BUGÜN BİRKAÇ KONUYA...

BUGÜN BİRKAÇ KONUYA DEĞİNMEK İSTİYORUM

 Önceki gün Çarşamba'ya bazı ziyaretler için gidince işler birikti ve dün biriken işleri halledebilmek için bir hayli mesai harcamak zorunda kaldım. Bu yoğunluktan zaman bulup gazeteleri dahi okuyamadım, akşam eve gitmek üzere iken gazetelere şehirde olup bitenleri öğrenmek adına gazetelere bir göz atma fırsatım oldu, gazeteleri okuyunca önceki gün yazdığım köşe yazısında ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anlama fırsatım oldu. Köşe yazımda siyasette safların belirmeye başladığını belirtmiştim gerçekten de işler dediğim gibi cereyan etmeye başladı.

Daha önceki köşe yazılarımda hayvanlar aleminden bazı isimleri canlandırarak topluma sunduğum kişiler yalancı şahitler bulmak sureti ile o isimler anıldığında şehirde herkesin kendilerini hatırladığını söyleyince,hakim tazminat vermek durumunda kaldığından şimdi literatüre yeni isimler eklemek zorunda kaldım. Eski bir siyasetçinin adını bundan sonra su aygırı olarak anmak zorunda kalacağım, yine bir yalancı şahit bulup bu şehirde su aygırı dendiğinde akla falanca gelir dese de yapacağı çok fazla bir şey olamaz zira adı daha önce mahkeme kararı ile tesçil edildiğinden nafile uğraş vermesine gerek yok.

Su Aygırı olan arkadaş bir gazeteyi arka planda finanse ederek oradaki kendisi gibi üç kağıtçı olanlarla birlikte bazı planlar yaptığı açıkça ortada. Ancak su aygırına tavsiyem bizim de kendimize göre bazı planlarımız olduğunu unutmamasıdır. Su aygırı kontrol altına aldığı gazete marifeti ile Osman Çetinkaya'yı yıpratmaya çalıştığı açıkça ortada ancak bu işi yapmaya kalktığı adamlar o kadar kalitesiz ki toplum onların sadece Allah bir Peygamber hak ifadesine inandığından başarılı olma şansı yok. Su aygırının en büyük işbirlikçi ortağı çingene bozuntusu işkilo olup bu işkilo kendi kızı yaşındaki bayanla gayrimeşru yaşamaktan utanmayan bir hayasızın teki olduğundan şimdilik üzerinde fazla durmak istemiyorum ancak gerekirse ileride ele alırım.

Konularımızdan birisi Mehmet Akif İmam Hatip Lisesi isminin değiştirilip kazancında şaibe olduğu iddia edilen bir iş adamının isminin verilmek istenmesi konusudur. Bu konuda bir çok arkadaş yeter ki okul yapılsın kimin adı konulursa konulsun diyor ancak okulun adı daha önce verilmemiş olsaydı belki makul karşılanabilirdi fakat İstiklal şairimiz, Taceddin Dergahı mensubu, büyük mütefekkir, dava adamı, ilim adamı, şair, yazar, Kurtuluş Savaşı esnasında köy, köy gezip camilerde kurtuluş mücadelesi için vaazlar veren adı Başbakan'ın ağzından hiç düşmeyen bir insanın adının kaldırılıp, kazandığı paranın meşruluğu tartışılan bir iş adamının adının verilmiş olması çok yanlış bir davranış olduğu kanaatindeyim.

1981 yılında Of'ta İmam iken İstanbul'dan Hacı Mahmut Efendi görev yaptığım Camiiye gelip vaaz etti, vaazdan sonra cemaatin sorularına cevap verirken cemaatten birisi kalkıp “Hocam kızlarımız veya eşlerimiz başlarını açıp ilim tahsil etmeleri caiz midir?” diye sorduğunda Hacı Mahmut Efendi'nin verdiği cevabı hiç unutamıyorum, verdiği cevap ise “O bahsettiğin iş helada Kuran okumaya benzer” demişti. Mehmet Akif İmam Hatip Lisesi'nin adının da kaldırılıp kazandığı paranı şaibeli olduğu iddia edilen bir kişinin adının bu okula vermilmiş olması bana bu sohbeti hatırlattı. Ayrıca bu işin banisi olan milletvekiline hiç sorulmadan böyle bir tercihe gidilmiş olması çok yanlış, onca uğraş verip yapılacak okula İHH'ya yurt yaptırma protokolünü imzalatmış, merhum babasının vasiyeti gereği bu işin yapılması için kendisini ortaya koymuş olmasına rağmen kendisi ile hiç istişare edilmeden böyle bir yola başvurulması çok yanlış olduğu kanaatindeyim.

İkinci konumuz dün Salih Parlak Hocam köşesinde beni de zikrederek ta yirmibeş yıl öncesine dayana bir espiriyi dile getirerek bana şeyhum demiş. Aslında benim şeyhim kendisi olup, bundan yirmi yıl önce Tarikati Nakşibendiyyenin Salihi Sürmenevi kolunu kurmuştum, ben de Adnani Ofi olarak Karadeniz Umumi Temsilcisi ve başbayii idim. Demek ki şeyhim bana el verip, bu bölgede benim de onun adına şeyhlik yapabileceğimi köşesinde beyan etmiş, kendisine şükranlarımı sunuyorum, ayrıca bir köşe yazımı bu tarikatın esaslarına ayıracağım.

Üçüncü konumuz resmi ilanımızın kesildiği için çok üzülen bazı dostlarımızın üzülmemesi adına bir açıklama yapma gereği duydum, resmi ilanımız kesilmedi sadece denetim yapan denetmenlerle aramızda geçen tartışma sonucu yeniden denetlenmemiz gerekti, bir gün dahi resmi ilan almamamız söz konusu olmadığı gibi gazete içerisindeki sayfalarda resmi ilanları görmeniz mümkün. Hayatlarını bize düşmanlığa adamış arkadaşlarımıza önümüzdeki günlerde çok güzel sürprizlerimiz olacak haberleri olsun. Kalın sağlıcakla


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR