26 Haziran seçimlerinde Halk AK Partiye ciddi bir ikaz etmiş olmasına rağmen AK Partinin bunu anladığını sanmıyorum veya anlamak istediğini düşünmüyorum. Neden böyle düşündüğüme gelince Devlet Bahçeli bas, bas Af çıksın zira cezaevlerinde sıkıntı var dedi ama AK Parti cephesi buna hiç yanaşmadı, oysa ki Devlet Bahçelinin bu konuda bildikleri vardı da ısrarla Af dedi. Yoksa Alaattin Çakıcı Cezaevinden çıksın diye söylediğine ihtimal vermiyorum. Ben şahsen Devlet Bahçeliye hiç oy vermediğim gibi MHP’li de hiç olmadım, ama ülkücülerin namaz kılanlarını çok severim, onların gerçek dava adamları olduklarına inancım tamdır. Örneğin Şaban Kılıç, Abdullah Karapıçak, Şefik Yazgı, Merhum Şanver Cora, Hasan Anayol, Seyfettin Dost gibi insanlar yıllardır görüştüğüm, sevdiğim ve değer verdiğim insanlardır. Ama bu MHP’li olduğum anlamına da gelmez, önemli olan şu partili, bu partili olmak değil kaliteli, ilkeli, imanlı ve ihlaslı insanlarla dost olabilmektir. Yıllarca siyaset yaptım, hayatımda hiç bir zaman siyasi parti liderleri için ne bir tartışmaya girdim nede eleştirdim, eleştiri kişilerin şahsına değil icraatlarına olur.

   Konuyu dağıtmadan tekrar konumuza dönecek olur isek, Hükümetin son seçimden önce ve sonra yaptığı veya vaat ettiği icraatlara bakıldığında tamamına yakını para ile ilgili konular. Örneğin İmar Barışı yasası çıkarıldı, 16 Milyon kişinin bu İmar barışından yaralanacağı düşünüldü ve Hazineye ciddi bir para girmesi söz konusu. Aynı şekilde Bedelli Askerlik konusu gündeme geldi ve yasalaştı,  bir milyon altıyüzbin kişinin bu yasadan yararlanacağı ve Hazineye yüklü miktarda bir para gireceği net ortada. Aynı şekilde Vergi barışı, alacakların yapılandırılması ve matrah artışı yasası çıkarıldı oradan da Hazineye ciddi bir paranın gireceği belli. Tüm bunlara itirazım yok, doğru şeyler bunlar, zira toplumun ihtiyacı olan şeylerin önünü açmak gerekir. Yıllardır evlerine elektrik su bağlayamayan insanların imar barışı nedeniyle evlerine elektrik su bağlamaları fevkalade güzel bir şey. Ayrıca kanunu inceledim vatandaşa elektrik su bağlamanın dışında verdiği en ufak bir hak da yok. Binaların yıkılması halinde eski imar hakları neyse onu alacaklar, yaptıkları kaçak kısımlara tekrar bina yapma hakları yok.

     Tüm bu olup bitenlerin yanında Devlet Bahçelinin önerdiği Terör suçları, Kadına şiddet ve cinsel istismar suçları hariç Af çıkarılması önerisine AK Partinin yanaşmamış olması gerçekten enteresan bir durum. Öyle inanıyorum ki Afla ilgili şöyle bir öneri gelseydi, aftan yararlanmak isteyenler her gün şu kadar para yatırıp çıkabilirler gibi bir öneri gelseydi anında yasalaşacağını düşünüyorum. Zira bu güne kadar çıkan kanunların tamamı bu minvalde. Basına düşen yeni Askerlik düzenlemesi de bu mantıkla hazırlanmakta, dokuz ay tek tip askerlik, üç ay temel eğitimden sonra kalan altı aylık kısmın parasını ödeyen terhis olacak ödeyemeyen Askerliğini yapacak. Bu yapılanlara anlam vermek mümkün, ama Hükümetin daha doğrusu Reisicumhurun Af konusundaki olumsuz tavrını anlamak mümkün değil.

    Cezaevleri öyle dolu ki insanlar yataklara nöbetleşe yatıyorlar, yerlerde yatanlar dahi şanslı olduklarını düşünüyorlar, hal böyle olunca da toplumsal bir sıkıntı ortaya çıkıyor. Cezaevlerindeki insanları orada tutmak onların o suçu bir daha işlemeyeceği anlamını taşımıyor, cezaevinde yatanlarla ilgili bir araştırma yapılsın, büyük bir kısmı aynı suçu tekrar işleyip Cezaevine geldiklerini görmek mümkün, burada yapılması gereken bu insanları suç işlemeyecek noktaya getirip toplumu da o insanları da ailelerini de rahatlatmaktır. Denetimli serbestlik çok güzel bir uygulama, bu uygulama biraz daha yaygınlaştırılıp denetim süresi uzatılabilir. Toplu Af çıkarmak sıkıntılı olabilir ama infaz yasasında bir değişiklik yapılarak ve Denetimli serbestliği biraz daha uzatmak suretiyle Cezaevleri rahatlatılabilir, toplum da rahat bir nefes alır.

    MHP seçim beyannamesinde Af konusunu çok ciddi bir biçimde seçim beyannamesine koydu, ayrıca Devlet Bahçelinin de tavrı belli, ayrıca Milletvekili adayları Kurban Bayramına kadar bu konuda gereği yapılıp Cezaevlerindeki insanlar Bayramdan önce ailelerine kavuşacak diye vaatleri oldu. Şimdi MHP meclis açılınca Kanun teklifi vericeğiz diyor, iyi güzel de meclisin açılmasını beklemeye ne gerek var, onlarca Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıktı, bu konuyla ilgili de çıkarırsınız bir kararname olur biter. Samsun cezaevinde çıkan olaylar bu  dediklerimin tezahürüdür, insanlar sürekli Cezaevinde kalınca ıslah olmak yerine tam aksine hırçınlaşmaktalar, oradaki psikologların, Din görevlilerinin onlara vereceği bir şey yok, yapılacak tek iş o insanları bir an önce çıkartıp dışarıda rehabilite etmektir. Benim işim bu doğruları yazmak, gerisi yetkili ve etkililerin işi. Kalın sağlıcakla