Böyyükşehire Böyyük AK Partili Daire Başkanı

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, bizim Vezir Hazretleri"nin en büyük özelliği muhafazakar düşmanlığıdır. Siz "Başınızı mı kapatıyorsunuz" onun en büyük düşmanısınız. Bırakın sakalı, bıyık bırakmaya dahi tahammülü olmayan bir insandan din adına, diyanet adına bir şey beklemek abesle iştigaldir. Hapishanede yatarken bıyıklarımı kesecek makas bulamadığımdan dibinden kazıtmam gerekince bizim koğuş ağasını ısrarla bıyıklarımı kesmemi istediğini bildiğimden, dedim ona ki; “Ağam ben senin hatırına bıyıklarımı kazıyayım, sen de benim hatırıma bir sefere mahsus namaz kıl.” Hani bir sefer kılarsa alışır da devam eder düşüncesiyle söyledim, ama bizimki “Olmaz” deyip, kesti attı. Ben yine de bıyıklarımı kazıdım, zavallı serciom çıktıktan sonra da uzun süre onlardan korkusuna bıyık bırakamamıştı. Uzun zamandır göremediğimden şimdi bırakıp, bırakmadığını bilmiyorum. Bu insanların inançlı insanlara, dine bakışları maalesef bu, ne diyelim, Allah ıslah etsin.

 Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü Büyükşehir"de olup biten bazı olaylarla ilgili yazdığım yazıları tamamen evraklara dayalı yazmıştım, ancak bürokrat arkadaşlar zarar görür endişesi ile bazı ayrıntıları vermek istememiştim. Çünkü, bazıları o bilgileri benim bazı bürokratlardan aldığımı sanılır da, arkadaşlarımız zarar görür, endişesi ile kaleme almadım. Ancak daha sonra yazmadığım bazı gerçekleri yazmam gerektiğini anladım. Çünkü bazı olayları anlatmayınca, farklı anlaşılmalara sebep olduğunu görünce olayları biraz daha açık ve net bir biçimde yazma ihtiyacı hasıl oldu; Öncelikle şunu beyan etmem gerekiyor. Büyükşehir Belediyesine her yıl Sayıştay müfettişleri gelir, bu müfettişler tuttukları raporları idareye verir, idare bu raporları ilgili memurlara ve meclis üyelerine vermek zorundadır,hatta vatandaşın talebi doğrultusunda vatandaşa dahi vermek zorundadır. Ancak 2007 yılında yapılan teftiş raporu meclis üyelerine verildiği halde 2008 yılındaki teftiş raporu verilmedi. Çünkü, o teftiş raporunda çok yüklü miktarda zimmet çıktı, memur arkadaşlar o kadar sıkıntılı bir duruma düşmüşler ki sormayın gitsin. Ancak satınalma müdürü arkadaşımıza tek kuruş bile zimmet çıkmamış, nedeni ise Mehmet Bey kardeşimiz daha önce geldiği dairede de bu tür işlerle ilgilenmiş, alım, satımın, müfettişin ne olduğunu bildiğinden, hata yapmamak için elinden gelen her şeyi yapmış. Bizim uyanık yönetim Mehmet Eş"e her istediğini imzalatamayacağını görünce bu kez yapılan alımlarda başkalarına imza attırmışlar, şu meşhur Amisos firmasından satınalınan malzemelerin bir tanesinde dahi onun imzası yok. İşi Fen İşleri Daire Başkanlığı üzerinden yürütmüşler. Aslında olay ne zaman patlak veriyor biliyor musunuz?  Bundan dört yıl önce satınalma müdürlüğü görevine atanan Mehmet Eş geldiği dairede idari ve mali işler müdürlüğü yaptığından ilk bir yıl olup, biteni setretti o zamanlar ben de orada çalışmakta olduğumdan yakinen tanıdığım bu arkadaşımızın en ufak bir hatasını görmemiştim. Hatta yanıma çağırıp, kesinlikle en ufak bir yanlış yapmamasını, yaptırmak isteyen olursa bana söylemesini söylemiştim. İlk bir yıl etliye sütlüye karışmadan çalışan arkadaşımız, bir yılın sonunda kendi ilkelerini ortaya koyarak, yanlış olan hiçbir evraka imza atmayacağını söylüyor ve imzalamıyor. Bunun üzerine bizim kayıkçıbaşı Mehmet Eş"i yanına çağırarak bu işleri neden imzalamadığını, Belediyeciliğin risk alma işi olduğunu, kendilerinin aldığı halde Mehmet Eş"in neden almadığını sorunca, “Benim hapse girmeye niyetim yok. Siz yaptınız da ne oldu. Çok mu iyi oldu”  deyip, yapılan teklifi reddetmesi üzerine kendisine bu tür yanlış işler daha getiremiyorlar ve işleri farklı yerlerden görmeye başlıyorlar. Ne zaman ki Amisos Firması ile ilgili yazıyı yazıyoruz, o işi Mehmet Eş"e ihale etmenin planlarını kuruyorlar. Çünkü Mehmet Eş muhafazakar bir insan. Müfettişin tuttuğu rapora verecekleri cevapta, “Bizim haberimiz yok. O arkadaşımız bize sormadan, o evrakı imzaladı” diye cevap yazacaklardı. Hatta bunu Kayıkçıbaşı"nın aleni bir biçimde dillendirdiği, dillerden dillere destan gibi dolaşıyor. Bu numarayı da yutmayan Mehmet Eş, onlara hiç lazım değildi, derhal, behemhal, personel nakil bildirimi dahi yapmadan, farklı bir bölüme görevlendiriyorlar. Bu arkadaş birinci derecede memur ve herhangi bir suç işlememiş. Tam aksine yasalar ve yönetmeliklere bağlı kalmanın mücadelesini vermiş, ama maalesef ödül alması gerekirken cezalandırılıyor.

            İşte bizim Vezir Hazretleri ile Kayıkçıbaşı"nın adaleti, aynı aslan ile tilkinin adaletine benziyor. Ne güzel değil mi, şimdi bizimkiler Yazı İşleri ve Kararlar Daire Başkanlığına Böyyük AK Partili Gençlik ve Spor İl Müdürü Şahin Eker"i alıyorlar. AK Parti İl Başkanı da bu işe onay vermiş! (Soran varsa tabi). Düzgün iş yapan adam muhafazakar diye cezalandırılıyor, yıllardır Ak Partiye savaş açmış, Fatih Öztürk Bey Gençlik ve Spor İl Müdürü iken onu koltuğundan kaldırıp, mahkeme kararı ile oraya oturmuş, işi gücü AK Parti"nin aleyhinde konuşmak olan bu adamı AK Partili Belediye Başkanı Daire Başkanı yapmak üzere Muvafakatını istemiş. Yakında atamasını yapacak. Sizin anlayacağınız Lordlar kamarasının kararı gereğince Şahin Eker Belediyeye alınmış. AK Partili Bakan, Vekiller, İl Teşkilatı yerinde oturup, seyrediyor. Özür dilerim, arkadaşlarımızın nöbet tuttuğunu unutmuştum. Herhalde nöbetten sıra gelip, bu işlere bakamıyorlar. Hay Allah Ramazan"da bu insanların günahını almak da doğru değil ama onlar nasıl olsa bu dünyada dokunulmaz, bakarsınız öbür dünyada da dokunulmaz olurlar da günahları olmaz, onun için yazmakta beis görmüyorum. Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR