BÜYÜĞÜNE NASIL DAYANACAĞIZ?

Ülke olarak büyük acı içerisindeyiz. Elazığ merkezli depremi ülke olarak hep birlikte yaşadık, deprem neredeyse ülkenin her yerinde hissedildiği gibi Samsun’da da hissedildi ama teselli edici tarafı bu kadar büyük depremde ölü sayısının beklenenin altında olmasıdır. Elbette bir kişinin dahi ölümü hepimizi derinden üzer ama daha önce İzmit’te yaşanan 7.4 şiddetindeki depremde ölenlerin sayısına bakıldığında bu rakam çok daha teselli edici bir rakam. Ölü sayısının az olmasının en önemli nedenlerinden biri depremin yaşandığı bölgenin yeni yerleşim bölgesi olması ve binaların yeni olmasıdır. Dikkat edilirse eski binalar yıkıldı, yeni binalara bir şey olmadı. Gönül isterdi ki hiç ölüm olmasaydı ama Allah’ın takdirinin önüne geçmek kulların işi olmadığına göre yapacak bir şey yok. Allah’ın takdiri deyince aklıma Zilzal Suresi geldi. Cenab-ı Hak, Zilzal Suresinde “Yer, o şiddetli sarsıntıyla sarsıldığı, yer ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insan bana ne oluyor dediği zaman o gün (yer) haberini anlatacaktır...”

Kıyametin kopmasıyla ilgili Kuran-ı Kerim’de pek çok ayet vardır, dağların pamuk gibi atılacağından bahseden ayet-i kerimelerden tutun da denizlerin kabarıp yeryüzünü kaplayacağına varıncaya kadar pek çok ayet-i kerime var. Toplum olarak bunları okumamıza rağmen sanki hikâyeymiş gibi algılayıp ayetlerin derinliğine inmiyoruz. Ne zamanki bize göre çok büyük ama Rabbimizin anlattığına göre çok küçük bir yer sarsıntısı olunca yer yerinden oynuyor. Bu kadar küçük bir deprem adeta binaları yerle bir ederken Kuran-ı Kerim’de anlatılanlar gerçekleştiğinde ne yapacağız, onu düşünmek bile istemiyorum. Düşünebiliyor musunuz, dağların yeryüzünün ağırlığı olduğunu Kuran-ı Kerim anlatmakta, dağların pamuk gibi fırlatıldığı bir zamanda halimiz nice ola... Rabbim o gün hepimizi muhafaza eylesin. Adem Peygamberden bu güne kadar yaşamış olan tüm toplumlar bu tür musibetlerle karşılaşmışlar, inananlar bu imtihanları vermişler, inanmayıp nankör olanlar ise helak olup gitmişler.

Her dönemde Peygamberlere inananlar azınlıkta kalmışlar, inanmayanlar ise çoğunlukta kalmışlar. Kuran-ı Kerim’de anlatılan kıssaların dışında Kısas-ı Enbiya’da yani peygamberler tarihinde anlatılan o kadar enteresan olaylar var ki aklınız şaşar. Nuh Tufanı ve Lut Kavminin helak oluşu dışında o kadar çok olay var ki anlatmakla bitmez. Burada dikkatimi çeken nedir bilir misiniz, biz bu güne kadar bir toplumda kötüler yüzünden iyiler de helak olur diye biliyorduk ya okuduğum kitaplar hiç de öyle söylemiyor. İnanan toplumların hiçbirisi helak olmamış sadece azgınlar helak olmuş, inananlar ise kurtulmuşlardır. Geçmişte yaşanan olaylarla bugünkü toplumu karşılaştırdığımızda aralarında ufak tefek nüans farklılıkları olmakla beraber tamamı benzer şeylerden oluşmakta. O zamanki toplumlarda da Allah’a iman noktasındaki inkârlarla bugünkü inançsızların durumu çok farklı değil. O zaman peygamberlere iman etmeyenler mucize istemişler, peygamberler Allah’a yalvarıp mucize göstermişler ama inanmayanlar yine iman etmemişler ve sonunda helak olmuşlar. Şimdiki toplumda da durum çok farklı gözükmemekte.

Bazen oturup düşünürüm, 'Bu insanlar nasıl olurda bu kadar sapkınlık içerisinde olurlar?' diye. İskender Evrenesoğlu gibi bir sapkının cenaze merasimine üç bin kişi katılmış ise söylenecek bir şey bulamıyorum. Hasan Sabbah’ın Haşhaşileri tam iki yüz yıl krallıkla yönetilmişler, İran’daki krallardan tutun da Selçuklu hükümdarlarına varıncaya dek pek çok kralın baş edemediği, Alpaslan’ın dahi yok edemediği bu sapkın tarikatı Hülagü Han yok etmişti. Ensest ilişkinin meşru olduğu sapık bir tarikat olan Haşhaşi Tarikatının bugün devamı yok ama toplumda yaşanan o kadar kötü şeyler var ki Haşhaşi Tarikatından daha beter. Televizyonlara bakıldığında o kadar kötü şeylere şahit oluyoruz ki anlatamam. Kadın kocasından kaçıp başkasıyla evleniyor, ardından eski kocasıyla yeni kocası karşı karşıya geliyor ve ikisi de mutlu, insan aklını kaçırıyor. Şu İstanbul Sözleşmesi bir an önce ortadan kaldırılmalı yoksa aile mefhumu diye bir mefhum kalmayacak. Bu kadar rezaletin yaşandığı bir toplumda şayet büyük deprem gelmeyip hepimiz helak olmadıysak demek ki hala daha bu toplumda Allah’ın sevdiği Allah dostları var diyorum ve sözlerime son veriyorum. Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR