Her kim yada kimler tarafından, hangi konu ve konumda olursa olsun, Samsun"un gelişmesine kalkınıp büyümesine engel olabilecek yürürken “ayağının” takılıp da “tökezlemesine” sebep olacak bırakın “taşları”, “kayaları” bir “çakıl taşına” bile tahammülümüz yok…
Taş üstüne taş koyanı “minnetle” alkışlar…
Taş üstünden taş yıkanı “nefretle” anarız…
…
İşte bu yüzden;
Diyoruz ki, Samsun sosyal ve ekonomik hayatında bir adım daha ileri gitsin…
Diyoruz ki, Samsun hesabını bilen,hesaplı iş yapan ve hesap verebilen yöneticileri ile varolsun…
Diyoruz ki, Samsun “popülizmin” merkezi olmasın…
Diyoruz ki,“laf olsun torba dolsun” diye değil, sağlıktan,ulaşıma,eğitimden enerjiye gerçek anlamda “yaşanılabilir bir kentin”,“Aklın ve mantığın merkezi” olsun…
Diyoruz ki, hizmetler kentin her bölgesine eşit şekilde gitsin, hizmetlerde “pilot” “vitrin” gibi ayrıcalıklı uygulamalar olmasın…
Diyoruz ki, Samsun"un kaynakları, “işe yarar” yatırımlar için kullanılsın, iş başındakilerce, etraflara, yandaşlara, akraba-eş-dostlara “peşkeş” çekilerek “çar-çur” edilmesin, kuruluşlarını bir sonraki döneme “borçlu” olarak devretmesin…
Diyoruz ki, “İnsanların en hayırlısı insanlara hizmet edendir” sözünü tabelalara yazıp milletin gözüne değil, “beynine” ve “kalbine” soksun…İnsanının sevdiği hizmetlere “hoş geldin”, sevmediği hizmetlere “güle güle” desin…
Diyoruz ki, seçilmişler, yöneticiler ve idareciler, kentin “gerçekleriyle” plan ve projelerini yaparak verimli işlere imza atsın, görevlerini kötüye kullanıp “lafla peynir gemisi yürütmesin”…
Diyoruz ki, siyasilerimiz “siyaset adamlığı” ile “şaklabanlığı” birbirine karıştırmasın, seçim öncelerinde tutamayacakları sözleri vermesin, verdikleri sözleri yerine getirsin…Halkına karşı “mahcup” olmasın…
Diyoruz ki, kentin esnafından, eğitimcisine, çevrecisinden işadamlarına,turizmcisinden kültürüne sivil toplum kuruluşları “politika” yapmasın “asli işlerini” yapsın, “ortak aklı” kullanarak yerelde ve genelde “lobi” oluştursun, kente gelecek yatırımlarda Samsun için “dinamo” görevi üstlensin…
Diyoruz ki, Samsun ve Samsunlular bölgesinde “birinciliği” hak ediyor… Öyleyse, Samsun"un “önderleri” “halkıyla” birlikte “kent bilinci” ve “sorumluluğuyla” kenetlensin, buna göre hareket etsin…
Diyoruz ki, Samsun sahip olduğu tüm zenginlikleriyle dışarıda “doğru” ve “aktif” biçimde tanıtılsın… Samsun dünyaya açılsın…
Diyoruz ki, Samsun Türkiye"nin, yaşayanıyla barışık, sevgi ve saygının terk edilmediği, bugününden “mutlu”, yarınından “umutlu”  bir İl"i olsun…
Diyoruz ki, Samsun"da bu “potansiyel” var…Bu “güç” ve bu “enerji” var…Yeter ki, “kafalar”, “gerektiği” gibi “gereken” işlerle uğraşsın…
…
Kötü mü diyoruz?…
Olamaz mı diyoruz?...
Çok mu zor?...