün bunlar iltihaplanmaya ve ardından klinik olaylara yol açabilmekle beraber genlerin rolü de oldukça etkilidir.
Yazının orijinaline Psychology Today, Identifying Depression in Patients with Chronic Disease başlığı ile ulaşabilirsiniz. Keyifli Okumalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Berra ALKAN Arşivi
SON YAZILAR