CEPCİ GAZETECİLERİN...

 

CEPCİ GAZETECİLERİN YALAN HABERLERİ

Keşke söylediklerim çıkmamış olsa da ben haksız olsam, zira şöyle bir geriye dönüp baktığımda ne kadar köşe yazısı yazmış isem tamamının istisnasız çıkmış olması beni sevindirmiyor, tam aksine üzülüyorum. Toplumu habercilik noktasında aydınlatması gereken bir camianın üç beş kuruş menfaat uğruna olayları nasıl tersine çevirip, haber yaptığını görünce gerçekten içim burkuluyor. Gazeteyi kurduğum gün, sırf bu tür olaylarla mücadele etmek için gazete kurduğumu yazmıştım, üzülerek ifade etmek gerekirse kurulduğumuz günden beri tek tabanca gidiyoruz, ikinci bir basın kuruluşu çıkıp, doğruları yazmaya cesaret edemiyor.

Bir şehrin üzerine adeta kabus gibi çöken bu tür insanlar, yaptıklarından utanmak yerine sanki çok güzel bir şey yapıyormuş gibi ortalıkta dolaşmaları, insanı çileden çıkarıyor. Bir akşam yemeğine, bir şişe yetmişlik rakıya, Saathane'de çalışan bir amelenin yarım günlük yevmiye karşılığında haber yapan insanların olduğu bir topluma bu mesleği yapmanın ne kadar zor olduğunu anlamanız için daha fazla yazmama gerek yok. Kurulduğumuz zaman bu işi beş yıl yapacağım daha sonra bırakacağım demiştim ama baktım ki geriden gelen nesil de ağabeylerinin yolunda gidiyor , onların da şahsiyetli olmak gibi bir niyetleri yok, o zaman bu işi biraz daha kapsamlı yapmak gerektiğine inandım ve WEBTV kurmaya karar verdim. Nasip olursa Haziran ayının başından itibaren canlı yayında sizlerle buluşacağız, dilediğiniz soruları soracaksınız, biz de cevaplayacağız.

Dün akşam adeta telefonlarım kilitlendi, Babamı ve Annemi ziyarete gitmiştim iki kelam etmeden yanlarından ayrılmak zorunda kaldım. Neden telefonların kilitlendi derseniz; adamın birisi hiç okunmayan internet sitesini okutabilmek için ısmarlama yapılan habere sazan gibi atlayıp sitesine koyunca, ortalık savaş alanına döndü, neymiş efendim 'Osman Çetinkaya görevden alınmış, mış, mış da mış, mış'. Bir insan bu kadar aymaz, bu kadar vurdumduymaz nasıl olur anlamış değilim, bir haberi siteye veya gazete sayfasına koyabilmek için yetkili birisinden beyan alırsınız, onun üzerinden haber yaparsınız, sırf bir insanı yıpratmak ve birilerinin gönlünü yapmak için bu kadar sorumsuzca haber nasıl yapılır anlamış değilim.

Bunu yapan arkadaş yaşı benden küçük olsa da bu meslekte benden çok eski bir arkadaş, meslek hayatında yükselmek yerine sürekli geriye doğru bir düşüş yaşayınca internet sitesi kurmak zorunda kaldı, kurduğu siteyi kimse okumayınca bu kez sansasyon olabilecek bir haberi siteye koyup tıklanmasını sağladı, ardından da kendince bir manevra yaparak birilerinden görüş almak sureti ile kendi yaptığı haberi kendisi yalanladı. Habercilik mantığında böyle bir olay olamaz, bir dedikodu üzerine haber yapılamaz, dedikoduyu araştırıp doğrusunu öğrenip ona göre yaparsınız ama bu bizim uyanık şark kurnazlığı yapıp önce dedikoduyu haber yaptı ardından ise yan yattı, çamura battı mantığı ile kendi yaptığı haberi kendisi yalanlamak zorunda kaldı, buna şark kurnazlığı denir ama bu arkadaş maalesef kurnazlık yapacağım derken çok kötü faka bastı, kendi kazdığı kuyuya kendisi düştü.

Bu arkadaşı eskiden çok severdim hatta sıkıştığında zaman zaman para yardımında da bulunurdum kendisine, amma ve lakin son beş yıllık süreçte hiç hoş olmayan ve kendisine yakışmayan davranışlarda bulunduğunu görünce kendisinden soğudum, bu arkadaşımız da başkaları gibi bana sataşarak prim yapmaya çalışıyor ama sataşanların akıbetine bir baksın ondan sonra ne yapacağına karar versin. Bu arkadaşa ve herkese tavsiyem başkalarının aklı ile değil kendi akılları ile hayatlarını idame etsinler, başkalarının verdiği akıl onlara yarar, hele hele bu arkadaşımıza akıl veren siyasetçiler o kadar merhametsiz, o kadar vicdansız, o kadar gaddar insanlar ki anlatamam.

Hangi işi yaparsanız yapın kendi ayaklarınız üzerinde durmayacak iseniz, o işi kendi adınızı kullanarak yapmayın, kimin adına yapıyor iseniz onun adına yapın, davul sizde tokmak başkasında olur ise rezil olmaya mahkumsunuz. Hele hele yaptığınız işi merhametsiz siyasetçiler adına yapıyor iseniz vay geldi başınıza… Siz siz olun asla ve kata aklınızı, ruhunuzu, inançlarınızı kiraya vermeyin, velev ki Bektaşi kültüründen olun, siz yine de kiraya vermeyin. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, arkadaşlarıma akıllarını başlarına almalarını aksi halde çok daha kötü günlerin kendilerini beklediğini hatırlatırım. Kalın sağlıcakla


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR