BUNCA UĞRAŞA RAĞMEN...

 

BUNCA UĞRAŞA RAĞMEN SONUÇ ALINAMADI


Hangi makamda olursanız olun, hangi koltuğu işgal ederseniz edin palyatif(geçici) tedbirlerle, zorlamalarla sonuç alma şansınız yoktur. Toplumu ahmak zannedenler kendilerinin ahmak olduğunu unutmasınlar, zira toplum neyin ne olduğunu, kimin neyi neden yaptığını çok iyi biliyor. Karunlar, Nemrutlar, Firavunlar topluma ne kadar zulmetseler de toplumun gönlünü alamadıkları bir gerçektir. Gerek yaşadıkları toplumda gerekse kendilerinden sonraki toplumlarda, gerekse yüce kitabımızda bu tür insanların tamamına lanet edilmiştir.

Ellerine yetkiyi geçirenler kendilerini ilah zannediyor iseler çok yanılıyorlar, insanların telefonlarını dinleterek, yapılan konuşmalardan cımbızla kelime çekip insanları yargılamaya kalkmaları çok ama çok gülünç bir olay. Dilerseniz bu konuyla ilgili çok yakın zaman diliminde başımdan geçen bir olayı sizinle paylaşayım. Zaman zaman koyun kellesi yerim bu işi yapan Saathane'de iki yer var, her ikisi de güzel kelle pişirirler, yerleri küçük olduğundan pişmiş kelleleri aldırıp işyerinde yerim. Bir kaç hafta önce bir arkadaşım aradı ''kelle getirip yiyelim'' dedi. Ben de olur dedim, telefonlarımızı dinleyenler arkadaşımı arayıp kellenin ne anlama geldiğini, acaba kelleden kasıt nedir? diye merak etmişler adamlar her şeyimizden bir anlam çıkarmaya çalıştıklarından neden böyle konuştuğumuzu sormuşlar sizin anlayacağınız arkadaşım tam bir saat kelle ifadesi verdi.

Ben o kadar açık ve net bir insanım ki hiç bir şeyimi saklamam bir adama kızarsam açıkça söylerim şifreli konuşmama gerek yok. Geçenlerde Ak Partili bir ilçe Başkanı bir bayanla aracında olduğu halde fotoğrafı çekilmiş fotoğrafı çeken arkadaş beni aradı ne yapalım dedi, kopar kafasını, çek resmini yapalım onu manşet dedim, bunu söyleme nedenim ilgili arkadaşa olan kızgınlığımdır, bu arkadaşın yaptığı bir çok yanlışı bilmeme rağmen sırf partisine zarar gelmesin diye haber yapmadım ama baktım bu arkadaş iyi niyetten anlamıyor hala daha maocu leninci gazetelerle işbirliği yapıyor o zaman bizde gereğini yapalım dedik yakında resimleri yayınlarız.

Bu kadar izahtan sonra gelelim asıl konumuza. Son günlerde şehrimizde hiç te hoş olmayan bazı tatsız olaylar yaşanıyor, bir haber ajansının Bölge Müdürü hiç haketmediği bir biçimde görevinden alınıyor, bu da yetmezmiş gibi adama saçma sapan iftiralar atmak sureti ile onuru ile oynuyorlar, bu yapılanlar yapılırken arkadaşımızı bu göreve atayan siyasi iradeden izin alınarak yapılıyor olması insanı çileden çıkarıyor. Peki bu arkadaşımızın suçu ne? derseniz suçu onu buraya atayan siyasi iradeye aklını kiraya verip onun dediği adamlarla oturup kalkmıyor, onun dediği kişilerle birlikte siyaset yapmıyor, kendi hür iradesini kullanıp aklının ve iradesinin dediğini yaparak bizimle arkadaşlık yapıyor olmas. Sen misin bunu yapan! Senin iş akdini feshettiririm, sadece onunla da kalmam Başbakan'ın aleyhinde konuştuğunu, hatta hakaret yaptığın yönünde sana iftira attırırım, bu yönde ajansta çalışan personele de baskı yaptırarak senin aleyhinde ifade verdiririm. Senin aleyhinde ifade vermeyen personelin de iş akdini fesh ettiririm.

Şimdi size soruyorum ''bunu yapan zihniyet kim olursa olsun Firavun'dan, Nemrut'dan, Karun'dan ne farkı var?'' söyler misiniz bana. İnsan düşmanı ile mücadele ederken ona bir kaçış yolu bırakmak zorundadır,aksi halde savaşın meşruiyeti olmaz. Siz adamı önce Bölge Müdürlüğünden alın, ardından iş akdini feshedin, bunlar yetmemiş gibi birde iftira atın. Bunu yapanlar o kadar vicdansız o kadar insafsız insanlar ki adamı öldürüyorlar yetmiyor bir de ölüsüne kurşun atarcasına sakın ha Adnan bahadır ile beraber olma diye üzerine baskı yapmaları akıllara durgunluk verecek boyutta bir zulüm.Bu arkadaşlar beni tanıyamamışlar ben dost dediğim adama ölümüne sahip çıkarım varımla yoğumla, çoluğumla çocuğumla, ölümle dirimle yanında olacağımdan şüpheleri olmasın.

Sözlerime son verirken asıl konumuza birazcık değinmek istiyorum. Dün TSO'nun önderliğinde yapılan Bakan Kılıç'ı karşılama töreni organizasyonu onca uğraşa onca araç kiralanmasına, mesaj çekilmesine rağmen başarısız oldu manşet resminden de gördüğünüz gibi ancak yüz kişilik bir grup vardı. Alanda organizasyonun başarısız olmasının nedenlerini biraz araştırmalarını tavsiye ederim. TSO bir sivil toplum kuruluşudur parti organı değildir. Bakan şehrin Bakanı olabilir ama Bakan yanlış yapmış ise savunması ne TSO'ya, ne TSO Meclis Başkanlığı'na, ne de Esnaf Odalarına düşer. Savunulacaksa mensubu bulunduğu parti savunur. Bir kaç ay önce yapılan Hazine operasyonunda tutuklu bulunan Milli Emlak Müdürünün Cezaevinden maliye Müfettişlerine verdiği ifade elimize ulaştı. Yayınladığımızda ak ile kara ortaya çıkacak, bakalım o zaman kim kimin arkasında duracak. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR