BÜYÜK TÜRKİYEM’E DOĞRU…

Büyük olmak, lafla olmaz.
Büyük Türkiye;
“Türk'üm… Doğruyum… Çalışkanım…
Demekle de olmaz.
Türkleşmek… İslamlaşmak… Muasırlaşimak…
Demekle de hiç olmaz.
Muasır olmak;
Avrupalılaşmak…
Laikleşmek…
Mini eteklileşmek…
Geçmişine sövmek…
Osmanlı'yı yerin dibine batırmakla da
O L M A Z.
Biz Asr-ı Saadetleşmek diyoruz;
Ama henüz çok erken!
Bari muhafazakar Türkleşmek diyelim.
Öyle birşey olalım…
2023 hedeflerine hızla yol alalım…
İşte bugün;
29 Ekim;
Cumhuriyet Bayramı!
Asya'dan Avrupa'ya;
Dört dakikada geçmek Bayramı!
Tarihi İpek Yolu'nun;
Adından söz edilme Bayramı!
Londra'yı…
Çin'e…
Şanghay'a bağlama Bayramı…
Marmaray açılış coşkusu böyle!
İkinci bir coşku da;
Uzun menzilli hava savunma sistemleri
ihalesini Çin kazandı deniyor;
ama bu bir oyun!
Türkiye ayakları üzerine durmayı;
Dünyaya haykırmak oyunu!
Belki de Çin'e verilmez.
Çünkü Türkiye NATO ülkesi;
Bütün askeri yapılanmamız;
Amerikan güdümlü…
Avrupa Birliği güdümlü!
İşte F16 uçaklarımız;
İsrail'in emrindedir.
Öyle bir elektronik aygıtı var ki;
İsrail istemezse havalandıramazsın.
Yerinde kıpırdatamazsın.
Nice elektronik mühendisimiz;
Esrarengizlikler içinde ölü bulundu.
Kim öldürdü?
Pek de belli değil!
Ama en büyük korku kaynağı;
İsrail!!!
ASELSAN'ı istemiyor.
Elektronik yapılanmayı tekeline almış.
Kimseye sır vermiyor.
Elektronik mühendisleri;
En büyük düşmanları;
Çok büyük gizli savaş var.
İsrail, Türkiye'nin elektonikleşmesini;
Adım adım izliyor.
Öldürmeler… adam kaçırmalar var.
Isparta'da Atlas havayolu kazasında;
Bir düzine elektronik mühendisi yitirdik.
İşte Çin'in kazanmış gözüktüğü;
Uzun menzilli hava savunma sistemleri
İhalesi o kadar da kolay değilmiş.
Bunu Erdoğan da biliyor.
Ama NATO devletlerini…
Amerika'yı uyarmış oluyor.
Zaten uzaya gönderilen uydularımız da;
Bu amaçla gönderilmiş;
En az üç uydu daha gönderilmesi gerekiyor.
Ama Türkiye;
Artık kendi ayakları üzerinde durma;
Savaşını dünya anlamış gözüküyor.
Artık Türkiye'm;
Kendi ayakları üstünde duracak!
Memurunun maaşını ile ödeyemediği;
O günlerden;
IMF borçlanmalarıyla;
Memurunun maaşını ödeyebildiği
O karanlık günlerden
bugünlere nasıl geldik.
O zamanlar Başbakanlarımız;
29 Ekimlerde;
Çok çok nutuklar atardı.
Hele o törenler neydi!
Memurunun maaşını ödemeyen devletimiz;
Ergenekoncuların;
Şimdi Silivri'de;
Devletin misafiri olan
O yüksek rütbelilerin;
19 Mayıs;
29 Ekim günlerinde;
Devletin trilyonlarını harcadıklarını;
Muhteşem törenlerle;
Devlet kutlamaları düzenlediklerini.
Çok gördük.
Öğrenciler;
Her bayram için;
Okullarında;
Derslerini hiçe sayarlardı;
Bayramöncesi;
İki ay…
Üç ay provalarla;
Günlerini geçirirlerdi.
Dersler hiç önemli değildi.
Kızlarımız;
Çıplaklaştırılırdı.
Erkek çocuklarımız da
Kurbanlık sürüler gibiydiler.
Şehitlik duygusu alay konusuydu.
Kadeş rezaletini;
Bilmeyenlerimiz var mı?
Çanakkale şehitlerini anmak mı?
Kadeş gemisine doldurulan gençler;
Kız-erkek karmasında;
Koç katımında;
İçki… fuhuş rezaleti içindeydi.
Adı da Cumhuriyet Bayramıydı.
İşte 29 Ekim!
İşte Marmaray coşkusu!
Sonuç itibariyle,
denizcilik sektörü gelişiyor;
Türkiye kendi uçak gemisini;
'Yerli İmkan ve Kabiliyetleri' ile
yapabilecek güce geliyor.
Kendi ayakları üzerindeki Türkiye!
''2016 yılı yerli katkıyla askeri gemilerde,
alt sistemlere inildikçe artan yerlilik oranı;
yerli kaynakların yurt içinde kalmasına
imkan ve olanak sağlamıştır.
Uzun menzilli hava savunma sistemleri ihalesini
Çin kazandı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR