Çocukların zekası artık ölçülemiyor

Çocukların zekası artık ölçülemiyor
Zeka testlerini güvenilir bulmadığını söyleyen Şenay Yılmaz: Eskiden zeka, sözel ve sayısal olmak üzere ikiye ayrılıyordu, şimdi ise bu ayrım çok fazla. Test sonucu yanıltabilir, skordan çok yetenek baz alınmalı...

Çocuk Gelişim Uzmanı Şenay Yılmaz, çocukların zekasını geliştirmeye yönelik özel bir reçete hazırladı: 
 Tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki; zeka kavramı artık eskisi gibi algılanmıyor. Bundan üç-dört yıl önce zeka; sözelciler ve sayısalcılar olarak ikiye ayrılıyordu. Bence bu ayrım artık daha fazla. Bana göre zekanın ölçülebilirliği tartışılır ama farklılığı fark edilebilir. Skorlamadan çok yatkınlığa bakmak gerektiğini düşünüyorum. 

SEKİZ ALANDA ZEKA 
 Zeka tanımlamasında kullanılan birçok test var. Uluslararası geçerliliği olan WSCR, Stanford Binet, Liter gibi testlerin mantığı; çocuğun kuvvetli alanlarını skorlayarak bulmak. Ancak uygulayıcı açısından baktığınızda farklı bir bakış, sizi çok zeki ya da zihinsel engelli gösterebilir. Testler sırasında uykulu ve yorgunsanız, motivasyonunuz düşükse ya da hastaysanız, çok farklı sonuçlar çıkabilir. Bu nedenle zeka testlerini çok güvenilir bulmuyorum. 
 Bu testler, 1950-1970 yılları arasında yaratılmıştır. Şimdiki çocukların genel kültürleri, donanımları ve bilgisayar çağında yetişmiş olmaları göz önüne alındığında, bilgilerin güncelliği de tartışılır. 
 Bana IQ'su 150 olan bir çocuk gelmişti, Einstein zekasında yani... Ancak çocuk muhakeme konusunda müthiş zayıf, iletişim becerileri müthiş geri ama resim yeteneği çok çok ileri bir düzeyde. Şimdi biz bu çocuğa üstün zekalı mı demeliyiz yoksa üstün yetenekli mi? İşte çelişki de burada başlıyor zaten. 
 Son yıllarda sekiz dalda zekadan bahsediliyor. Sözel (dil zekası), mantıksal (matematiksel zeka), görsel (uzaysal zeka), müziksel (ritmik zeka), bedensel (kinestetik zeka), sosyal zeka, içsel zeka, doğacı zeka. Bu zeka alanları, kişinin baskın olduğu yönlerini baz alıyor yani kişinin yetenek ve becerilerini ön planda tutuyor. 
 Birçok aile çocuğunun derse karşı isteksiz olduğunu ama konuşmaya gelince bilmediği şeyin olmadığını vurgular. Yaşıtlarına göre çok fazla kelime hazinesi vardır, dili çok pratik kullanmaktadır. Aslında bu kadar zeki olan bir çocuğun, matematik problemini çözerken zorlanmasını anlamsız bulmaktadırlar. Bence de öyle. Çoklu zeka kavramı da bu dengesizlikten gelişme şansı bulmuştur. Günümüzde birçok özel okulda çocuğun becerileri baz alınarak eğitim programları hazırlanmaktadır. Çocuk ileride iyi bir matematikçi olmayabilir ama çok iyi bir yazar olabilir. Çocuğun yeteneklerini en iyi kullanabildiği alanlarda zekası artmaktadır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.