BİRAZ NEFESLENMEYE NE DERSİNİZ?

            Eskiden büyüklerimiz yorulduğu zaman biraz nefesleneyim derlerdi, bunun anlamı dinlenme isteği idi. Yorulan insanların dinlenme hakkı olduğunu kendileri de bilmez, ne zaman ki beden dili bazı işaretleri vermeye başlar o zaman  dinlenmeye başlarlar. İş yoğunluğu insanı öyle bir hale getiriyor ki adeta kendisini unutup, işkolik oluyor. Dünkü yazımda da belirttiğim gibi matbaadaki arıza nedeni ile İstanbul"a gitmek zorunda kalınca  arızalı parçayı imal eden fabrika sahibi ile sohbet ederken onun anlattıkları bana farklı şeyleri hatırlattı, bu nedenle gelmişken birkaç gün nefesleneyim dedim.

            Nefeslenmenin çok çeşidi olduğunu hepimiz biliyoruz, kimisi kumar makinelerine gider nefeslenir, kimisi hatunlarla nefeslenir, kimisi kafayı çeker nefeslenir, kimisi de bizim gibi Camilerde, Tarihi Eserlerde nefeslenir. Bu konuda hiç unutamadığım bir hatıramı anlatmak istiyorum. 1984 yılında Hürriyet Sokak üzerinde bir bina yapıyorduk, binanın bitişiğinde emekli sandığının giriş kapısı vardı, araçlar, şoförler, bekçiler orada dururdu, Sivaslı bir şoför sürekli alkol alıp, kumar oynardı kendisine dedim ki; “arkadaş neden kendine zulmediyorsun  yazık günah değil mi?” Verdiği cevap çok enteresan “Bak Adnan Bey sen ölünce melekler yanına gelip sana soracaklar, sen hayatında hiç kumar oynadın mı, içki içtin mi, zamparalık yaptın mı, sen de hayır deyince sana diyecekler ki Allah bu nimetleri kulları için yarattı sen neden istifade etmedin, atın bu adamı cehenneme

            Buraya kadar anlattığımız işin esprisi ancak insanın gerçekten zaman  zaman dinlenmeye,  farklı ortamda bulunmaya ihtiyacı vardır sürekli aynı ortamı, aynı olayları teneffüs etmesi zamanla monotonlaşmasına neden olabilir, hele  hele bizim yaptığımız iş o kadar yoğun, o kadar sıkıntılı ve yorucu bir iş ki sormayın gitsin. Normal bir insana yılda bir veya iki kez tatil  yeterse bizim meslekte en az ayda bir kez dinlenmeye ihtiyaç vardır, aksi halde sağlıklı düşünme şansınız yoktur.

            Bir yandan nefeslenirken, diğer yandan da etrafta olup biten veya bulunduğumuz bölgedeki dostlarımızla paylaştıklarımızı da sizlerle paylaşmadan yapamayacağım. İstanbul çok büyük bir şehir; ancak zaman  zaman bir ucundan, diğer ucuna kadar gitmek zorunda kalıyoruz. Kartal"dan, İkitelli"ye uzanan iş gezilerimiz oluyor, bu arada Samsun"dan eş, dost ve bürokraside olan arkadaşlarımızla sohbet etme imkanımız oluyor. Her cemiyetin vazgeçilmez sohbetlerinden birisi önümüzdeki Genel Seçimlerde muhtemel Milletvekili adayları ile ilgili yorumlar.

            Burada da oradan çok farklı bir  durum değerlendirmesi yapılmıyor, önümüzdeki seçimlerde Ak Parti"den mevcut iki milletvekilinin yerlerinin garanti olduğu, üçüncü vekillik konusunda iki vekil arasında Başbakan"ın tercihine göre tercih noktasının olacağı söyleniyor. Bu arada İstanbul"da yaşayıp, önümüzdeki seçimde aday adayı olmayı düşünen bir hayli iş adamı, bürokrat ve değişik kesimlerde olan arkadaşlardan bahsediliyor. Bu konuda çok ayrıntıya girmek istemiyorum, ancak şu kadarını söylemekte yarar var Belediyelerde görev yapan bürokratlardan tutun, hemşeri derneklerinde aktif görev alanlar, iş hayatında belli noktada başarı gösterenler vekillik konusunda hayli hevesli gözüküyor.

            Ak Parti beş veya altı milletvekili çıkarırsa bunlardan üç tanesinin yeni olacağı konuşuluyor, bu yeni vekillikler için Ankara ve İstanbul bürokrasisi şimdiden çalışmalara başlamış bile, kimisi Başbakan"a yakın isimleri şimdiden markaja almanın yolunu arıyor, kimileri İstanbul lobisine yakınlaşıp, onların kontenjanından listelere girmenin yolunu arıyor, kimileri Basında öne çıkabilmenin ve kamuoyu yoklamalarında anketlerde ön sıralarda çıkabilmenin yolunu arıyor, kimileri ise Ankara"daki kulis merkezlerinden olup, bitenleri öğrenip, Genel Merkezle yakın ilişkiler içerisinde olmanın yollarını arıyor.

            Sizin anlayacağınız Vekil  olabilmek adına öyle yoğun ve hummalı bir çalışma var ki sormayın gitsin. Bu çalışmalardan ne kadar sonuç alabileceklerini şimdiden kestirmek zor ancak kıran kırana  sinsi bir mücadele olduğu kesin. Bu arada Başbakan"a yakın iş adamlarına, dostlarına, eski arkadaşlarına yanaşmak için kimlerin hangi yollara baş vurduğunu anlatsam gülmekten kırılırsınız. İzin verirseniz biraz daha soluklanayım ki hart diskimi biraz iyi doldurup, sizlere daha sağlam bilgilerle geleyim. Nasıl olsa orada olup, bitenler anında ve zamanında bize ulaşıyor, biraz da buralarda olup, bitenleri takip etmeye ne dersiniz. Sadece Ak Partide değil CHP de, MHP deki beklentileri  de araştırıp öğrenmek için birkaç güne ihtiyaç var. Hafta sonu dostlarımızla yeniden buluşmak üzere kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR