BİZ KORKULARIMIZI KERBELA'DA BIRAKTIK

Avut Mahallesi'nde vatandaşlarla bir araya gelen ve söz alan Tufan Akcagöz, " Avut Mahallesi'nde on sekizincisi düzenlenen bu şenliğin daim olmasını diliyorum. Sizler, uzaktan yakından bu şenliğe iştirak ettiniz. Ne iyi ettiniz de geldiniz. Bu şenliğe renk kattınız. Sizler, çok önemli bir kültürü temsil ediyorsunuz. Alevi Bektaşi kültürü, iyi ki bu topraklara gelmiş, iyi ki bu kültürün ve birikimin eli bu topraklara değmiş. İncinsen de incitme diyen bu felsefeye bu gün o kadar çok ihtiyacımız var ki. Bir kez gönül kırdın ise bu kıldığın namaz değil diyen düşünceye bugün olabildiğine özlem duyuyoruz. Neden? Çünkü, saygı sevgi azaldı. İnsanların çıkarları ve kavgaları çoğaldı. O nedenle siz, bu tür şenliklere destek vererek, küçük bir iş yapmış olmuyorsunuz. Bunun farkında olun. Bu nedenle diyorum ki, şenliğiniz daim olsun. Hıdırellez kültürü ebediyyen yaşasın. Hıdırellez gününde bana da bir dilek dilemek düşerse, ülkemiz için barış ve huzur diliyorum. " dedi. 6 Mayıs 1972 tarihinde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edildiğini ve bugünün de hıdırelleze denk geldiğini dile getiren Akcagöz, " Tam 45 yıl olmuş. Darağacında üç fidan idam edileli yıllar geçmiş. Ancak duyarlı halkımızın yüreğinde acıları hala taptazedir. Her 6 Mayıs'ta o nedenle yaşadığımız bahar coşkusunun içinde böyle acıları da yaşıyoruz. Türkiye, üç gencini idam etmekle çok şey kaybetti. Olaya, sadece üç genç idam edildi diye bakmamak lazım. O günden bugüne nerelere geriledik bir inceleyelim, görelim. Militarist yapıdan uzaklaşıyoruz belki ama asla demokratikleşmiyoruz. İşte bunun temelleri ta o yıllarda atıldı. Darbeler, cuntalar bizi bu günlere getirdi. Şimdi, bu tablodan yaşadığımız süreçten, bir galibiyet elde etmiş gibi kendisini mutlu hisseden muhafazakar kesim de bir gün bu gerçeğin farkına varacak. Ancak, maalesef ülke bedel ödemek zorunda kalacak. Bunun için, bir yurttaş olarak üzgünüm. Denilebilir ki, 6 Mayıs'ta dileklerimizi gül ağacına, gençlerimizi dar ağacına asıyoruz. Deniz Gezmiş, beraber yargılandığı ve idam edildiği arkadaşı Hüseyin İnan'a 'dede' diye hitap ediyor. Dede, diyor bir gün. Hakkımızda idam kararı verdiler korkuyor musun? Hayır diyor Hüseyin: 'Biz korkumuzu Kerbela'da bıraktık.' Biz de içimizdeki tüm korkuları atlattığımız badirelerde birer birer bıraktık. Herşeye rağmen, içimizdeki coşku eksik olmayacak. Siz de içinizden coşkuyu eksik etmeyin. İçimizden coşkuyu eksik edersek, heyecanımızı kaybedersek, sadece bugüne değil, yarınlarımıza da en büyük zararı vermiş oluruz. O nedenle, hıdırellez coşkusu hiç bitmesin. Bu yıl on sekizincisi düzenlenen Avut Mahallesi Hıdırellez şenlikleri de daim olsun. " diye sözlerini tamamladı